Haliç Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslar arası İlişkiler Bölümü
Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mithat Melen, dünyanın en çok kanun çıkaran
ülkesinin Türkiye olduğunu belirterek, “Türkiye’de örgütlenme kapsamında
en büyük kurum TBMM’dir, ama bir araştırma komisyon bile yok. Kanunları
araştırarak çıkartmak gerekir. 28 senedir çözemediğimiz terörden mi söz
ediyorsunuz. Bu işler uzlaşmayla, araştırmayla oluyor, ezbere dayalı
olmuyor” dedi.
Van Ticaret ve Sanayi Odası (VATSO) tarafından
organize edilen ‘Banka Bölge Müdürleri’ toplantısına VATSO Başkanı Mirza
Nadiroğlu, Haliç Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslar arası İlişkiler
Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mithat Melen, Van Yüzüncü Yıl
Üniversitesi (YYÜ) İşletme Fakültesi Öğretim Görevlisi Can Ozan Tuncer,
bankaların bölge ve şube müdürleri ile Vanlı sanayici esnaf ile
tüccarlar katıldı. KOSGEB kredilerin ödenmesinde bankalar tarafından
erteleme yapılması veya ödemede gecikme, kredi talep sahiplerinin
güvence olarak gösterdikleri gayrimenkullerin ekspertiz değerlendirme
işlemlerindeki olumsuz uygulamalar, ipotek edilen gayrimenkul değeri ile
talep edilen kredi miktarındaki fark için, ayrıca güvence talebi ve
banka referans mektupları ücretlerinde uygulanan farklı tarifeler gibi
konuların ele alındığı toplantının açılış konuşmasını yapan VATSO
Başkanı Mirza Nadiroğlu, deprem dönemindeki sürece katkı sunmayan
bankalara tepki gösterdi. Yaşanan depremlerin ardından önemli ölçüde
ekonomik ve psikolojik sorunların ortaya çıktığı Van’da özellikle göç
dalgasının da yaşanması ile birlikte ekonomik durgunluğun ortaya
çıktığını vurgulayan Nadiroğlu, tüccar, esnaf ve sanayici gibi birçok
üyelerinin finansal ve diğer mali konularda ciddi ölçüde sıkıntı
yaşadığını kaydetti. Nadiroğlu, “Üyelerimizin kendilerine ekonomik
güvence olarak değerlendirdikleri kaynaklardan biri olan bankalar bu
dönemde kendilerine yapılan taleplerin değerlendirilmesi ve
yanıtlanmasından maalesef istenilen yaklaşımı sergileyemediler. Birçok
bankamız kredilerde ertelemelere giderken, bazı bankalarımız ise kılını
bile kıpırdatmadı. Bu böyle olmaz. Birkaç bankamız yabancı menşeli
olabilir ama onlarında bu sürece katkı sunmaları gerekirdi. Bankalar
için de yaşanan sürecin zor bir süreç olduğunu biliyoruz, ama burada
böylesi bir durumda herkesin fedakarlık yapma zorunluluğu vardır. Bu
yönde katkı sunanlara teşekkür ediyorum. Bu ilin sorunlarına iyi niyetle
yaklaşan olduğu gibi değişken türden ve geniş kapsamlı sorunlar ortaya
çıkaranların da olduğuna şahit olduk. Yaşanan bu sürecin çok zorlu
olduğunun hepimiz farkındayız. Özellikle kent ekonomisinin yeniden
canlanması, Van’ın hak ettiği yere gelmesi için hepimizin üzerine düşen
sorumlulukları vardır. Kamu, özel sektör, biz meslek odaları, tüccar ve
sanayicilerim el ele vermeliyiz. Bu konuda kim fedakarlık ya da katkı
sunacak, bu süreç tamda bunun için bir fırsattır. Bütün bankalarımızın
imkanı var. İnternet bankacılığının geliştirilmesi gerekir. Bir bankada 5
vezne var, 2 vezne çalışıyor. Ya o vezneleri kapatın ya da çalıştırın.
Ben burada sizlere çağrıda bulunuyorum. Bankalar kesinlikle kampanyalar
yapmalılar. İnternet bankacılığının gelişmesi için bu konuda bankalar
elini taşın altına koymalıdır. Bunun gelişmesiyle birlikte insanlar bir
saat boyunca kuyruklarda beklemeyecekler. Bu ilin ve ülkenin ekonomisine
de katkı sunacaktır. Böyle bir olumsuzluğun yaşanması resmen bir
vahşettir. Bu konuda herkesin elinden geleni yapması gerekiyor. Ben de
konuyla ilgili bakanlığımıza gerekli yazışmaları yaparak durumu
özetleyeceğim” dedi.
