Meddahlık geleneğinin belki de son temsilcisi büyük usta Erol Günaydın’ı kaybettik. Bir nesil yaprak dökümü gibi gidiyor. Bizler Fener’in Alex’ine, dizilerin muhteşemliğine, siyasetin kavgasına takılmışken bir nesil alıp başını gitti. Türk sanat dünyasının çınarları alıp başlarını gidiyorlar. Tiyatronun duayen ismi Erol Günaydın’ın yaşamı başarılarla ve ödüllerle dolu. Kavuklu Hamdi’den başlayıp İsmail Dümbüllü'lere kadar süren meddahlık geleneğinin son temsilcilerinden hem meddah, hem tiyatro sanatçısı olan Erol Günaydın; 1933 yılında Akçaabat'ta dünyaya geldi. Ünlü Kiziroğulları ailesine mensuptur. 8 yaşında bir kamyonla İstanbul'a geldi. Beşiktaş'a yerleştiler. Erol'un okul yılları, Karadeniz şivesini düzeltmekle geçer. Sonra Galatasaray Lisesi'ne yatılı öğrenci olarak girer. Çetin Emeç, Mümtaz Zeytinoğlu, Tanju Bileda gibi isimlerle aynı sınıfta okuyan Günaydın, önce hocalarının eşliğinde küçük gösterileri ile sınıflar arasında turneye çıktı. Ardından da okulun tiyatro kulübüne girdi. Liseden mezun olduktan sonra Fransız ekolüyle gelenekselliği birleştiren sanatçı, ilk defa "Sinekli Bakkal" filminde Kız Tevfik tipiyle 'zenne'liği denedi. 1955'te Haldun Dormen Cep Tiyatrosunda "Papaz Kaçtı" adlı oyun ile profesyonel aktörlük hayatına başladı. 1960'da ilk sinema filminde oynayan Erol Günaydın, elli yıllık bir süre içinde çok sayıda filmin ve tiyatro oyununun yanı sıra TRT'de yayınlanan Çiçek Taksi adlı dizide de oynadı. Nasreddin Hoca tiplemesi, meddah gösterileri, Ayı Yogi seslendirmesi ve canlandırdığı diğer pek çok karakter günümüzün en tanınan ve kıdemli aktörlerinden biri haline gelmesini sağladı. Yıllarca zenne olarak sahneye çıkan Günaydın, 33 senedir evli olduğu Güneş Hanım'la Kenterler'le İzmir'e yaptığı bir turne sırasında tanıştı. Gazeteci-yazar Emine Algan tarafından birkaç aylık bir süre içinde kendisiyle gerçekleştirilmiş bir nehir-söyleşi 2007 yılında "İki Kalas Bir Heves" başlığı altında kitaplaştırılmıştır. Ayşe Arman,20 Ağustos 2005'te şöyle yazdı’’"Türkiye'de onlardan çok yok. Duayenlerden. Erol Günaydın, tiyatro konusunda işte öyle biri. İsmi geçtiğinde ya da düşündüğünüzde, yüzü hemen gözünüzün önüne gelenlerden. Ve o yüzünde 'iyi insan' olduğu yazar. Ondan kötü bir şey beklemezsiniz. Ya iyilik gelir ya da sizi güldürür, rahatlatır. Sanki o başkalarını mutlu etmek ve karşılığında sadece alkış almak için yaratılmıştır..."
Bugün de onu uğurlarken bir kere daha yürekten alkışlıyoruz, hep birlikte. Şehitlerimiz var.Neşet Ertaş ‘’Yalan Dünya’’dedi, aldı başını gitti. Erol Hoca hayata giderken’’GÜNAYDIN’’ dedi. Seni Seviyorum ülkem…
Güngör Yavuzaslan-kaynak kişi..Ayşe Arman