Çağdaş gulyabaniler
İlkokul ya da ortaokul öğrencisiydim. Henüz siyah beyaz televizyon bile yoktu. Hafta içi, TRT radyosunda, akşamları saat 21.15'te Arkası Yarın, Pazar sabahları da Radyo Tiyatrosu yayınlanırdı.
İlkokul ya da ortaokul öğrencisiydim. Henüz siyah beyaz televizyon bile yoktu. Hafta içi, TRT radyosunda, akşamları saat 21.15'te Arkası Yarın, Pazar sabahları da Radyo Tiyatrosu yayınlanırdı.
Arkası Yarın'ların biri de Hüseyin Rahmi Gürpınar'ın aynı adlı romanından radyoya uyarlanan Gulyabani'ydi.
Çocuktuk. Bugünkü çocuklar, gençler gibi ellerimizde akıllı telefon adlı birleşik cihazlar yoktu. Basit şeylerle oynar, birbirimize takılır, birbirimizi korkutmaktan keyif alırdık. Hortlaklardan, cinlerden konuşur, gece yatağa girdikten sonra "GaramanGozaaan, pencereden uzaaaan, al filanca kişiyi (isim zikrederdik) götür özan,"sözleriyle aynı odada yattığımız ve genellikle bizden küçük olan kardeşimizin ödünü koparmayı marifet zannederdik.
Tam o dönemimizde, konusuna uygunses efektleriyle güçlendirilmiş, konusu cinler, periler, hayaletler, hortlaklar olan bu programın yayın saatinin gelmesini iple çekerdik.