Beşiktaş Karakolu

Murat, kumandan bulunduğu karakola gittiğinde karakolun etrafında epeyce bir kalabalığın olduğunu görür. İçeri girer ve vaziyeti öğrenir. Müslüman olan Bedriye'nin Rum Todori'ye kaçması üzerine Bedriye'nin babası şikâyetçi olunca ikili alınıp karakola getirilmiştir.

Ekim/1908

Murat, kumandan bulunduğu karakola gittiğinde karakolun etrafında epeyce bir kalabalığın olduğunu görür. İçeri girer ve vaziyeti öğrenir. Müslüman olan Bedriye'nin Rum Todori'ye kaçması üzerine Bedriye'nin babası şikâyetçi olunca ikili alınıp karakola getirilmiştir.

 

Dışarı çıkıp olayın adli bir vaka olduğunu söyleyerek kalabalığın dağılmasını ister ancak başarılı olamaz. Kalabalık, içeridekilerin teslimini isterken bazılarının da'Lanet olsun böyle hürriyete!' diye sloganlar atıp meşrutiyeti eleştirmeye başlaması, olayı daha da hassas bir hale getirir. Devlete sığınmış olan kişileri, kesinlikle vermeyeceğini yüksek sesle dile getiren kumandan, yeniden içeri girer ve zaptiyelerden tertibat almalarını ister.

 

Yedek tabancasını almak için odasına yönelirken Bedriye sindiği köşeden adeta sürünerek gelir ve ayaklarına kapanır. Bedeninde htiği sopsoğuk elleri, bir insan elinden ziyade kuduz mikrobuyla malul iki güçlü pençeyi andıran Bedriye'yi usulca kaldırır ve teselli etmeye çalışır. Kızcağız, yuvalarından fırlayacakmış gibi endişeyle bakan gözlerini Murat'ın ela gözlerinde sabitleyip daha çok mora çalan bir kalemle çizilmiş hissini veren ve karanfili andıran titrek dudaklarını güçlükle aralayıp çok korktuğunu söyler.

 

YAZININ DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ

Bakmadan Geçme