Basit bir seçim analizi ve Van’ın açmazı

1 Kasım Seçimlerinde AKP'nin beklenmeyen büyük bir başarıyla %49.4 oy alması AKP ve Erdoğan'ın yürüyüş formundaki yıkılışını koşar adıma dönüştürdü.

Gittikçe de hızlanacak bir koşudur bu. Artık AKP nin ve sn Erdoğan'ın mazereti kalmadı. Halk "ne istedin de vermedik" modunda olacak artık. AKP bu seçimle ya Davutoğlu- Erdoğan ayırımına girip koşuyu yüz metre hızına çıkaracak ya da Erdoğan'a tabi olup onun yıkılmış cumhuriyet üzerine inşa edeceği bilinmezin son metresine mecbur olacak. AKP'nin yeni döneminde yandaşlarına, hızlı kalemşörlerine ve beklentisi olanlara sağlayacağı artı bir şey yok, kalmadı. Sağlanacak her şey 13 yılda sağlanıp tükendi. 

Çok az yandaşa yeni el konulması muhtemel alanlarda (Doğan Medyasında, Sözcü ve Cumhuriyet) iş ve çıkar sağlar. Bir kaç Vakıf Üniversitesi, talebe yetmez. Rantta açılacak arazilerde paylaşıldı.. Dünyanın içinde bulunduğu ekonomik durum, konjöktürel olumsuzluklar, siyasi ve dış politika açmazları (İran, Rusya, Almanya, Çin), Suriye, Irak, PYD, IŞİD çelişkileri  ABD nin ağır baskısı, Erdoğan'ın kendi planları işleri daha da zorlaştıracak. Enseyi karartmayın, dik durun , safınızı koruyun göreceksiniz demek düşüyor bana. Bu görüşümü 4 Kasım tarihli yazısında cumhuriyetin, demokratikleşmenin, hukukun, özgürlüklerin mahkemelerin yardımıyla nasıl savrulduğunu anlatıp, Ahmet Altan'ın "silkinin, korkmayın" başlığıyla yazdığı yazıya atıf yapıp mücadelenin erdemini dile getiriyor. Oya Baydar "1 Kasım'ın özeti; savaşın, şiddetin, yalanın Pirus Zaferi" başlıklı yazısında halkın kaosta boğulma korkusuyla itildiği denizde yılana sarılışını dile getirerek AKP nin zaferinde PKK nın AKP nin kendine biçtiği rolü iyi oynadığını ve sivil halkı AKP ye yem yaptığını söyleyerek PKK'nın yanı sıra en büyük desteği 7 Hazirandan sonra MHP nin verdiğinin altını çiziyor. Mustafa Balbay "umut gerçeklerden büyüktür" diyerek moral tazeliyor. Aydın Engin, daha eşitlikçi, daha adil, daha velhasıl daha güvenli bir Türkiye için ne yapılması gerektiğini ve kent kent, sokak sokak, ev ev, kapı kapı çaba harcanmasını dile getiriyor. Levent Gültekin ise AKP nin çürüttüğü İslami ve cumhuriyet değerlerinin korunması için bu seçimi yenilgi olarak değil bir tür yeni bir seferin başlangıcı kabul etmekten söz ediyor. Hasılı "enseyi karartmamak" gerek.

Bu seçimde ve bundan önceki seçimlerde Van'ın açmazı seçtiklerinin iktidar mensubu olsa da Van'a katkılarının olmaması. Geçmişte CHP den seçilen rahmetli Ferit Melen, 1962-1963'de İnönü hükümetinde ve 1963-1965 Cemal Gürsel hükümetinde Maliye bakanlığı yaptı. 1971-1972 de Milli Savunma bakanlığı, 172-1973 de Başbakanlık, gene 1975-1977 de Milli Savunma bakanlığında bulundu ve Van'a Çimento fabrikasının yapılmasında büyük emeği geçti başkaca katkısı olmadı. Salih Yıldız 2 kez Çalışma ve Sosyal Güvenlik bakanı oldu, Yalım Erez Sanayi ve Teknoloji bakanlığında bulundu. Bildiğim kadarıyla Van'a tek bir katkıları olmadı. Hüseyin Çelik,  Kültür bakanlığı ve Milli Eğitim bakanlıklarında bulundu AKP nin en iddialı olduğu alanda eğitimde Van'ın ne durumda olduğunu bana sormayın, bir hüsran..

 Peki  gelelim 1 Kasım seçimlerine AKP nin ağır topu Beşir Atalay zoraki olarak Van milletvekili oldu, muhtemel ki bakan da olacak. İlk iş olarak Kapıköy Sınır Kapısı'nı açtırdı. Bu Van esnafını sevindirdi  olumlu ve teşekkür edilmesi gereken bir konu. Ama Vanlılar Beşir Atalay'dan esas olarak; 4 yıl önce yaşadığı deprem yıkımının ardından yapılan TOKİ konutlarının satış fiyatının maliyet düzeyine çekilmesini istemeli.  İnsanlar ödeme güçlüğü içinde. Deprem öncesi kiracı olanlara konut sağlanmalı. Bunu her seferinde hatırlatmalı. Van'ın kent merkezinin imarının çağdaş kentler gibi olmasını sağlamasını istemeli. Özel sektörün yatırımının imkansızlığını görerek istihdam için devletin bir şeyler yapmasının ricacısı olmalı. Parti ayırımına gitmeyip Van büyük şehir belediyesi ve bağlı belediyelerin imkanlarının artırılmasını ısrarla talep etmeli. Van Göl'nün kirlenmesinin önlenmesi hedef olmalı işte bunları sağlarsa Van kazanır, AKP ye ve Beşir Atalay'a minnettar kalır, yoksa, açmazı başka baharlara kalır.

Bakmadan Geçme