Bir sitrik asit hikâyesi
Bu başlığı okuyunca sitrik asitte nedir? Hikâyesi de olur mu? Diye, içinizden güldüğünüzü duyar gibiyim. Aslında, hikâyenin sonuna doğru, yapacağım açıklama ile gerçeği öğrendiğinizde daha çok güleceğinizden eminim.
Bu başlığı okuyunca; sitrik asitte nedir? Hikâyesi de olur mu? Diye, içinizden güldüğünüzü duyar gibiyim. Aslında, hikâyenin sonuna doğru, yapacağım açıklama ile gerçeği öğrendiğinizde daha çok güleceğinizden eminim.
Beni tanıyan, kıymetli hemşerilerim, Van’da ilk defa turistik halı, kilim mağazası açan kişi olduğumu hatırlayacaklardır.
VAN kilimleri, aslında HAKKÂRİ bölgelerinde dokunmuş olmalarına rağmen, pazarlaması VAN’dan yapıldığı için Van kilimi olarak ünlenmiştir. Bu kilimlerin Türkiye ve dünyaya tanıtılmasında çok emeğim geçmiştir. Bilenler bilir. Kısmet olursa, başka bir sohbette, Van kiliminin Türkiye’ye tanıtımı ile ilgili 1970 ve 1971 yıllarında yaptığım iki yolculuğumu anlatmak istiyorum.
VAN kilimlerinin, kök boyalar da kullanılarak, dokunmuş en güzel örnekleri, Beytüşşebap yöresinde ki, JİRKAN ve GEŞURAN Aşiretlerinin, bu konuda, çok maharetli kadınları tarafından üretilmiştir. Genellikle, iki kanat olarak dokunan kilimler, ortadan dikilerek birleştiriliyordu. Bu kilimler, yaygı olarak, kullanılmak için değil, yaz aylarında soğuk yaylalarda, kara çadırlarda, yorgan üzerinde, battaniye gibi örtülüp, kullanılmak için üretilmiştir. Nitekim bize, bu kilimleri, battaniyeler ile takas ederek getirenler, o bölgelerden gelip de, VAN a yerleşen Gevdan aşiretinden insanlardı.