Kendi davranışlarımızı veya kişiliğimizi hiç sorguladık mı acaba. Kişisel ahlak olgularımızı hiç irdeledik mi? Toplum ahlakı nerede, hangi aşamada hiç sorguladık mı, şahsen merak ediyorum. Birileri kendi egosunu tatmin etmek, yada birilerine maşalık etmek için, olur olmaz bazı speküsyonları ortaya atar, kendiside neye hizmet ettiğini bilmeden, sadece kapıldığı heves, onu bir toplumun huzurunu bozabilecek davranış ve eylemlere sevk etmektedir. Bizler konuyu tam olarak araştırmadan, ne olduğunu bilmeden doğrudan balıklama atlıyoruz. Oysa altyapısı ve zemini, daha önce hazırlanmış ve güçlü odaklara dayanan politik ve provakatif vakalara maruz kaldığımızı anladığımızda maalesef maşadan ibaret olduğumuz ortaya çıkmaktadır.
Bir deli bir kuyuya, taş atmış kırk akıllı çıkaramamış. Atalarımız bu sözü kullanırken geçmişten bugüne aslında, oyunlara geldiğimizi teşhir etmektedir. Önce biri çıktı, sosyal medya (klavye) kahramanı, sosyal paylaşım sitesi facebooktan isminin önüne T.C. yazdı, gerekçe; Sağlık Bakanlığının kendisine bağlı kurum ve kuruluşların tabelasında T.C. ibaresinin kaldıracağı yönünde ki iddiaların ortaya atılması oldu. Tepkiler çığ gibi büyüdü, face'yi açan isminin önüne T.C. ibaresini koydu. Sanki vatan elden gitmiş, bunlar sanal alemde kurtarma telaşına girmiş. Delinin biri kuyuya bir taş atmış, çıkar, çıkarabilirsen. Vatan elden gidiyor, telaşına kapılanlar daha sonra baktılar ki, böyle bir şey yok, oyuna geldiklerini anladıklarında onlar için biraz geç olmuştu. Çünkü aşağılandıkları kompleksi sarmıştı.
Benzer oyunlar hep devam etti; ileriki süreçlerde, Kürt açılımı, barış süreci derken paniğe kapılan birileri, Kütler ile Türklerin kucaklaşması, iki halkın bir olması kendilerini korkutmuş olacak ki, gezi parkındaki, ağaç kesimini bahane ederek, toplumsal kargaşa çıkarma uğraşına girdiler. Mesela ağaç mı, yada yeşil alan mı, asla, varsa öyle bir niyetiniz, Erciş'te 250 bin ağacın kesilmesinden bahsediliyor, buyurun gelin hep beraber, yeşili ve doğayı koruma adına yürüyelim, ama kimsenin gıkı çıkmıyor, gelin doğa katliamlarına dur diyelim, buyurun. 30 yıldır bu topraklarda doğa katliamları yapıldı, ormanlarımız yakıldı, köylerimizde meyvesini tutmuş ağaçlarımız yakıldı, yıkıldı, sesleniyorum size doğacılar, yeşilciler nerdeydiniz. Engel olsaydınız ya, bugün size hak verirdim. Demek ki, mesele ağaç değilmiş. Bu gün biri çıkmış robot gibi yerinde durmuş, on dakika sonra onlarca insan ne olduğunu bilmeden, bu adam deli mi, şizofren mi soran yok, herkes onun yaptığını yapar, biri çıksa rasgele ot yese bizler aynısını mı yapacağız. Ben bu olayları bir akıl hastasına sordum abi bunlar deli dedi.
İyi düşünmek lazım, toplum yararına yapılacak bir şey olsun buyurun, yüz kişi toplanmaz. Yıllardır ülkemizde insanlar çatışmalarda ölüyordu, şuan Suriye'de aynısı oluyor, kaç kişinin sesi çıkıyor. Lütfen akıllı ve sağduyulu davranalım. Analiz ve araştırmamızı iyi yapalım. Eylemlerimizi demokrasi çizgisi dâhilinde yapalım. Varsa sıkıntı seçimlerde dersini verelim, ama darbelerle ve zorbalıklarla değil. Sevmedin indirdin, yarın sen geldin ve seni sevmeyen, aynı şekilde seni indirir. Sonuç nereye varacak. Herkesin sağduyulu hareket etmesi ve demokrasi kuralları çerçevesinde hakkını araması makuldür.
Evet son zamanlarda, Türkiye'de meydana gelen toplusal olayların oluşum gayesi bana göre; Kürt açılımı ve barış süreci oldu, biz farkında değildik, uyandığımızda geç oldu. Çünkü barış sürecini örtbas etmeğe ve gündem dışı bırakma uğraşında olan güçler, istediklerini elde ederek başarılı oldular. Şuan süreç durma noktasında. Şu bir gerçek ki, süreç sabote ediliyor. Artık akıllı hareket etme vakti, Şu yanlış yaptı, şu şöyle yaptı, böyle oldu falan filan, '' dün, dünde kaldı can cağızım, gel bugüne bakalım'' ne güzel demiş 'Mevlana' kulak verelim, yoksa deli çok, deliye uyanda çok. Dipsiz kuyuya atılan taşta çok olur, çıkarmaya çalışanın vay haline. Olayların maliyeti mi; lütfen cebine bak. Düşünüyorum da, biz delimiyiz, akıllımıyiz. Sizce hangisi? Sağlıcakla kalın.
CHP; olayların en büyük destekçisiydi, çark etti ve olaylarla yakından uzaktan alakamız yok dedi. Olayların arkasında durmadı. Çünkü gayeleri farklıydı, puan kaybettiler ama iş, işten geçmişti. Dipsiz kuyuya taş attılar, balıklama atladılar, şuan nasıl düzelteceğinin hesabını yapıyorlar. Hükümet; en büyük yanlışı yaptı, tepkileri, istemleri hafife aldı ve hırslı davrandı, her şeyi ben bilirim dedi, yanlış yaptı. Aslında sorun büyümeden çözülebilirdi.