Baykal kararını açıkladı
CHPnin TBMM Başkan adayı deniz Baykal, Antalya gazeteciler Cemiyetinde basın mensuplarına açıklama yaptı. Baykal, geçici başkanın TBMM Başkanlık seçimiyle ilgili tartışmaları hukukçulara incelettiğini ve herhangi bir sorun görülmediği için yarınki oturumu yöneteceğini açıkladı. Baykal ayrıca hukuki bir engel olmamasına rağmen 'zihinlerde bir tereddüt oluşmaması için' oy kullanmayacağını söyledi.
İşte Baykal’ın açıklamasından satır başları:
Çok teşekkür ederim sayın başkan. Ben de bütün gazeteci, televizyoncu arkadaşlarımı selamlıyorum.
7 Haziran seçimlerinden sonra siyasal hareketlenme giderek hızlanıyor. Yarın TBMM'nin önemli bir toplantısı var. TBMM üyelerinin tamamına yakını yemin ettiler. Milletvekili kimliğini kazandılar. Bir kaç görev olduğu için yada hasta olduğu için gelemeyen arkadaşlarımız da yemin edecekler.
İlk iş olarak, başkan seçilmesi ve başkanlık divanının oluşması gerekiyor. Bundan sonra TBMM oluşmuş olacak.
Bu sürecin kritik bir aşamasındayız. Yarın başkanlık seçimi ve yemin etmemiş vekillerimizin yemin etmesi için bir araya geleceğiz.
“YARIN DA BEN GEÇİCİ BAŞKAN OLARAK DENETİM YAPACAĞIM”
Bu çalışmalar sırasında ben, en erken doğmuş milletvekili olarak geçici başkan göreviyle yükümlendim. Bunu bir onur olarak gördüm. Şimdi yarın da ben geçici başkan olarak denetim yapacağım.
Hem geçici başkanım, hem de milletvekili olarak TBMM Başkanlık seçimine bir aday olarak yarınki toplantıda ben de oy isteyeceğim.
Bu çok sık görülen bir tablo değil. Bu tablo hem geçici başkan, hem aday olma tablosu bazı soruların doğmasına neden oldu.
“ŞİMDİ BURADA O KARARI AÇIKLAMAK İÇİN BULUNUYORUZ”
Bu sorular bana da yöneltildi. Ben bunu incelettireceğim, hukuki bir çalışma yaptıracağım dedim.
Şimdi burada o kararı açıklamak için bulunuyoruz. Konunun iki boyutu var. Bir aday olan geçici başkanın oturumu yönetip yönetmemesi konusu. Öbürü de aday olan geçici başkanın, seçimde milletvekili sıfatıyla oy kullanıp kullanmaması konusu.
Tabi geçici başkanların kalıcı başkanlığa aday olması durumu, çok sık rastlanan bir durum değil. Sadece Süleyman Arif Emre Bey’in öyle bir girişimi olduğu tespit edildi. Sayın Emre geçici başkandı, en erken doğmuş olduğu için o da zamanında. Ve aynı zamanda da başkan adayı idi. Ve oturumu yönetti. Kimsenin itirazı olmadı. Hiçbir tartışma olmadı çok az oy aldı sayın emre. Daha sonraki oturumlarda başkanlıktan çekildi.
Yani ortada uygulama olarak geçici başkan olan bir başkan adayının oturumu yönettiğine dair elde bir örnek var.
“BU DURUMU AYDINLATACAK BİR DÜZENLEME YOK”
Yasada açık bir şekilde ve içtüzükte, bu durumu aydınlatacak bir düzenleme yok. Yani oturumu yönetir diye bir hüküm de yok, yönetemez diye de bir hüküm yok adaysa.
Böylesi umarım daha iyi olur. Daha güven veren bir seçim geçirmiş olurum. Tartışmaya fırsat vermeyelim. Yarın başlayacak oturumda bir aday olarak Deniz Baykal’ın oy kullanması söz konusu değildir.
