Barış kurtuluştur

Detaylar girmeden, son aşama ile başlarsak; Devlet yetkililerin Öcalan ile yapmış oldukları görüşme ve müzakereler neticesinde 21 mart 2013'te Diyarbakır nevrozunda Öcalan'ın mesajı Türkiye halklarını ilgilendirdiği kadar, Ortadoğu ve Dünya halkları içinde, büyük önem arz ediyordu. Nihayetinde dünya basınında geniş yer buldu. Bu mesajda silahlı mücadelenin miladını doldurduğunu ve artık demokratik siyaset dönemi geldiğini belirtiyordu. Devlet yetkililerin yapmış olduğu görüşmeler meyvesini vermiş ve her iki tarafında artık, çatışmalı ortam istemediği belirtiliyordu.
Başından beri, barıştan yana çok çaba sarf eden Ak parti ve BDP'nin bir damla kan dökülmesin diye verdikleri mücadele barışın ne kadar ihtiyaç olduğunun bir emaresi olacaktır. İmralı'dan gelen son mektubun Kandil'e ulaşmasından sonra 25 Nisanda Murat Karayılan'ın yapmış olduğu açıklama ile gelinen aşamada bölge halkları çatışmalardan yorgun düşmüş, eşitlik ve kardeşlik temelinde sorunların çözümü, bir acilyet haline gelmiş bulunmaktadır. Ortadoğu ve Orta Asya halkları, çatışmalara son verecek barışçıl yeni bir sürece, ekmek ve su kadar ihtiyaç duyulmaktadır. 8 mayıs 2013 tarihinde gruplar halinde çekileceklerini ve konuşlanma yerinin, Türkiye topraklarını dışında, Irak Federal Kürdistan olarak belirtmiştir. Yapılan açıklama memnuniyet vericiydi. Fakat kaygıları vardı, geri çekilmede oluşabilecek olumsuzluklara karşı herkesin dikkatli ve ihtiyatlı davranılması gerektiğini belirtiyor. Oluşabilecek bir saldırının çekilmeyi durduracağını ve bu nedenle herkesin dikkatli olması gerektiğini söylüyordu
1984 ten beri devem eden kan ve gözyaşının sona ermesinde ilk kez bu kadar çözüme yaklaşmışken herkesin çözüm, sürecine destek vermesi gerekmektedir. Kan üzerinden siyaset yapan ve kanın durmasını istemeyen iç ve dış güçler, tarih boyunca hep var oldular ve var olmaya devam edeceklerdir. Fakat çanları eskisi gibi çalmayacaktır. Bilinçlenen halklar artık bunlara prim vermeyecektir. Çocuğu askere gitmeyen yada canı-yüreği yanmayanın, evlat sevgisi nedir? Hiç bilebilir mi?  Ciğeri yanan anne ve babanın çektiği çileyi döktüğü gözyaşını bilebilir mi? Ateş düştüğü yeri yakar. Otuz yıldır, kardeş kardeşe silah sıktı, gencecik Türk-Kürt kardeşlerimizi toprağa verdik, kanlar döküldü yetmez mi?
     Bugün Ak Parti ve BDP insanlar ölmesin diye bedenlerini taşın adlına koymuşlardır. İnsan olarak eğer ki, destek vermeyeceksek, bari köstek olmayalım. Barış kelimesi neden birilerini bu kadar tedirgin ediyor. Barış kelimesinin bu ülke halklarını birleştirici olacağını, birlik ve beraberliğin daha fazla pekişeceğini, kardeşliğin anlam kazanacağını ve bölünmekten ziyade bütünleşecek ve Ortadoğu'nun belki de, dünyadaki sayılı güçler arasında yerini alacak,  bir Türkiye olacaktır. Bu durumu, barış ve huzur ortamını istemeyenler bizden çok daha iyi bilmektedirler. Fakat kandan beslendikleri için maalesef işlerine gelmemektedir.
    Evet geldiğimiz noktada, barıştan yana olan herkesin, sürece destek olması bir insanlık borcu haline gelmiştir. Herkesin, kendisine, ailesine yada, temsil ettiği her neyse, ağzımızda çıkacak her kelimenin, özenle seçilmesi, oluşabilecek provoke düşüncelere karşı çok dikkatli olmamız gerekiyor. Özellikle, üniversiteler provokatörler için uygun ortamlar olduğundan dolayı bunun üzerinden, çözüm sürecini, provoke girişimlerine gideceklerdir. Çocukları üniversitede okuyan tüm yurttaşlarımızın çocuklarına bu güne kadar bir nasihat etmişse, bundan sonra bin nasihat etmesi ve sağduyulu davranmaları ve iç ve dış provokatörlere prim vermemeleri konusunda dikkatli olmaları gerekmektedir. Oluşabilecek negatif bir olayın vebali ve sorumlusu elbette ki, kandan medet umanlar olacaktır. Ülkemizin ve Ortadoğu halklarının geleceği için barış, barış, barış ve ille de barış.
Sağlıcakla kalın.

 

Bakmadan Geçme