Bizim Köyde Kıyamet Kopmaz(!)
İnsan evrene sıkıştırılmış, aynı zamanda bütün özelliklerini bünyesinde barındıran bir canlıdır. Eskilerin tabiri ile küçük kâinattır. Kâinat ise en azından bilinen kadarıyla Mikrokozmos, çıplak gözle görülemeyecek ufacık bir hacim içine sığan milyarlarca atomlar ve çekirdekleri çevresinde dolanan milyar kere milyar sayıda, elektron, pozitron, partiküller demektir. Makrokozmos ise, milyarlarca galaksiden oluşan evrendir. İnanılmaz oluşumda galaksilerden yalnızca bir tanesinin içinde milyarlarca yıldız ve onun en az 8-10 katı kadar da gezegenler ve diğer uydular vardır. Bu muhteşem ahengin içinde yıldızın, gezegenin arasında kaba tabirle toz taneciği büyüklüğünde bir Dünya.
David Darling'in 'Derin Zaman' isimli eserinin başlangıç bölümünde şöyle deniliyor: "Zaman yoktu, uzay yoktu… Madde ve enerji de yoktu… Hiçbir şey yoktu… En küçük bir nokta, boşluk bile yoktu. Bu yokluktan küçücük, olağanüstü küçüklükte bir kıpırtı belirdi… Ufacık bir titreme… Hafif bir dalgalanma, belli belirsiz bir girdap… Bu kozmik kutunun kapağı açıldı ve altından yaratılış mucizesinin filizleri belirdi…"
Evrenin bir başlangıcının olduğunu veya sonunun olmadığını, buna bağlı olarak ta her hangi bir yaratıcının olmadığı 20.yüzyılın başlarına kadar kabul edilen yaygın görüşlerdendi.
Günümüzde Modern Fizik tarafından birçok deney, gözlem ve hesaplamalarla "Evrenin bir başlangıcı olduğu, yok iken bir anda büyük bir patlamayla yaratıldığı, sabit ve durağan olmadığı, tam tersine sürekli bir hareket ve değişim içinde olduğu, genişlediği ' ispatlanmış durumdadır. "Göğe gelince, biz onu ellerimizle kurduk, biz elbette genişleticileriz. " Zariyat 47
Bütün zaman anda, her şeyin varlığı birde, tüm mekânı noktada. Yani tek noktadan başlayıp büyük patlamalar ile birbirinden ayrılan parçacıklar bugünkü evrenin temelini oluşturur. Başlangıçta hiçbir şeyin olmadığı, sonradan başladığı, bu oluşumun parçacıklarının birbirinden sürekli uzaklaşarak genişlediği artık kabul edilmektedir. Belki de Hz.Ali'nin "İlim tek nokta idi…"sözünün bir kısmı da buraya işaret ediyordur. Bu konuda çokça görüş ve farklı tespitler bulunmaktadır. Konu uzmanı değilim bu konu onların işi. Ancak dikkatimi çeken kısım hiç boşluk bile bulunmazken tek bir noktanın oluşması daha sonrada bütün evrenin. Yani sonradan meydana gelme. Bir çeşit zamana kıstırılmış oluşum. Zaman var ise demek ki sonu da vardır diye düşünüyorum. O halde bütün bu kâinatın var edildiği gibi mutlaka birde sonu bulunacaktır. Nasıl ve ne zaman? Kur'an diliyle"Yıldızlar saçıldığı zaman,denizler kaynayıp fışkırtıldığı zaman,kabirlerin içindekiler dışarı çıkarıldığı zaman…(İNFİTAR).Kainat parçalanacaktır.Yeni bir zamana,yeni bir başlangıca varmak üzere yok oluş.Ne zaman derseniz muamma.Ancak sadece yaratıcının bildiği bir konu. (İnsanlar senden kıyametin zamanını soruyorlar. Onlara de ki: Onun bilgisi ancak Allah katındadır. Ne bilirsin, belki de zamanı yakındır.) [Ahzab 63]
Peki, son günlerde gündemi meşgul eden şu mayalar ne diyor, neden kıyamet senaryoları çizilmeye başlandı. Öncelikle günümüz mayalı ihtiyarlar bu konuda tepkililer. Çünkü onlar "Dünyanın sonu gelmeyecek, dünya yalnızca değişime uğrayacak" diyorlar.
Bahse konu olan takvim;11 Ağustos MÖ 3113 tarihinde yapılan 21 Aralık 2012 tarihinde sonu geleceği iddia edilen Mayalardan kalma bir takvim. Yani Aralık 2012 tarihinde son bulan bir takvim. Bu takvimden sonrası bilinmediğinden bundan sonrasını bilerek hesaplanmadığı kabul gördüğünden kıyametin olduğu tarih olarak kabul görmüştür. Mayalar matematik, takvim ve astronomide çok ilginç buluşlar yapmış, son derece kesin astronomik gözlemlerde bulunmuşlar, Ay ve gezegenlerin hareketlerinin diyagramlarını yapmışlar, Güneş tutulmalarını önceden tahmin edebilmişlerdir. Ayrıca "güneş yılı"na dayalı bir takvime sahiptiler. Güneş yılını Mayalar 365,2420 olarak belirlemişlerdi; modern astronomiye göreyse güneş yılı tam olarak 365,2422 gündür. Yani dakika ve saniye gibi zaman ölçülerinden yoksun olduğu varsayılan Mayalar'ın hesabı ile modern astronominin hesabı arasındaki yıllık fark yalnızca 17 saniye idi. Mayların astronomi, matematik, sanat ve mimarlık gibi birçok alanlarda yaptıkları buluşlar ve uygulamalar günümüz hesaplamalarına çok yakın olduğundan kıyametle ilgili senaryolara inanmak zorlayıcı unsur oldu. Kıyamet kopacak mı? Bunu öğrenmek için sadece şunun şurasında 10 günlük bir zaman dilimi kaldı. Biz bu süreyi beklerken birileri maya bereketinden faydalandı bile. Bunlardan biride İzmir'in Selçuk ilçesine bağlı Şirince köyü. İnanışa göre bütün kainat parçalanacak yalnızca zarar görmeyen 2 köy kalacak bunlardan biriside Şirince olacak. Şimdiden oraya 150 bin kişi gitmeyi planlıyor. Sadece halka açık iki tuvaleti olan köye. Aklıma bende bizim köyde kıyamet kopmaz desem mi acaba? Geldi. Yüreğinizden sevgi eksik olmasın…
Yorumlar 2