Başkan Kaya: Herkesin safı belli oluyor

İnsan Hakları Derneği Van Şubesi yönetim kurulu Büyükşehir Belediyesi’ni ziyaret etti. İHD heyeti ziyaretinde konuşan Büyükşehir Belediye Eş Başkanı Kaya, Hz. İbrahim ateşe atılırken karınca misalini örnek vererek,” Bu karanlık dönemlerde herkesin safının netleşmesinin de ayrıca bir önemi var” dedi. STK temsilcilerinin yayınlamış olduğu deklarasyona da değinen İHD Başkanı Murat Melet, açıklamayı doğru bulmadıklarını söyledi.

Vansesi Haber Merkezi

İnsan Hakları Derneği Van Şube Başkanı Murat Melet ve şube yöneticilerinden oluşan bir heyet Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanları Hatice Çoban ve Bekir Kaya’yı makamlarında ziyaret etti. Çoban ve Kaya, heyet üyelerine ziyaretten dolayı teşekkür etti. Ziyarette konuşan İnsan Hakları Derneği Van Şube Başkanı Murat Melet, DBP’li belediyelere atanan kayyumlara değinerek, hiçbir hukuki dayanağı olmayan tamamen siyasi kararlar ile alınmış, halkı mağdur eden bir siyasi anlayış ile karşı karşıya olduklarını dile getirdi. DBP’li belediyelere atanan kayyumların halkı mağdur ettiğini aktaran Melet,” Gelecekte hesabı sorulacak olan bu anlayışa karşı olduğumuzu belirtmek istiyoruz. İHD olarak seçilmiş iradenin yanında olduğumuzu tüm kamuoyunun bilmesini istiyoruz” dedi.

Açıklamaları doğru bulmuyoruz’

Büyükşehir Belediye Eş Başkanı Bekir Kaya’nın Büyükşehir Belediyesi Meclis Toplantı Salonu’nda yaptığı açıklamaların ardından kimi STK temsilcilerinin yayınlamış olduğu deklarasyona da değinen Melet, açıklamayı doğru bulmadıklarını söyledi. Melet,” Kimi STK’ların Kaya’nın konuşmasını dinlemeden, anlamadan yaptıkları açıklamalarını doğru bulmuyoruz. STK’ların bu açıklamaları birilerinin dayatması ile yaptığına inanıyoruz. Bizler insan hakları savunucuları olarak mazlumun, mağdurun yanındayız, tarafındayız. Bu süreçte de özellikle Kürt siyasetçilerinin nasıl mağdur edildiğini görüyoruz. Siyasal iktidar yerelde ki sivil toplum örgütleri üzerinden bir şeyleri yapmak istiyor. Mevcut STK’ların siyasal iktidardan değil, mağdur edilen, iradesi gasp edilen kurum ve kuruluşlardan yana tavır almasını bekliyoruz. Van üzerinden çok farklı entrikalar, siyasi, politik oyunlar oynanıyor. Bu oyunlar 7 Haziran öncesi oynanmaya başlanılan oyunlardır.” dedi.

“Herkesin safının netleşmesinin de ayrıca bir önemi var”

İnsan Hakları Derneği’nin kendilerine bıraktığı miras üzerinden mücadele ettiklerini söyleyen Eş Başkan Kaya, “Ülkenin OHAL ile yönetildiği ve parlamentonun işlevini yitirdiği bir dönemden geçtiklerini ifade ederek,” Yasaların rafa kaldırıldığı, kanun hükmünde kararların alındığı ve bir şahsın aldığı kararlar ile ülke yönetilmeye çalışılıyor. Ülkenin parlak bir geleceğinin olduğunu söyleyemeyiz. Hak ihlallerinin en üst boyutta yaşandığına şahit oluyoruz. Bunun için halktan olan herkes ile ortaklaşmak lazım. Bu faşizan, baskıcı ve cuntacı uygulamalara karşı herkesin karşı duruş göstermesi gerekiyor. Biz böyle öğrendik, böyle bir geleneğimiz var. Bu sürecin böyle devam etmeyeceğini, bu toplumun dinamiklerinin buna izin vermeyeceğine adımız gibi eminiz. Bu karanlık dönemlerde herkesin safının netleşmesinin de ayrıca bir önemi var. Hz. İbrahim ateşe atılırken karınca ağzı ile su taşımaya çalışıyor, soruyorlar ‘ne yapacaksın? bu şekilde su taşımak ile bu kadar büyük bir ateşi söndüremezsin’ O da cevap verir, ‘en azından safım belli olur’ demiş" diye konuştu.


‘Her dönem rüzgâra karşı dik durmak gerek’

15 Temmuz gecesi kamu kurumlarının nasıl silahlar ile basıldıklarına şahit olduklarını hatırlatan Kaya, 15 Temmuz akşamı darbe eliyle kamu kurumları nasıl ele geçirilmeye çalışıldıysa, kendi meclislerinin de aynı şekil ve yöntemler ile basıldığını söyledi. Kaya,” Polislerin hakaretleri ve tehditleri ile aynı görüntüler oluştu. Bu durumlarda sivil toplum örgütlerine çok iş düşüyor. Bu kadar baskı cenderesine karşı toplumu koruyacak sivil toplum örgütlerinin ortaya koyacağı mücadelesi olmalıdır. Elbette bu devran böyle devam etmeyecek bu devran bir gün mutlaka bitecek. Belki de bu durum yüz karası bir durumdur, yoksa bu böyle sürmeyecek bunu bizde biliyoruz” dedi.

Kimlerin saflarını nasıl netleştirdiğine tanık olduk

Türkiye’nin çok OHAL yaşadığını söyleyen Kaya, Kürtlerin ise bu dönemlere alışık olduğunu ve bu dönemlerde 17 bin insanını kurban olarak verdiğini dile getirdi. 4 bin köyün bu zamanlarda yakılarak kül edildiğini aktaran Kaya,” Kimileri olağan üstü halin durumuna güzellemeler yaparak,’OHAL sivil iktidarın elinde olduğu için iyidir’ dediler. Halbuki bütün olağanüstü hal durumları sivillerin eliyle yürürlüğe konulmuştur. Sıkıyönetimler ise askeriye eliyle yürürlüğe konulmuştur. İkisinin de birbirinden farkı yoktur. 1987’de ilan edilen olağanüstü hal sivil bir iktidarın eliyle yürürlüğe konuldu ve en son 2002’ye kadar devam etti. Bu süre zarfında 17 bin insanımızı verdik ve 4 bin köyümüz yakıldı. Onun için kimse kalkıp bize A partisi B partisi kararları için ‘güzeldir, iyidir’ demesin. Ya da kimse bizim beyanlarımızı ya da söylemlerimizi bağlamından koparmasın. Biz meclisimizin huzurunda açık bir şekilde, kimse bizim için militanca bir mücadele içerisinde olsun demedik. Biz sadece 'burada bir hukuksuzluk var ve sizinde bu hukuksuzluk için söyleyeceği bir sözünüz, bir kelimeniz olsun' dedik. Ama darbe mekaniğine alkış tutanları gördük. Aslında bu anlayışı görmüş olmakta sevindiricidir. Kimlerin saflarını nasıl netleştirdiğine tanık olduk. Evet bugün bu sürecin mağduru biziz, ama kaybedeni biz olmayacağız. Aksine kazananı olacağız, buna yürekten inanıyorum” diye konuştu.

Bakmadan Geçme