Bir zamanlar lakaplar vardı
Ümit Kayaçelebi yazdı...
Lâkap nedir? Bu lakaplar nasıl takılmış? Kim takmış? Nereden icap etmiş lakap takmak?
İnsan bazen durup düşündüğü zaman şaşırıp kalıyor. Lakap nedir diye merak edip lügate baktığımızda sorunun cevabı şöyle:
‘Bir kimseye veya bir aileye; kendi adından ayrı olarak sonradan takılan, o kimsenin veya o ailenin bir özelliğinden kaynaklanan ad.’ diye tarif ediliyor sözlükte.
Lakin soyadı kanunu çıkıncaya kadar takılan lakaplara göz attığımızda bazen gururlanıyoruz bazen de üzülüyoruz. Birine o lakap çok yakışırken beri taraftan da takılan lakap insani ister istemez güldürüyor..
Van’da tespit edilebildiği kadar 300-350 arasında lakap zenginliğimiz var. Burada üzerinde en çok durduğumuz isimler Saim Sakaoğlu, Mevlüt Okayer ve Kaya Kayaçelebi’nin çalışmalarına istinaden bunu kayda alıp duyururken eksik lakapları da bizler tespit ederek ekliyoruz.
Ama onların tespitleri bizim için esastır..
Amacımız elbette ki kimsenin onurunu kırmak değil yüzyıllar boyu süre gelen lakap literatürünü gelecek kuşaklara aktarmak, var olan bir gerçeği öz kültürümüzü unutturmamak.
Kültür bakımından kendi kültürünü koruyabilen ender yerleşim merkezlerinden biri olan kadim şehir Van’ın ahalisi yüzyıllardan beri yerlisi olan ailelerin istisnasız birer lakabı vardır.
Soyadı kanunun çıkması bile Anadolu’nun her yerinde olduğu gibi Taşköprü’de de lakapların önemini zayıflatmamış, hatta lakaplarla tanıma ve tanıtma geleneği sürdürülmüştür. Aileden olan insanlar için birer hüviyet niteliğindedir lakaplar. Bir kısmı ailenin namını, şöhretini simgelerken, bir kısmı da aile fertlerinin birinin veya bir bölümünün davranışları sonunda ortaya çıkmıştır.
Ben burada yazımda bazı kişileri ve şahısları lakapları ile anmak ve hatırlatmak istiyorum acizane. Elbette ki bu kişilere bu lakapları ben takmadım ve kendileri de takmadılar. Çünkü kişi kendi kendine lakap takmaz. Lakap her zaman karşıdakiler tarafından takılır. Ya yaptığı işe bakılır, ya sosyal konumuna, ya davranışlarına veya mesleğine göre bu lakaplar takılmıştır.
Ama nasıl takılmıştır niye takılmıştır nerden bu lakap icap etmiştir bunu bilmek asla mümkün değil.
<Alamanoğulları>
diye bir lakap var ama Van’lıdan nasıl Alaman olur derseniz Alaman lakabını kabullenmişlerdir.
Beli kırıkoğulları,
çok ilginç sanırsınız ki ailenin hepsinin belinin kırık olması mümkün değil ama olmuş bir kere. Birinin beli kırılınca hepsinin de beli kırılmış.
Cırık oğulları,
Van’da cırık yırtık manasına gelir ama bu aile cırıklıktan her hal hoşlanmıştır.
Çakal oğulları,
çakal sevilen sayılan bir hayvan olmamasına rağmen Van’da Çakaloğlu ailesi oldukça geniş bir aile olarak yaşamışlardır. Hatta aileden biri olan Çakaloğlu Hamit efendi de çok hoş bir zattı ailece görüşürdük.
