Bir Yaz Günü Akadamar'da
Yaşama, insana, dünyaya dair fikirlerimizin, inançlarımızın, beklentilerimizin bir kısmı yetişkin zamanlarımızda kendi yargılarımızla oluşurken, diğer bir kısmı da çocukluk zamanlarımızda ebeveynlerimiz, öğretmenlerimiz ve başka kişiler tarafından bize kazandırılır.
Yaşama, insana, dünyaya dair fikirlerimizin, inançlarımızın, beklentilerimizin bir kısmı yetişkin zamanlarımızda kendi yargılarımızla oluşurken, diğer bir kısmı da çocukluk zamanlarımızda ebeveynlerimiz, öğretmenlerimiz ve başka kişiler tarafından bize kazandırılır.
Çevremiz, şehrimiz, bölgemiz ve diğer insanlar hakkındaki fikir ve inançlarımızın kaynakları da aynıdır.
Bu anlamda, çoğumuz için, nasıl bir çevrede, şehirde, bölgede olduğumuzla, nasıl biri olduğumuzla ilgili ilk fikirleri edinmemiz çocukluk zamanlarımıza rast gelir, çoğunun kaynağı yetişkin büyüklerimiz olur ve aldıklarımızı sorgusuz sualsiz onaylar, sahipleniriz.
Yani, ilkokul öğretmenimiz, bir müzik dersi esnasında, sesimizin çirkin olduğunu söylemişse farkında olmadan onu alır kabulleniriz. O kabulle yetişkin zamanlarımızda bile sesli olarak şarkı türkü söylemekten kaçınırız. Ya da aynı öğretmen "ne güzel sesin varmış senin yahu!" diyerek bizi cesaretlendirmek istemişse ve biz de bu fikri alıp kabullenmişsek, olur olmaz yerde ve zamanda şarkı türkü söyler, bazen insanları rahatsız ederiz.
Çocuklukta edinmiş olduğumuz bu algıların yanlış olan bir kısmı yetişkinliğe erişip gerçekleri görüp farkına vardığımızda, o gerçeklere çarpar, tuzla buz olur; doğru olan diğer bir kısmı ise aynı gerçeklere çarpar ve daha da güçlenir.