Bilgisel: Asgari ücretli ve emekliler açlığa mahkum edildi
Asgari ücretlilere ve emeklilerin maaşlarına yapılan zammı eleştiren DEVA Partisi İpekyolu İlçe Başkanı Eray Bilgisel, asgari ücretlilerin ve emeklilerin açlığa mahkum edildiğini belirterek, 'Asgari ücretle geçinenler ve emekliler, artan yaşam maliyetleri karşısında açlığa mahkum edilmiştir. Bu durum, toplumun en savunmasız kesimlerini daha da zor durumda bırakmaktadır. Hükümetin bu konuya acil çözüm üretmesi gerekmektedir. Bizler, adil bir gelir dağılımı ve insanca bir yaşam için mücadele etmeye devam edeceğiz' dedi.
Vansesi Gazetesi'nden Burhan Ergin'in haberine göre ülkede yaşanan ekonomik sıkıntılardan dolayı insanların alım gücünün kalmadığını ifade eden Bilgisel asgari ücretlilerin ve emeklilerin maaşlarına yapılan zamla hüsrana uğradığını söyleyerek, “Ülkemizdeki ekonomik sıkıntıların en derin etkilerini hisseden kesimler olan asgari ücretliler ve emekliler maalesef yapılan düşük zamlarla hüsrana uğramıştır. Asgari ücretlilere ve emeklilere yapılan zamlar, maalesef beklentileri karşılayacak düzeyde değildir. Bu zamlar, hayat pahalılığı karşısında sadece birer bandaj niteliği taşımaktadır. Ülkemizin dört bir yanındaki asgari ücretliler ve emekliler, her gün artan gıda, enerji ve diğer temel ihtiyaçlar karşısında büyük bir çaresizlik içerisindedir. Yetersiz zamlarla açlığa mahkum edilen bu kesimler, bu durumdan ciddi şekilde etkilenmektedir. Ekonomik sıkıntılar, insanların alım gücünü sıfıra indirmiştir. Birçok aile, temel ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanmakta ve geçim sıkıntısı çekmektedir. Yapılan zamlar, enflasyon karşısında eriyip gitmektedir. Yani, asgari ücretli ve emekli vatandaşlarımız, aldıkları zamlarla birlikte, aslında daha da yoksullaşmaktadır. Bu durum, sosyal adaletin sağlanamadığını ve hükümetin bu kesimlere duyarsız kalındığını göstermektedir. DEVA Partisi olarak, bu adaletsizliğe karşı duruyoruz. Ekonomik sıkıntılarla boğuşan asgari ücretlilerin ve emeklilerin sesine kulak vermek, onların haklarını savunmak bizim önceliğimizdir. Hükümetin alacağı acil önlemlerle, bu kesimlerin yaşam standartlarını yükseltmesi gerekmektedir. Gereken destek verilmediği takdirde, toplumda daha büyük bir huzursuzluk ve adaletsizlik baş gösterecektir. Asgari ücretlilere ve emeklilere sesleniyorum. Yalnız değilsiniz. DEVA Partisi olarak, haklarınızı savunmak için buradayız ve mücadelemizi sürdüreceğiz” dedi.
“ÜMİTLER BOŞA GİTTİ”
Bilgisel konuşmasının devamında, “Yeni yılın daha ilk haftasını teneffüs ettiğimiz bu zor zamanlarda emekliye ve emekçiye yine hüsran yine yoksulluk yine yokluk düştü. Bakan Işıkhan’ın asgari ücreti açıklayacağı toplantıda, ‘İşçi ve işveren temsilcilerimizin önerilerinin yanı sıra, makroekonomik ve konjonktürel dinamikleri de değerlendirerek en dengeli seviye belirlenmeye çalışılmıştır’ dediği anda bir de ‘işçinin ücretini alın teri kurumadan ödeyiniz’i duyduğumuzda bir nebze ümitlenmiştik. Diğer tarafta Cumhurbaşkanı Erdoğan başta olmak üzere hükümet yetkilileri ve ekonomi yönetimi, asgari ücretin enflasyona ezdirilmeyeceğini söylüyordu. Ama gelin görün ki hükümetimiz kendi alacaklarına yüzde 44 zam, yaparken aynı zamanda TÜİK enflasyonu yüzde 47, gıda enflasyonu yüzde 70 iken asgari ücrete yüzde 30 zam paylaşımını yaptı. DEVA Partimiz Genel Başkanı Ali Babacan ‘Sayın Erdoğan, milletten toplayacağınız vergiyi 2025 bütçesinde yüzde 46 artırdınız. Bütçenin mürekkebi kurumamışken, asgari ücreti yüzde 30 artırmak kul hakkına girmektir. Fukaranın ahını alarak ekonomiyi âbâd edemezsiniz.’ derken bu vahim tabloyu tüm çıplaklığı ile ortaya koymuş oldu. Tablo demişken 2004 itibariyle asgari ücretlinin alım gücünü çok iyi ifade eden aşağıdaki tabloyu dikkatlerinize sunmak isterim” ifadelerini kullandı.
