Başbakanın dikkatine '2'

Bundan önceki yazımda iki ana başlık halinde düzeltilmesini istediğim 'sendikaları ve dernekten odalara dönüşmüş olan TESK konfederasyonu'nu konu almıştım. Bu günkü yazımda ise Basın ve Medyayı masaya yatırmaya karar verdim.

Sayın Başbakanım, size ve iktidarınıza karşı olan basın ve medyaya, karşıt medya adı verilmiştir. iktidardan yana olan Basın ve Medyaya da yandaş medya denilmektedir. Bu önemli bir yanlıştır. İktidar olarak sizlerin yapması gerekenler yapılmamış, basit ve pratik bir çözüme gidilmiştir.

Sayın Başbakanım, bu basit yöntem eski Türkiyede kalsın siz yeni Türkiye şartlarına uygun çözümler üretmelisiniz. Bu klasik çözüm sizin klasınıza yakışmıyor. Bu konu ile ilgili önerilerimi aktarmaya çalışacağım. Teröristler ikiye ayrılır;

1-SİLAHLA EYLEM YAPAN, SİLAHLI TERÖRİSTLER:

Bunlar PKK, IŞID, DHKPC ve benzerleri… Çok şükür devletimiz bu terörist guruplara dünyayı dar ediyor. Bu kararlılıkla devam ederse ki edeceğine inanıyorum, bunların kökünün kazınacağından hiç şüphem yoktur. Allah Kahraman Ordumuza zeval  vermesin. Bunlara genel anlamda silahşörler denir.

2-KALEMLERİNİ SİLAH GİBİ KULLANAN VE ADLARINA BASIN MENSUBU DENİLEN TERÖRİSTLER:

Bunlar paralel terör örgütü ve onun yandaşı olan basın mensupları, bunlara da genel olarak kalemşörler denir. Bu kalemleri ile terör estiren ve adına ifade özgürlüğü denen, Fransa’daki dergiden örnek vermek istiyorum. Bu dergi 100 milyonlarca insanın kutsalı olan Peygamberlerimize hakaret ederek ifade özgürlüğü haklarını kullandıklarını savunmuşlardır. Teröristlerce bu derginin bir çok yönetici ve çalışanına silahlı saldırı düzenlendi ve bir çok dergi çalışanı öldürüldü. Bunlarda bizim kutsalımıza yapılan hakaretin bedelini ödettiklerini savundular. Bu iki kesimin biribirinden farkı var mı? Bunların tamamı teröristdir. Gelelim ülkemize, Ülkemizde kendilerini basın mensubu olarak adlandıran bir çok kendini bilmez gazeteci olarak tanımlanmaktadırlar. Bunlar aslında kalemleri ve yazıları ile terör estirenlerdir. Bunlara dur diyecek ise siyasi iktidardır.

İfade özgürlüğünü sonuna kadar savunurum. Ancak benim özgürlüğüm senin özgürlük sınırında biter. Kimseye küfür etme hakkı verilmez. Kimseye hakaret etme hakkı olamaz. Adam gibi vatandaşın haber alma hakkını kullanarak edep ve terbiye içinde haber yapılır. Eleştirmek bir demokratik haktır. Sonuna kadar eleştirilmelidir. Ancak eleştirinin dozu kaçmamalı. Eleştiri ayrı bir şey, hakaret ve küfür ayrı bir şeydir.Eleştirmeye evet küfüre ve hakarete hayır.

Sayın Başbakanım, karşı medyanın alternatifi yandaş medya kurmak değildir. Doğrusu, Basın kanununu yeniden düzenleyerek, ahlaklı, namuslu bir yasa çıkarılmalıdır.

Basın bir kaç para babasının elinde olmamalı Patronların rant kapısı olmasına izin verilmemeli. Yeni Türkiyeye uygun bir şekilde Basın ve Medyayı yeniden yapılandırmanızı bekliyoruz, takipçisi olacağız.

Saygılarımızla…

Bakmadan Geçme