Bir ilçe kadar olamıyoruz
Siyasetçisinden, iş adamına, gencinden yaşlısına bu şehre gönül veren, bu şehrin ekmeğini yiyen herkesin öz eleştiri yaparak 'Neden Çaykara kadar olamıyoruz' sorusunu kendisine sorması gerekir.
Şehirleri, toplumları değerlendirirken kriterlere bakmak lazım. Biz şuyuz, biz buyuz, biz böyleyiz demekle olunmuyor. İnsanlar gibi şehirlerinde, toplumlarında kalite standardı var. Standart şehrin ve şehirlilerin yerini, gücünü belirler. O nedenle gerçeklerden uzak duygusal değerlendirmeler yaparak sadece kendimizi avutuyoruz.
Van gibi kentleri değerlendirirken ve birbirleriyle kıyaslarken şehirlerin tarihine, korunarak ayakta kalan tarihi eser sayısına, doğal yapısı ve çevre kirliliğine, toplumun eğitim düzeyi ile eğitim öğretim kurumlarının başarı oranına, kültür sanat birikimine, şehir hakkında yayımlanan yazılı ve görsel eser toplamına, okunan ve satılan kitap sayısına, imar anlayışı ve uygulama disiplinine, yeşil alanların oranına, yarım asrı aşabilmiş yerel marka sayısına, sanayide, tarımda ürettiklerine, kentin omurgasını oluşturan ve şehrine aşık insanlara gösterilen saygıya vefaya, siyasi ve ekonomik güce, ulusal ve uluslararası düzeyde tanınan başarılı bilim, siyaset, sanat, iş adamı, sporcu sayısına, içeriye ve dışarıya göç eden insanların niteliğine, demografik yapıya, sosyal yaşam kalitesine, sinema, tiyatro, spor, eğlence yerlerinin sayısına ve doluluğuna, yabancı dil öğrenmeye ve güzel sanatlara olan ilgi düzeyine, şehirde hissedilen huzur mutluluk yansımalarına, etkin lobinin olup olmadığına, kent kimliğine vs.vs bakmak lazım.
Bunların birkaçı eksik veya yetersiz olabilir. Ancak şehrin ve toplumun genel standardını oluşturan kriterler çoğunlukta hayata hakimse diğer eksiklikler zamanla giderilir. Dolaysıyla şehirleri değerlendirirken lafa bakmak yerine sonuca, görüntüye, etkiye bakmak lazım. Biz neyiz, neredeyiz, nereye yol alıyoruz demek lazım.
Bunları yeni Van Valisi Murat Zorluoğlu'nun memleketi Çaykara yazmama neden oldu.
Çaykara'dan Van'a bakınca "kara" bir tablo önüme çıktı.
Çaykara'nın kimliğine, başarılarına göz atalım.
Tarihi Etiler'den Bizanslara, 1461 yılında Fatih Sultan Mehmet'in Trabzon'u Rum Pontus İmparatorluğundan almasına uzanan önce köy, sonra bucak, sonrada ilçe olan Trabzon'un kayalık ve dağlık kesimine kurulan şirin ilçesi Çaykara, 1915 yılında Birinci Dünya Savaşı sırasında Van gibi Rus ordularının işgaline uğramış. İlçede okuma yazma oranı 92 civarında. 2017 yılı itibariyle örgün ve yaygın eğitim kurumu olarak 15 Okul öncesi, 14 İlköğretim, 3 Orta öğretim, 1 Halk Eğitimi Merkezi bulunan ilçede öğrenci sayısı 2 bin 280, öğretmene sayısı 182, bir öğretmene düşen öğrenci sayısı 13.
Her yıl on binlerce yerli yabancı turistin ziyaret ettiği, rant uğruna doğası talan edilen Uzungöl'ün de bağlı olduğu, 12 bin 672 nüfusu olan Çaykara'nın doğal güzelliklerinin yanı sıra en büyük başarısı bağrından çıkardığı başarılı bürokratlar, siyaset ve iş adamlarıdır.