Sokakta yaşayan, köprü altında uyuyan, evsiz, kimsesiz çocukların gözleri söylüyor bunu…
Donuk bakışların içindeki gizemli söz…
Ben aslında yaşamıyorum…
İtilip, kakılan bir çocuğun bakışı, donmuş bir buz kalıbı, ötelenen bir canlı…
Adı çocuk olan bir nefes sadece…
O hiç ağlamadı…
Şımarmadı…
Hayali olmadı…
Başı okşanmadı…
Sevgi sıcaklık hissetmedi…
O sadece kovalandı, korkuldu, ötekileştirildi…
O hiç çocuk olmadı…
O aslında hiç yaşamadı, sadece bir nefes işte…
Ağlayamayan, şımaramayan, isteği, dileği, hayali olmayan bir canlı sadece…
Sevilirken yerilen, sık sık eleştirilen, sözde sevgide göklere çıkarılırken, öfkede yerin dibine batırılan, özgüvensiz, dengesiz, başarısız, tiryaki, kızgın, alıngan, haşarı birer canlı işte…
Onlar dünyayı bile öğrenemedi. Çünkü bu Dünyaya niye geldiklerini bile bilmeden, kimin getirdiğini bile öğrenmeden yaşa(ma)yan canlılar aslında…
Onlar bu dünyaya gelirken kimse sormadı..
Bir zevk, bir heves, bir hata, bir yanlış, belki bir ümitti amaç ya sonra…
Ne olu da onları terk eden aileleri gibi bizlerde terk ettik sokaklara…
Sokaktaki hayvanları bile koruyup beslerken, onlar için üzülürken neden bu canlılar için bir önlem alamadık.
Onlar bizim çocuklarımız.
Sevilen, başı okşanan bir çocuğun duruşu ile aynı olamazlar belki.
Anne-baba kollarında zevk içinde büyüyen bir çocuğun bakışıyla aynı bakamazlar belki.
Birisi fıkır fıkır kaynarken, diğeri ruhsal yaşam mücadelesinde çünkü…
Yine de onlar bizim çocuklarımız.
Onlar istemez miydi, sevgi adı altında her istediği anında yapılan, şımarık, haşarı çocuk olmayı, sonra huysuz genç, daha sonra da bunalımlı ergen olmayı.
Sevgiden mahrum bu insanlar veya yetersiz olduğu ortamlarda büyüyenler ise; içe kapanık, içten pazarlıklı, kindar, hırslı, zalim, acımasız…
Çünkü insanların onlara bakışları ve davranışlarına göre tedbir almakta…
Çünkü ötekileştirildiğini biliyor.
Çünkü insanlar onları içlerine almıyor.
Sanki bir canavar bir veba gibi kaçıyor.
Keşke insanların tümü birbirine dengeli sevgi ve ilgiyi gösterebilmeyi başarsalardı. Hayatımızın her evresinde bu güzelliği yaşayıp yaşatmayı bilseydi.
Onlar bizim çocuklarımız sevgimizle, sıcaklığımızla onlara yaşadıklarını hissettirelim..
Sevgiyle kalın…
vanhaber,bedia barak,köşe yazıları