Bu da geçer ya hu !!
Öğrenciyim…Sıkıldığım,bunaldığım, isyan ettiğim ama çalışmaktan ,hem de çok çalışmaktan başka çarem olmadığı yıllar..
Öğrenciyim…Sıkıldığım,bunaldığım, isyan ettiğim; ama çalışmaktan ,hem de çok çalışmaktan başka çarem olmadığı yıllar.. Obitmeyen,sonu gelmeyen sıkıntılar geçip hayatımızda yenileri yerini alırken, işte o öğrencilik yıllarımda, çok değerli bir büyüğümden duyduğum bu hikayenin tam metniyle karşılaştım.Önceleri mantığımda tam olarak anlamını bulamayan tüm hikayeler gibi,daha sonra bu da zihnimdeki yerini aldı. Hani hasta olan birine "gelmiş geçmiş olsun" der gibi…Evetgeliyor,ama geçiyor da; öyle ya da böyle.
Bu da geçer ya hu!!
Dervişin birinin yolu bir gün bir köye uğrar. Köylüler fakirdir onu misafir etmesi için Şakir isminde birinin çiftliğine gönderirler. Derviş yola koyulur. Yolda rastladığı bir kaç köylü ona, Şakir'in köyün zenginlerinden birisi olduğunu Halid adında bir başka zengin daha bulunduğunu anlatırlar.
Derviş, Şakir'in çiftliğine varır. Şakir hem misafirperver hem de gönlü geniş bir insandır... Dervişi kaldığı sürece memnun eder. Yola koyulma zamanı gelip Derviş, Şakir'e teşekkür ederken, "Böyle zengin olduğun için hep şükret" der. Şakir ise: "Hiçbir şey olduğu gibi kalmaz. Bazen görünen, gerçeğin kendisi değildir. Bu da geçer..." diye cevap verir.
Birkaç yıl sonra, Derviş'in yolu yine aynı taraflara düşer. Şakir'i hatırlar ve yanına uğramaya karar verir. Yolda rastladığı köylülerle sohbet ederken Şakir'in iyice fakir düşüp şimdilerde Halid'in yanında çalıştığını öğrenir. Derviş Halid'in çiftliğine gider, Şakir'i bulur, üstünde eski püskü giysiler vardır. Meğer oralarda vukuu bulan bir sel felâketinde Şakir'in bütün malı mülkü telef olmuştur. Ailesini geçindirmek için, toprakları selden zarar görmeyen Halid'in yanında çalışmaktadır. Şakir, bu kez Derviş'i son derece fakir olan evinde misafir eder. Bir lokma ekmeğini onunla paylaşır...
Derviş, vedalaşırken Şakir'e olup bitenlerden ötürü ne kadar üzgün olduğunu söyler. Şakir: "Üzülme... Ya Hû, bu da geçer..." der.