“YAPILAN ZAMLAR BEKLENTİLERİN ALTINDA KALMIŞTIR”
Yapılan zamların beklentilerin altında kaldığını ifade eden Bilgisel, “Evet asgari ücret; sadece enflasyon artışı karşısında çalışan kesimleri korumak değil aynı zamanda ülkenin büyümesinden, refahından, zenginliğinden ve kaynaklarından aldığı payın da bir ifadesi. Çünkü asgari ücret, genel ücretin çok önemli bir kısmını oluşturmakla beraber, temel bir bölüşüm aracıdır. DİSK Araştırma Merkezi'nin 2025 raporuna göre, asgari ücretin büyümeden aldığı pay giderek düşüyor. Rapora göre, 1974'te kişi başına Gayrisafi Yurtiçi Hasıla'nın yüzde 80,6'sı düzeyinde olan asgari ücret, 2024 yılında kişi başına gelirin yüzde 46,5'ine düşmüştür. TÜRK-İŞ'in hesaplamasına göre, dört kişilik bir ailenin aylık en düşük gıda harcamasını belirleyen açlık sınırı 20 bin 562 lira olurken, gıda ile birlikte tüm temel ihtiyaçların dahil edildiği yoksulluk sınırı ise 66 bin 976 liraya yükselmiş durumdadır. Çalışanların alım gücü hayat pahalılığı karşısında giderek erirken, asgari ücrete yapılan zammın enflasyonu tetikleyeceği yönündeki tartışmalar açıkça ifade edilmese de özünde kaynak aktarımında bilinçli bir tercihin ürünü olduğu açıktır. Asgari ücret ayrıca; kıdem tazminatı, işsizlik maaşı, GSS primleri, askerlik ve doğum borçlanması, isteğe bağlı sigorta primleri ve rapor ücretleri gibi birçok başka kalemi de ilgilendirmekte bu yönleriyle asgari ücret; toplumun tamamının en can yakıcı sorunu haline gelmiş durumdadır. Bırakın OECD ülkelerini, Balkan Ülkeleri ile bir kıyaslama yaptığımızda bile ülkemizin Asgari Ücret tablosunun hiç te iç açıcı olmadığı aşağıdaki tabloda açıkça görülmektedir” şeklinde konuştu.
“İNSANLARIMIZ SEFALETLE BOĞUŞUYOR”
Bilgisel “Gelinen noktada enflasyonun gelir dağılımını bozmasıyla oluşan tahribatı giderecek sosyal politikalara ihtiyacımız var. Eğitim, sağlık ve sosyal güvenlik sistemlerinin eşit, ücretsiz ve hakkaniyetli düzenlenerek çalışanlarımızın hayat standardını yükselten sosyal politikaların takip edilmesi elzemdir. Gelelim sefadan bihaber cefakar emeklilerimize. Öncelikle yaşlılığın bir sosyal risk olduğunu, çalışırken ödenen primlerle bu riskin satın alındığını bilelim. Yıllarca bu riski satınalma gayretiyle çalışan didinen zaman zaman birçok şeyden mahrum kalan emeklilerimizin hala çalışmak zorunda kaldığını görmek insanı gerçekten üzmektedir. DEVA Partisi olarak hazırlamış olduğumuz Sosyal Politikalar Eylem Planımızda da belirtildiği üzere; Türkiye’nin sahip olduğu imkanlar sebebiyle yoksulluk girdabını hızla tersine çevirebilecek güce sahip olduğunu biliyoruz. Ailelerin yoksulluğa ve sefalete terk edildiği bir Türkiye’ye razı olmuyoruz. Bu ilkemizden hareketle hiçbir vatandaşımızın geride bırakılmasını kabul etmiyoruz. Yardıma muhtaç tek bir vatandaşımızı bile yalnız bırakmayacağız. Daha adil ve daha yaygın bir biçimde, ihtiyaç sahibi tüm vatandaşlarımıza ulaşacağız. Oluşturacağımız yeni bir sosyal koruma ve güvenlik sistemiyle beraber yoksulluktan işsizliğe, çalışma hayatından emekliliğe, barınma hakkından engelli haklarına kadar uzanan geniş bir yelpazede umuda açılan kapı olacağız. Kaynak yetersizliğine yapılan vurgular asla yerinde değil zira çalışılırken bu (primler) ödemeler yapılmış ve bu riski satın alınmıştır. Sonuç itibariyle; Hükümet tarafından açıklanan Memurlara ve memur emeklilerine yapılan yüzde 11,54’lük, SSK ve Bağ-Kur emeklilerine yapılan yüzde 15,75’lik maaş artışları, Refah payını bir tarafa bıraksak bile TÜİK’in açıkladığı yüzde 44 enflasyon oranıyla kıyaslandığında yetersizdir ve acil önlem alınmalıdır. Zira bu artışlarla sağlanabilecek hayat standartları, insanlarımızı açlık ve sefaletle yüz yüze bırakmaktadır. Milyonlarca vatandaşımız geçim savaşı verirken, bu zammın yeterli olmadığı açıktır. İnsanlarımız yalnızca temel ihtiyaçlarını karşılamak değil, onurlu bir yaşam sürdürebilmek için kendilerini adeta hayat mücadelesi içinde hissetmektedirler. Bu noktada atılacak adımlar, yapılacak düzenlemeler ve belirlenecek yöntemler adil olmalı, sonuç; alın teri ve akıl terinin değerini artırmalı, emekçiyi korumalı, gelir dağılımında adalet sağlanmalı en düşük emekli maaşının asgari ücrete endekslenmesi için yasal düzenlemeler bir an önce hayata geçirilmelidir” diye konuştu.
