Bitmeyen Senfoni Sahil Yolu Projesi

Ben kendimi bildim bileli, Van Sahil Yolu projesi her dönem ortaya atılır. Bu proje, birçok Belediye Başkanı veya Milletvekilinin en önemli seçim argümanı olarak kullanılmıştır ve yıllardır şehirle gölün kucaklaşması hayaliyle yanıp tutuşan halk tarafından da oldukça rağbet görür. Her defasında da sahil yolu projesini dile getirene oy olarak geri döner. Fakat ne hikmetse, bir kazma dahi vurulmadan sadece lafta kalır. Yani bir sömürüden ileriye gitmez ne yazık ki. Tabi bir yerde bu durumu anlamak mümkündür. Sonuçta, siyasi gelecekleri ya da mevkileri seçmenin oyuna bağlı olan yöneticiler, oy kaygısıyla kısa süreli ve ucuz projeleri tercih ederler. Başka bir deyişle, kolaycı yaklaşımlar hâkim olur ve kimse elini taşın altına koymak istemez.
Peki, nasıl oluyor da Sahil Yolu Projeleri, Türkiye'de çok daha zor coğrafik şartlara sahip olan veya yoğun yapılaşma sonucu neredeyse kamulaştırması imkânsız birçok sahil kentinde bile gerçekleştirilirken, Van Gölü'nün en eski yerleşimi olan Van'da neden bir türlü gerçekleştirilemez? Oysa son derece düzgün coğrafik yapıya, en az doğal engele ve yerleşim alanına sahip olan Van sahil bandı, teorik olarak oldukça kolay ele alınır gibi gözükmektedir. Van Gölü'nün etrafındaki ilçeler bile (Tatvan, Ahlat, Adilcevaz, Erciş) bir şekilde sahil bandını değerlendirmiş, halkı gölle buluşturmuştur. Hatta buna en güzel örnek olarak Sayın Milletvekilimiz Fatih Çiftçi tarafından, Erciş Belediye Başkanlığı döneminde Türkiye'de ilk defa Van Gölü havzasında yerel imkânlarla yapılmış Erciş Sahil Yolu projesi gösterilebilir.
Van'a nasıl bir sahil yolu yapılmalı? Bunca yıldır tek bir çivi çakılmamış olan bu rüya proje, 21. Yüzyıla yakışır teknoloji ve planlama ile turistik bir şehre hitap edecek şekilde inşa edilmelidir. Yani Van'ın güzelim sahillerine taş dolgulu, bol şeritli yeni bir karayolu kazandırmak yerine, tamamen turizm sektörü açısından değerlendirilip, sahilin rasyonel kullanımı gerçekleşmelidir. Başka bir deyişle, bu projeye turizmin hammaddesi olan ve Van'da bolca bulunan tarih, doğa, kültür değerlerinin katılımı da sağlanmalıdır.
Mesela bir düşünelim… Edremit'ten başlayan, tarihi Van Kalesine bağlantılı,  ta ki Çarpanak Adasına kadar uzanacak bir sahil bandı, ne muhteşem bir kazanım olurdu Van için. Hayali bile güzel… Ve bu güzergâhta bulunan; Çitören, Mollakasım köyleri, yazlıklar, böylece nitelikli bir bağlantı yoluna kavuştuğu gibi, saklı kalmış güzelim koylar ve tarihi kiliselerde böylece ilin turizm halkasına katılmış olurdu. İddia ediyorum, eğer gerçekçi ve uzun vadeli bir planlamayla, büyük düşünerek böyle bir sahil yolu yapılabilirse, bu proje Van'da tam anlamıyla Rönesans devrini başlatacaktır. El değmemiş Van Gölü sahilleri sorunlar barındırdığı gibi böyle büyük potansiyelleri de taşımaktadır. Önemli olan Van'ın, Vanlının ve siyasal otoritenin katılımıyla hazırlanmış bir projenin, geniş ölçeğe yayılmış ve çok boyutlu bir değerlendirmeye konu edilmesidir. Yani proje, yeni düşüncelere ve yaratıcılıklara açık olmalıdır.
