AŞK'LARI ROMAN'LAŞTI

Vansesi Özel
Van'da uzun yıllar gazetecilik ve köşe yazarlığı yapan Vedat yazıcı edebiyatçı kişiliği ve yazma tutkusuna Türk-Ermeni gençlerinin aşkını işleyen "Aşk-ı Pinade Leniya" isimli romanıyla yeni bir boyut kazandırdı.
Vedat Yazıcı, Leniya romanında; Doğu'da yaşanan hayatın acı gerçeklerini, Aşkın milliyet tanımadığını, ötekileştirilmeden insanların birbirlerini sevebileceğini, insanın gerçeği ararken yol gösterici olmadan hedefi zor bulacağını, felsefî akımların insanı içinden çıkılmaz bunalımlara ittiğini, erkeklerin aşklarında vefasız olduğunu, seven kadınların unutmadığını, öğrencilikte çekilen sıkıntıları, okuma ile hayatın zorlukları arasında ezilen insan ruhunu, çaresizliğin insanı bazen içinden çıkılmaz lâbirentlere ittiğini, Ümitsizliğin insan hayatında yeri olmadığını…Kısaca hayatın gerçeklerini anlatıyor.
KİTABIN KAPAK YAZISI
Leniya, çok sevdiği gözlerinden ayıramıyordu bakışlarını. Hiçbir şey konuşmuyorlardı. Gönülden gönüle sevgi seli akıyordu. Gözle görülmeyen, elle tutulmayan sadece gönüllerin gördüğü bir sevgi seli bir birine karşı. Akıl susuyordu, konuşmaya cesaret edemiyordu. Seyre dalıyordu âşıkların yanında. Gönül tüm kapılarını açıyordu. İçinde saraylar barındırıyor, cennetler sunuyordu âşıklara. Âşık olan kayboluyordu bir diğerinin sevgisinde. Mavi kelebekleri görüyorlardı şelâlelerin kenarında. Suyun üzerinde yüzen elmaslar, yanı başında açan güller oluyordu. Her türlü çiçeğin kokusunda kayboluyorlardı. Huri oluyorlardı. Yeşillikler arasında, saray içinde, beyaz atın üstünde gibiydiler. Gönül dünyasında o kadar çok seyre doyumluk şeyler oluyordu ki konuşmakla zaman harcanmıyordu. Sadece seyretmek yetiyordu. Mest olmuşlardı, birbirlerini seyretmekten. Yorgun düşmüşlerdi.
Leniya, daha fazla dayanamayıp Ömer'in dizinin üstüne başını koydu. Hiç bitmesini istemiyordu o anın. Mutluluk tüm bedenine yayılmıştı. Saçlarını usul usul okşuyordu. Kemanın yayı daha fazla incitiyordu tellerini belki de. Notalar saçlarında beliriyordu. Nasırlaşmış ellerde okşanıyordu. Ateş bile aşka geliyordu. Son gücüne kadar parlıyordu. Ağacın dalında bulunan kuşlar susmuştu âşıklara saygılarından. Sadece sevinçten heyecanını yenemeyip yavaş yavaş dalgalanıyordu Van Gölü. Aşklarının ömür boyu süreceğine susarak ant içmişlerdi. Tek kelime etmeden ellerine toprak almışlardı. İkisinin de sessizce kelimeler beliriyordu dudaklarında. "Şahidimiz şu toprak olsun. Sana geldiğimizde bir başkası girmeyecek gönül dünyamıza"
Vedat YAZICI:
1973 yılında Van Erciş'te doğdu. Muhabirlik yaptığı dönemlerde spor ve kültür sayfalarında köşe yazıları yayınlandı. Ege Üniversitesi Alaşehir Meslek Yüksekokulu ve Yüzüncü Yıl Üniversitesi Ziraat Fakültesi'ni bitirdi. Köy öğretmenliğinin yanı sıra okul idareciliği görevinde bulundu. Halen Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığında Ziraat Mühendisi olarak görev yapıyor. Şiir ve Roman yazılarına devam eden yazar; evli ve bir çocuk babasıdır. 

vanhaber, van, haber, van haber

Bakmadan Geçme