Belediye Başkanları partili gibi davranabilir mi?
Yazı başlığından da anlaşılacağı üzere bir partinin adayı olup seçim kazanan kişinin oturduğu devletin hizmet makamında siyasi inancını/tercihini sürdürmesi doğru mu, diye soruyorum.
Yazı başlığından da anlaşılacağı üzere bir partinin adayı olup seçim kazanan kişinin oturduğu devletin hizmet makamında siyasi inancını/tercihini sürdürmesi doğru mu, diye soruyorum.
"Bu nereden çıktı?" diye soran okurlarım olabilir.
Açıklayalım...
Siyaset kimilerinin algıladığı gibi "ben yaptım, doğrudur!.." tekil görüşle iş yapılan, "at oynatılan" alan değil.
Olamaz da!..
Demokrasimizin hala "deneme safhası"ından kurtulamamış/çıkamamış olduğunu yaşadığımız ileri-geri manevralarından anlıyoruz.
Bugünkü görüşümüzle yatıyor, yarın sabah başka görüşle uyanıyoruz.
Demokrasiyi algılama/uygulamada çelişkiler yaşayarak bugünlere gelmedik mi?
xxx
Devlete hizmette; siyaseten görev alan demokrat kişilerin bu kimliklerini yeni görev alanına taşımadıkları, taşıyamayacakları genel kuralı/geleneği kabul gören bir durum olarak algılandı/yaşandı bugüne değin...
Ki bu, doğru bir algı ve uygulama olarak kabul gördü toplum katında...
Ama ne acıdır ki, ülkemizde demokrasi denemesinin/uygulamasının ilk basamağı, uygulama alanı olan muhtarlıklarda, belediyelerde son yıllarda "partili" olma, böyle görünme hevesiyle caka yapma modası başgösterdi.
Yerleşmemiş/oturmamış demokrasimize bulaşan yeni bir hastalık değil de ne bu?
Muhtar, devletin köyde/mahallede görevlendirdiği kişi değil mi? Yani, 657 sayılı Yasaya tabi devlet memurları gibi bir kimlik sahibi...
Köyde/mahallede devleti temsil etmiyor mu?
Ediyor ama, iktidar partisinin il/ilçe başkanı ile kolkola olmak zorunluğu var, ne yazık ki..?
Olmazsa suyu gelmez, yolu yapılmaz.
Yani, devletin kılcal damarına siyaset zerk etme yanlış anlayışı var ortada.
"Gör beni, göreyim seni..." kör siyaset anlayışı...
Demokrasi uygulamasını bir diğer basamağı belediyelerde yaşanıyor. Seçim sırasında partili kimi Başkan adayları seçildiği takdirde "tarafsız-adil" olacağı konusunda söz/güvence verir de; iş başına gelince "partizanlık" davranışı/hastalığı nükseder nedense...
Gözü kendi partisinden, partilisinden başkasını göremez.
Bir tür göz hastalığı "miyopluk" gibi "yakını görür" de uzağı göremediği için merak da etmez.
xxx
Büyük Şehirlerde Belediye başkanlarının kimileri böyle yanlışın içine düşmelerine karşın, "kırsal oy potansiyeline prim verip" seçim sandığını garantiye aldığını sanırken demokrasinin vicdanını sızlattıklarının farkındalar mı acaba?
Belediyeler hiç bir partinin organı olmadığı gibi, hiç bir Başkanın da bu kurumları siyasi parti gibi görüp davranmaya hakkı yoktur ve olamaz da...