Bir televizyon kanalında mültecilerle ilgili program izliyorum.
Temiz giyimli, temiz yüzlü, yetmiş seksen yaşlarda bir Ukraynalı adam düşüyor televizyon ekranına.
Ağlayarak, yumruk şeklinde elleriyle gözyaşlarını silerek konuşuyor.
“Bu bir trajedi. Asla düşünmezdim!”
Sonra mültecileri gösteriyor belgesel. Hepimizin yıllardır televizyonlarda izlediğimiz mazlum, çaresiz mültecileri.
Dikenli tellerle, askerlerle ve köpeklerle korunan sınır boylarında tamamen ilkel koşullarda kalabalık yığınlar halinde erkek, kadın, çoluk çocuk.
Ara sıra da olsa, onlara yardım eli uzatan geniş yürekli insanları ve yardım kuruluşları.
Yetersiz kalıyorlar, biliyorum.
Aklıma konu mülteciler olduğunda vicdanlarını konuşturan iki isim, Avrupa Parlamentosunun İrlandalı kadın milletvekili Clare Daly ile 2018 yılında mültecileri konu aldığı ve Fransa Cumhurbaşkanı Macron’u sömürgecilikle suçladığı konuşmanın sahibi İtalya Temsilciler Meclisi Üyesi Giorgia Meloni aklıma geliyor.
Konuya ilgi duyan herkesin bu duyarlı iki kadının konuşmalarını internet kaynaklarından bulup izlemesi gerektiğini düşünüyorum.
*
İzlediğim belgeselde konu ile ilgili çarpıcı ayrıntılar var.
Dünyada en fazla mülteci veren ülkelerin sırasıyla Suriye, Venezüella, Afganistan, Güney Sudan ve Myanmar.
Seksen iki milyondan fazla insan yerinden, yurdundan edilmiş.
Mülteciler önceleri Lübnan, Ürdün, Türkiye, Irak’a gitmişler.
En fazla mülteci alan ülkeler, Türkiye, Pakistan, Uganda ve Almanya olmuş. Ülkemiz son yedi yıldır birinci durumda.
Avrupa Birliği ülkelerine gitmek isteyen mültecileri en sert şekilde reddeden, duruma göre denize geri iten ya da adalardaki sığınmacı kamplarında bir tür hapseden ülke Yunanistan.
Oraya gitmek için öncelikle ölümü göze almak gerekiyor.
Suriye’den mülteci olup yollara düşenlerin sayısı altı milyon altı yüz bin.
2011 ile 2021 yılları arasında ülkelerinden edilenlerin sayısı iki katına çıkmış durumda. Şu anda insanlığın yüzde birinden fazlası zorla yerinden ediliyor ve bunların yüzde 42 si çocuk.
Ukrayna’da 40 günde dört milyon mülteci olmuş, yedi milyon insan da yerinden edilmiş.
Sudan’da ve diğer yerlerde anneler çocuklarını açlığa alıştırıyorlar. Bangladeş’te mülteciler bir adaya gönderilmiş.
Güney Amerika ülkelerinde yaşanan göç hareketlerinden bahsetmedik bile. Başkan Trump döneminde ABD’nin inşa ettiği aşılmaz engeller de az ekranlara gelmedi.
Seçimlerde mültecilere kolaylık sağlayacağını vaat etmiş olan başkan şimdi onları istemiyor.
*
Aklımda yaşlı Ukraynalı adamın sözü;
“Asla düşünmezdim!”
Bir an için kendimi onun yerine koyuyorum.
Biliyorum ki, kendilerini dünyanın efendisi sayan kimi güç odakları kimi emperyalist güçler ülkemizin de içinde bulunduğu coğrafyayı kan, barut cehennemine çevirip kendilerine refah devşirme peşindeler.
Biliyorum ki, bugün Ukraynalı yaşlı adamın dediğini yarın başka birileri ve başka ülkelerde demek zorunda kalabilirler. Ve hatta o kimselerin bir kısmı yaşadıkları o ülkelerde şu anda içeride ve dışarıda yangın çıkmasından medet bekleyenler de olabilirler.
Yine biliyorum ki dünyada mülteci almaya gönüllü hiçbir ülke yok!