Bir soluk huzur
Anacığımın sabrı tükenip de biz yedi evladına kızdığı zaman: 'Sizde evladınızdan çekin!' Derdi. Ne beter bedduaymış o!
Anacığımın sabrı tükenip de biz yedi evladına kızdığı zaman:
"Sizde evladınızdan çekin!" Derdi.
Ne beter bedduaymış o!
Yine bunaldığında kendince söylenir:
"İnsan ana, baba olacağına taş olsaymış!" Yakınmasında bulunurdu.
Galiba hayatın en dik yokuşları insanın evlatlarıymış.
Her şey öteleyebiliyor, kendinizden taviz verebiliyorsunuz ama çocuklarınız söz konusu oldu mu akan sular duruyor, yoktan var etmenin olağanüstü çabasına girişiyorsunuz.
Şükür beter evlatlara çatmadık…
Ya beter evlatları olanlar?
Gerçekten onlar için tek sığınaklarımız hayır ve dualarımızdır.
Ve ideal olan saygı ve sevgiyle yoğrulmuş, tek vücut olabilmiş aile yapısıdır. Bir de bu yapının içinde bir solukluk huzur varsa; insana hayatın yokuşları da, dönemeçleri de vız gelir tırıs gider.
Bir toplumun sağlıklı olması bireyin içinde bulunduğu mutlu çekirdek aile topluluğudur. Her aile içinde kenetlenmiş bireyler kaçınılmaz olarak mutluluğu getirir.