“GEÇİCİ BAŞKANIN YÖNETEBİLECEĞİ KONUSUNDA HİÇBİR TARTIŞMA İŞARETİ GÖZÜKMÜYOR”
Geçici başkanın aday olması halinde, oturumu yönetmesine engel olacak ne hukuki ne de siyasi ne de teamülden kaynaklanan bir örnek yok. Oturumu aday olan geçici başkanın yönetebileceği konusunda hiçbir tartışma işareti gözükmüyor.
Oy verme işlemi de tamamen geçici başkanın görev alanının yetkilerinin konumunun ötesinde kendiliğinden işleyen bir süreç. Oy sayımı ve tasnifi, o da hiçbir şekilde meclis geçici başkanının, rapora bağlayacağı kura ile belirlenir. Kurayı başkanın seçmesi zorunluluğu da yoktur. Kurayı divanda birileri çeker. Ve o insanlar görevlidir. Kullanılan oylar doğrudan o üç kişinin önüne gelir ve onlar yine başkanın etkisi söz konusu olmadan tasniflerini, sayımlarını yaparlar, rapora bağlarlar, başkanlık divanına gönderirler.
O yüzden oturumu yöneten geçici başkanın herhangi bir yönlendirmesi söz konusu olamayacağı için, hem hukuki değerlendirme, hem siyasi değerlendirme açısından herhangi bir sorun gözükmüyor.
O nedenle ben yarınki oturumda, bana verilen görevi yapmaya devam edeceğim ve ben yöneteceğim.
İkinci konu, oy verme konusu. Yapılan hukuki araştırmalarda, başkanın oy kullanmayacağı ile ilgili düzenlemenin doğrudan seçilmiş başkana yönelik olarak ifade edildiği açıkça görülmektedir. Yani seçilmiş başkanın, başkanlık divanında olsa da olmasa da oy kullanması söz konusu değildir.
Meclis başkanı, oy kullanma olanağını otomatikman oy kullanamaz. Hangi meclis başkanı, seçilmiş meclis başkanı. Geçici olarak görevlendirilen başkanın oy kullanmayacağına ilişkin herhangi bir ifade yoktur. Oy kullanması halinde bunu engelleyecek bir dayanak noktası söz konusu değildir.
Pekala geçici başkan görevi geçici başkanvekiline devreder ve iner aşağıdan oyunu kullanır. Bunun uygulaması da vardır. Bütün bunları inceledikten sonra bu konudaki anlayışımı ifade etmek istiyorum.
"OY KULLANMAYACAĞIM"
Bu tablo karşısında, hukuki bir engel bulunmadığı halde, bir etik problem anlayışı ortaya çıkmaması için, bir siyasi tereddüt ortaya çıkmaması için yarın bulunacağım oturumda oy kullanmayacağım. Yani Meclis'i yöneteceğim ama o turlar sırasında ben oy kullanmayacağım. Oy kullanma arayışı içine girmeyeceğim. Bunu da karar olarak ifade etmek istiyorum.
Böylesi umarım daha iyi olur. Daha güven veren bir seçim geçirmiş olurum. Tartışmaya fırsat vermeyelim. Yarın başlayacak oturumda bir aday olarak Deniz Baykal’ın oy kullanması söz konusu değildir.
SORU&CEVAP
İsmet Yılmaz, AK Parti’den aday gösterildi. Görevinden istifa etmeden aday olması mevzuat açısından doğru mu?
Bu problemi de değerlendirme durumunda oldum. Yasalarda, hukukta bence bir düzenleme yok. Bir hükümet üyesi kişinin bir bakanın, meclis başkanlığına aday olmasını engelleyen yasaklayan bir düzenleme yok. Zaten kimsede bir düzenleme var demiyor. Ama bunun parlamenter rejimin ruhuna çok uygun olmadığını, o nedenle hükümet üyesi birisinin, parlamentonun kendi iç işleyişinde, hükümet üyesi olarak yer tutması , muhtemelen aday olurken ayrılması gerektiği anlayışı var. bunun bir hukuki zorunluluk olmadığını ifade edeyim. Bu konuda duyarlılık sergileyen milletvekillerinin, iç tüzükte bu konuyu aydınlatan bir düzenleme getirmeye gerek var.
