21 Mart'ta Diyarbakır'da verilen barış mesaj ile ve sonrasında başlayan süreç olumlu bir hava yaratmış ve müzakereler meyvesini vermişti. Silahlı güçlerin sınır dışına çekilmesi ve verilen olumlu mesajlar barış adına hayati önem taşıyordu. Öcalan'ın son görüşmesinde gönderdiği mesaj çok nemli ve bir o kadarda üzerinde düşünülmesi gerekmektedir.
Öcalan:"Ben şahsen sürecin her aşamasının şeffaf şekilde yürütülmesi taraftarıyım. Umarım devlet de ikinci aşamaya dair bu önerilerimizi doğru değerlendirip, doğru sonuçlara varır. Bu mesele yüz yıllık bir meseledir. Meselenin tarihi olguları ve maddi olgulara dayanan gerekçeleri vardır. Herkesin bu ciddiyetle yaklaşması gerekir. Bizim sunduğumuz öneriler, Türkiye halklarının belki de yüzde 90'ının ortak çıkarını temsil eden bir çalışmanın sonucudur.'' ( Bazı güçlerin engellemelerine rağmen ben süreci ilerletmekte kararlıyım. Başarılı olacağımıza da inanıyorum.) ''Olanaklarım olursa her hafta kamuoyuna bilgilendirme yapmak isterim." Diye son heyetle birlikte mesaj göndermiştir.
Kamuoyunun nabzını iyi bilmek ve öyle hareket etmek. Bu bir başarı ve barış isteğinin yanında, omuzladığı ağır yükün ve kendine güvenin emaresidir. Bir liderin romanını yarıladığını görüyorum. İkinci aşamaya geçişin mutluluğu ve tüm olumsuzluklara ve ağır koşullara rağmen üstelik bazı güçlerin engellemelerine rağmen süreci ilerlemenin kararlılığını belirtmektedir. Öcalan aslında herkese ve hepimize mesaj vermektedir. ( bazı güçler ) çok dikkatli davranılması ve bu güçlerin nerde ve nasıl ortaya çıkabileceklerini belli olmadığı, sürecin herhangi bir şekilde provoke ve şantaj edilmelere karşı herkesin dikkatli olması konusunda uyarılarda bulunmakta ve ciddiyete davet etmektedir. Yüz yıllık bir meselenin ve bir ülkenin yüzde doksanın ortak çıkarının olduğu bir davada ve bu davada eğer birilerinin veya bazı güçlerin maddiyat ve menfaati olgular varsa, elbette ki bu süreç baltalanmak ve sekteye uğratmak, uğraşı içerisine gireceklerdir. İşte tamda bu noktana barış ortamının gerçekleşmesi konusunda meşakkatli davranılması hepimizin görevi olmalıdır. Özellikle annelerimizin buradaki rolü çok daha önem arz etmektedir. Dilim varmıyor ama ölümler olduğu zaman onlar kadar üzülen ciğeri yanan ikinci bir kişi bulunmaz. Ağlarsa anam ağlar, gerisi yalan ağlar demiş atalarımız.
Evet, süre Allah'ın izni ile çok güzel gitmekte ve güzel bir ortam oluşmaktadır. Yalnız bu ikinci aşamada, usluplarımızada dikkat etmemiz gerekmektedir. Her şeyden önce devlet eğer birini muhatap almış işe, onun varlığını kabul etmiş demektir. Bu insan ile müzakereler yürütülüyorsa ve bir barış ortamı sağlanmış ise o kişi veya kişiler hakkında üslup değişikliğinede ditmeniz kaçınılmaz olmalıdır. O halde biraz daha dikkatli olması gerekmez mi? Kendisini seven milyonlar bu söylemlerden hoşlanmamakta ve sürece olan güvenlerini sarsmaktadır. Süreç tüm olumsuzluklara ve bazı güçlere rağmen, ikinci aşamaya geçilmiş ise, artık daha dikkatli davranmak ve barışçıl bir üslup kullanarak süreci nihayete erdirmek en büyük görevimiz olmalıdır.
Demokratik siyaseti sağlam temeller üzerine inşa edelim, demokrasi depremine dayanıklı olsun. Çünkü insan canından kıymetli hiçbir şey yoktur. Bazı göçlere dikkat edelim. Bayram değil, seyran değil, eniştem Francis Ricciardone beni niye öptü. İyi düşünmek, iyi analiz etmek lazım.
Sağlıcakla kalın.