Çakal müftüoğulları,
Ne diyeyim çakal kötü bir hayvan müftü ise mübarek bir insan olmasına rağmen çakallıkla müftülük nasıl bir araya getirilmiştir. Yakıştıranlara sebebini sormalı
Davullu müftüoğulları
Çok ilginç bir lakap acaba müftü efendi nereden icap etmişte davul çalmış ki davullu müftü olmuş ve oğulları da bu lakapı almışlar
Eşşekçi oğulları
Herhalde aile değirmencilikle veya nakliye işiyle hemhal olmuşlar ki eşşekçi oğulları lakap olarak alınmış çünkü eskiden eşekle değirmenlere buğday taşınırdı öyle olsa gerek
Gevenyandıranlar
Eski vanda o soğuklarda acaba bu aile bahusus sırf geven yandırarak ısınmışlar ki geven yandıranlar olmuşlar. Gevenle sırf ısınılmaz sadece gaz yağı yerine sobayı tutuşturmaya yarardı.
Hindibabalar
Bu aile bu lakabı hindistandan geldikleri için almışlar (Kuralkan ailesi Hindistandan gelen bir ailedir)
Körhamzaoğulları
Demekki aile büyüğü Hamza harpte veya bir işte gözünü kaybedince çocukları da kör Hamza oğulları lakabını almışlar.
Kâr oğulları
Herhalde ailede büyüklerden biri kulağı sağır olduğu için Oğulları da kâr oğulları lakabını almışlar.
Kız kapanlar
Zahar bunlarda başlık parası vermemek için hep kız kaçırdıkları için kız kapanlar olmuşlar. Ne yaparsın elde avuçta para olmayınca en iyisi kız kaçırıp kızı kapmak.
Keçel sadıkoğulları
Dede veya baba keçel olunca keçellik de lakap olarak geri kalanlara miras kalmış
Lord oğulları
Demekki aile çok zengin han hamam olunca adları lorda çıkmış
Nanyemezler
Biz Van’da nanyemez babayı bilirdik nan yemeyen demek ki ailece nan yemezler de varmış zamanında.
Pıtpıt oğulları
Her halde ailedekiler çok ufak tefek olmalılar ki adları da pıt pıta çıkmış
Südüklüoğulları
Demek ki ailede çok sık altına kaçıran kendini tutamayan biri olmuş ki çocukları da südüklünün oğulları olarak lakabı kapmışlar
Tilki oğulları
Malumunuz tilki kurnazdır hindir bu ailede o kadar hin ve akıllı kurnaz olmalı ki ondan dolayı tilki oğulları olmuşlar ama ne mecburiyetleri vardı ki tilkiliği kabul etmişler ben olsam kabul etmezdim.
Topal Katip oğulları
Gayet normal kalem efendisi katip efendi ayağı aksak olunca onlarda topal katip oğulları olarak bu lakaba eyvallah etmişlerdir.
Tırnak yiyen oğulları
Her hal bunlar seferberlikte o kötü günlerde yiyecek bir şey bulamayınca tırnaklarını yemişler çocukları da tırnak yiyen oğulları olarak tarihe geçmişler.
Bu ve bunlar gibi daha çok ilginç lakaplar var. Başta da dediğimiz gibi lakap her zaman takılır. Kimse kendine lakap takmaz ve takmamıştır. Yaşayan halk size takar. Ve taktımı da ömrü billah sizin boynunuzda asılı kalır. Bu lakaplar da o zamanın insanları tarafından takılmış ve hepsi de kayda geçmiş lakaplardır.
Bu lakapları biz icat etmedik kıymetli büyüklerimiz tarafından zamanında tespit edilmiş ve bu güne kadar da böyle gelmiş ve böyle de gidecektir.
Bir yazımda da inşallah şahıslara takılan isimlerden örnekler vermeye çalışacağım. Biz burada biraz nostalji yapmaya ve birazda şaka yollu takıldık hepsi o kadar. Amacımız kimseyi üzmek veya kırmak değildir. Bu zaten bize de yakışmaz.
Zaten bu dedelerin babaların ecdadın taktığı lakaplar soyadı kanunu gelince çoğu çöpe atıldı. Herkes soyadı alarak lakabını terk etti. Şimdi bu devirde kim çakaloğlu tilkioğlu veya koluna işeyen oğlu lakabını kabul eder.
Gitti lakaplar geldi soyadlar ve bize kalan eski lakapları adap ve edeple nakletmektir.
Hey gidi günler hey.