Bu konuda en başarılı örneklerden biri de Türkiye'de sahil şeridi mevzuatına en uygun şekilde yapılmış olan Samsun sahil bandıdır. O proje bence Van için mükemmel bir model olacaktır. Samsun sahil şeridi, iki kısım olarak ele alınmış 1. kısımda kıyı kenar çizgisinden başlayarak en az 100 m. genişliğinde sadece açık alan olarak inşa edilmiştir. Yani birinci kısım, denizden itibaren karaya doğru yeşil alan, çocuk bahçesi, gezinti alanları, dinlenme ve rekreasyon alanları ile yaya yollarından oluşmuştur. İkinci kısım ise kara yönünde yatay olarak en az 50 metre genişliğinde, üzerinde toplumun yararlanmasına açık günübirlik turizm yapı ve tesisleri, taşıt yolları (sahil yolu), açık otoparklar ve arıtma tesislerinin yer aldığı bölüm olarak inşa edilmiştir. Ve dahası, kumsallar düzenlenerek halk plajlarına dönüştürülmüş, devam eden saha içerisinde piknik alanları ve anfi tiyatro ile kentin büyük bir nüfusunun eğlence dinlence ihtiyacını karşılamak yoluna gidilmiştir.
Bir de tarihi Amisos Tepesine sahilden teleferik hattı çekilmiş ki, bu bana hep Van Kalesini hatırlatmıştır. İyi planlanmış bir sahil yoluna, Van Kalesini en kestirmeden bağlayacak böyle bir teleferik sistemi, fonksiyonel olduğu gibi yeni bir turizm çekim alanı da oluşturacaktır. Ayrıca söz konusu Samsun Sahil Yolu Projesinde şehrin tarihi misyonu da unutulmamış, Atatürk'ün Samsun'a ayak bastığı iskele yeniden yapılmış; ucuna büyük bir Bandırma vapuru maketi, üzerine ise Atatürk ve arkadaşlarının Samsun'a çıkışlarını temsil eden heykeller yerleştirilmiştir. Atatürk'ü Samsun'a getiren vapurun anısına, aslına uygun boyutlarda yeniden yapılan gemi, müze haline getirilmiş ve çevresi düzenlenerek şehir için yeni bir turistik alan oluşturulmuştur. Van sahilinde de buna benzer bir tarihi olay (örneğin Çaldıran Savaşı ) veya deprem anıtı gibi bir simgeye yer verilebilir. 
Sahil Yolu Projesi, Samsun'da olduğu gibi ''sahil bandı'' şeklinde ele alınmalıdır. Çünkü unutulmamalıdır ki çevre kirliliği sadece fabrika bacası veya zehirli atıklardan oluşmaz. Kıyıdan geçen bir yol veya yüksek beton yapılarla kıyı ekolojisinin bozulması da tam bir çevre kirliliğidir. Van sahili boyunca uzanan sazlıklarda ve el değmemiş kumsallarda uzun yıllar boyunca oluşan ekosistem ya yok olacak ya da doğal formunu yitirecektir ne yazık ki. Fakat iyi planlanmış bir peyzajla, sahil bandının diğer kentsel yapılaşmaların imkân tanımadığı yeşil alan oluşumlarına yer sağlaması bakımından, önemli bir işlevi de üstleneceği göz ardı edilmemelidir.
Sahil Yolu Projesi, geniş perspektifte ele alınıp seçim malzemesi olmaktan çıkarılırsa, Van halkına hayat verecek, Vanlının belki de 40 yıllık rüyasının gerçekleşmesine sebep olacaktır. Ve sadece ulaşım unsuru değil, yeni bir turizm hamlesinin başlatılması için de bütün koşulları içeren bir abide olacak, Van'ın 2023 turizm hedefine biraz daha yaklaştıracaktır. Kim bilir belki de, Van Büyükşehir Belediyesinin ilk projesi ''Edremit - Çarpanak Sahil Yolu Projesi'' olur ne dersiniz?

Bakmadan Geçme