Bundan sonrası için aday olurken bakanların istifa etmesi gerekir mi gerekmez mi konusu, iç tüzükte bir düzenleme yapılmalıdır. Adaylık bitti. Bu şartlarda seçim yapmayı içime sindirmem doğrusu. Bunu böyle götürme konusunda yasak ve hukuki bir engel yoktur.
Meclis başkanı olmanız koalisyonun şekillendirileceği anlamına geliyor mu?
Hayır. Bir kez daha ifade etmek isterim. Benim adaylık çalışmasına yönelmiş olmam, hiçbir şekilde bir koalisyon modelinin uygulanacağı bir anlayıştan kaynaklanmıyor. Ben arkama koalisyon modelini alarak yola çıkmadım. Daha resmen koalisyon çalışmaları da başlamadı. Bunu hem dıştan baktığımızda, hem içerden ben sorgulayarak biliyorum. Konuştuğumuz liderlere sormuş olarak söylüyorum. Şu an resmi bir görevlendirme bile yapılmadı.
Başbakan adayı da görevlendirilmedi. Başbakan adayının görevlendirilmesi, başkanlık divanının oluşmasından sonra söz konusu olacak. İki gün sonra meclis başkanını seçeceğiz. Hükümet ile ilgili hiçbir somut ilerleme yoktur. Şu an sadece peşrev çalışmalar yapılmaktadır. Esasa yönelik çalışma yoktur. Başkanlık konusunda şu yada bu çözümün ortay acıkması, şu yada bu koalisyon geliyor anlamına kesinlikle gelmez. Belli bir kişi seçilir, sonra bakarsınız seçime de gidilebilir.
Koalisyon çalışmaları ayrı, daha başlamadı bile. Hem cumhurbaşkanının görevlendirmesi oldu, hem siyasi partilerin görevlendirilmesi daha olmadı. E nasıl olacak bu? O kendi dinamikleriyle, meclis başkanlığı seçimleri kendi dinamikleriyle ilerleyecek.
550 milletvekiline, herkese aynı mektubu, benim anlayışımı liderlerle yaptığım görüşleri yansıtan ayrı birer mektup yazdım. Her bir milletvekiline ayrıca gönderdim. Böylece anlayışımı hem vekillere hem liderlere aktarmış oldum. Onların davranışı nedir, onu göreceğiz. Gayet medeni, çok doğru güzel görüşmeler yaptım, yararlı temaslar yaptık. Ama bu ne anlama gelir bunu bilemem.
Siyasette oyunlar, tuzaklar, arkadan dolanıp açmaza alma çabaları prim yapmıyor. İtibar görmüyor. Bunun ben ülkede sorumlu siyaset adamları, liderler tarafından da anlaşıldığını görüyorum. O nedenle bu tip, taktik ters çapraz bağlantılar kurarak farklı sonuçlar elde etme gibi kamuoyunun güvenini sarsacak partilerin güvenilirliğini sorgulatacak davranışların ortaya çıkacağına hiç ihtimal vermiyorum.
Bir yeri ayak oyunları elde etmeye çalışmak, elde edilse dahi ne elde edenlere ne de ülkeye bir yarar getirmiyor. Bunu yaşadık gördük artık. Bakın, benzer bir taktik işbirliğini RTÜK ile ilgili olarak ortaya atıldığını biliyorlardır. Baya ciddi bir anlayış olarak kabul gördü ama uygulanmıyor şu anda mesela. Niye? Çünkü yeni siyasette bunlara yer yok. Yeni siyasette açık olacağız, dürüst olacağız. Arkadan dolanma, tezgâh bunlar artık yok yeni siyasette.
Sonuna kadar kullanmayacağım. Diyorlar ki, o adaylar kullanacaklar. Sen yani bu eşitlik ilkesi açısından bir sorun yaratmaz mı? Şimdi benim böylesine bir önemli, tarihi bir oturumda TBMM'yi yönetiyor olmanın bana verdiği onuru bir oy karşılığında feda etmeye niyetim yok. O bir oydan çok fazlasıdır.
Ya bir oyla kaybederseniz?
Olabilir, hiç önemli değil. Helal olsun diyorum. Gözüm arkada değilim. O oyun peşinde değilim. Böyle bir sorumluluk bana düşmüş evet oy kullanmayacağım.