“OKUMA ORANI BU KADAR DÜŞÜK BİR İLİN AYAKTA KALMASINI CİDDİYE ALIYORUM”
Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) İşletme Fakültesi Öğretim Görevlisi Can
Ozan Tuncer’in ‘Van iktisadiyatı’ konulu slayt sunumunu yapmasının
ardından, kürsüye gelen Haliç Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslar
arası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mithat Melen, Van’da
yaşanan felaketin üzerinden bir yıl gibi bir zamanın geçmesine rağmen
ilin bu kadar kısa sürede ayağa kalkmasından duyduğu mutluluğu dile
getirdi. Prof. Dr. Melen, “O gün televizyon başında acı çekiyordum, ama
bugün Van’ın kısa sürede ayakta oluşunu görmek beni sevindirdi. Bu nedir
biliyor musunuz? Bu Türkiye’nin ekonomide geldiği yeri ne kadar önemli
olduğunun göstergesidir. Bunu kabul etmek gerekir. Öyle şakaya alınacak
bir konu değil. Bugün başta ABD olmak üzere bir çok Avrupa ülkesi kriz
içerisindeyken Türkiye ayakta kaldı. Depremde de ayakta kaldık. Bakın 17
bin konut yapıldı. 3,5 milyar lira para aktarıldı. Bu öyle basit bir
olay değil. Türkiye bir imtihanı daha geçti. Bütün mesele bundan sonraki
imtihanları da en iyi şekilde geçmektir. Bana acı veren en önemli konu
okullarımızı açamadık, okullarımızı devreye sokamadık. Can Ozan
Tuncer’in sunumda verdiği rakamlar açıkça ortadaydı. Bu ilin
kadınlarının yüzde 50’si okuma yazma bilmiyor. Okuma oranı bu kadar
düşük bir ilin ayakta kalmasını ciddiye alıyorum” dedi.
Türkiye’nin
önünde 3 önemli sıkıntının bulunduğunu da sözlerine ekleyen Prof. Dr.
Mithat Melen, “Bunlardan birincisi insan kaynakları sıkıntısıdır. Biz
insan yetiştiremiyoruz. Örneğin bizim verdiğimiz eğitim değil
öğretimdir. 4+4+4, 3+5 gibi konularla zaman kaybediyoruz. Son 15 senede
başörtüsü ile kaybettiğimiz zaman gibi. Benim derdim dünya ile rekabet
etmek, ayakta kalmak. Dünya ile rekabet edecek insan kaynakları
olmasıdır. Ama bu eğitimle bu üniversitelerle olmaz. İkincisi verimlilik
sıkıntısı. Verimlilik kavramı hiç yapımızda yok. Hala ezbere dayalı bir
araştırma ve sentez yapılıyor. Üniversitelerde öğretim yapılıyor.
Eğitim niteliği ile uğraşmamız gerekir aksi halde sorunlar çözülmez.
Üçüncü konu ise kurumsallaşma konusudur. Devlette kurumsallaşmasını
yapmadı, TBMM’de kurumsallaşmasını yapmalıdır. Dünyanın en çok kanununu
çıkaran ülke Türkiye’dir. Çünkü araştırma komisyonu yok. Türkiye’de
örgütlenme kapsamda en büyük kurum TBMM’dir, ama bir komisyon bile
oluşturmuş değil. Çok kanun çıkarmaya gerek yok. Araştırarak kanunları
çıkartmak gerek. 28 senidir çözemediğimiz terörden mi söz ediyorsunuz.
Bu işler uzlaşmayla, araştırmayla oluyor, ezbere dayalı olmuyor. Bu
yüzden ezberleri bozmak lazım. Eğitimdeki sorunların ezberlerini de
bozacağız. Herkesin kazanacağı, herkesin mutlu olacağı ortak yolları
bulmalıyız. Hiç nitelikte bahsetmiyoruz. Ben bir iş teklifi aldım, bana
hocam gel gözük yeter. Ama benim ne yapacağımı söylemiyor, nitelik
sormuyor. Van’da bir iş adamı kredi almak istiyor ama teminatı batıdan
gösteriyor. Bu Türkiye’nin ayıbıdır. Böyle bir şey olabilir mi? Bu
toplantıların amacı da sorunları çözmektir. Bakın bu ülke gerçekten
büyük potansiyeli olan bir ülke. Ama hep birlikte değişmemiz gerekir.
Neden, çünkü dünya statik yapıdan kaotik bir yapıya doğru gidiyor. Artık
kaos var. Liderlik artık başka bir yapıda. Şu Van’da kalkınma planının
yapılması kaç sene sürdü, 20 yıl çok geç çok. Böyle toplantılar yoktu,
işbirliği yoktu. Siyasete bakın, siyasette kavga vardır. Ekonomi ve
siyasi istikrar kadar önemli bir şey var mı? Hep birlikte değişmemiz
gerekir. Son zamanlarda siyasi istikrar ve ekonomiyi sağlayan ülke
Türkiye’dir, ama bunu bozmak için sürekli bir tahrik var. Umarım
Türkiye’yi yönetenlerin aklı sürekli başlarında olur. Devamlı
birbirimizle konuşmayı, bir araya gelmeyi, toplantılarda bulunmamız,
konuşarak, yönlendirerek, herkesin kazanabileceği bir duruma getiririz.
Bakın bankacılık sektörü krizden etkilenmedi. Ama size bir de kötü haber
veriyorum. Müjde değil. Kötü bir 2013 yılı geliyor. Bu yıl da sürekli
para kaynağını içeride tutmamız gerek” dedi.
Yapılan konuşmaların ardından toplantı Can Ozan Tuncer'in moderatörlüğünde soruların cevaplanması ile toplantı sona erdi.
vanhaber, van, haber, van haber
banka, haliç üniversitesi, kanun, türkiye