Çakma Devrimciler
Devrimcilik, 1980 öncesi, Emperyalizmin sömürüsüne, güçsüz ülkelere yapılan haksızlığa, dünyadaki adaletsizliğe, insanın insan tarafından sömürülmesine, güçlünün güçsüzü tahakkümü altına almasına, silahlanarak insan öldürülmesine, silah üretimine, açlıktan ölen insanların ölmesinin engellenmesine, kendi ülkesinin bağımsızlığına, emekçilerin haklarının korunmasına, emperyalistlerin emrinde ve denetiminde olan ülke yöneticilerinin tasfiye edilmesi ve benzeri insani değerlerden halkının yararlandırılmasını isteyen ve bu uğurda canını çekinmeden feda eden bir anlayışı hayata geçirmeye çalışan namuslu kaliteli insanların adıydı.
Bu kutsal düşünceler doğrultusunda mücadele eden Türkiye Devrimci Hareketi’nin efsane ismi Deniz Gezmiş ve arkadaşları, Mahir Çayan ve arkadaşları genç yaşlarında kendilerini, Türkiye halklarını emperyalist katillere karşı korumak için feda etmişlerdir.
Rahmetle ve minnetle anıyorum…
Bu devrim kahramanları şu andaki çakma devrimcileri görseler kahırlarından yeniden ölürler, herhalde… Çakma devrimciler yön değiştirmiş, pusulalarını kaybetmişlerdir. Bugün o çakma devrimciler, Emperyalist güçlerin taşeronluğunu yapmakta, başta Amerika olmak üzere tüm Avrupa’nın paralı lejyonerleri haline gelmişlerdir. Ve, ilk görevleri de Türkiye ile savaş halini “sürdürülebilir” kılmaları üzerine olmuştur. PKK, YPG ve onların işbirlikçileri Amerika’nın, Rusya’nın gönüllü taşeronlarıdır. Ülkemizi savunan güvenlik güçlerimize “katliam yapıyorsunuz” diye söz söyleyen bu çakma devrimciler, gerçek devrimcilerin yüzünü kara çıkarmıştır. Onlardan UTANÇ DUYUYORUM.
Emperyalizmin temsilcileri olan Birleşmiş Milletler Teşkilatı, NATO ve bu teşkilatların ağababası olan Amerika ve Avrupa Birliği gibi ülkelere ve örgütlerine direnen, bunların alçaklıklarını çekinmeden yüzlerine söyleyen, aleyhimize olan hiçbir isteklerini kabul etmeyen, anti emperyalist ve yüz yılın en büyük devrimcisi olan Cumhurbaşkanımız, hayatı pahasına bu alçakların istemlerine rest çekmektedir.
2023 yılında, ülkemiz aleyhine imzalanmış olan emperyalist ülkelere teslimiyet sözleşmeleri sona erecek. Bu sömürü sözleşmelerinin yenilenmeyeceği açık bir gerçektir. Şimdiden telaşa kapılan bu alçak sömürgeciler, kendi isteklerİ doğrultusunda ve emirlerinde hareket edecek yeni bir yönetim oluşturma peşindedirler.
Bunlara her anlamda uşaklık edebilecek işbirlikçileri saymakla bitiremeyiz.
Karşılarında dim dik ayakta duran ve onlara eyvallah etmeyen aslan gibi bir liderimiz vardır. Tüm teröristlerin, uşaklık yapacak işbirlikçilerin, ağa babaları Amerika’nın, Rusya’nın, Avrupa Birliği’nin tek bir hedefi vardır.
Hedef, Recep Tayyip Erdoğan’dır.
Recep Tayip Erdoğan’ın tasfiye edilmesi tüm bu şer güçlerinin tek ve ortak istekleridir. Ancak unuttukları bir gerçek var…
MİLLET, SAYIN CUMHURBAŞKANIMIZLA BİRLİKTE YÜRÜMEKTEDİR.
Geçtiğimiz günlerde, Genel Kurulu yapılan, başında devrimci kelimesi bulunan ve seksen öncesi devrimci çizgide olan Devrimci İşçi Sendikaları Genel Kurulu’nda bulunan çakma devrimciler, sloganları ile emperyalistlerin işbirlikçileri olduklarını kanıtlamışlardır.
Devletine katil diyen, Cumhurbaşkanına hakaret eden, bakanı kovmaya çalışanların işçi ve emekçi olduklarını düşünemiyorum.
Bunlar Emperyalistlere uşaklık etmeye hazır, kullanabilecek bir kitledir. Şanlı bir geçmişi olan Devrimci İşçi Sendikalarının adını lekeleyenler utanmalıdır. Bu sendikanın yöneticileri DİSK kelimesinin yerine, "Uşaklık yapmaya hazır işçi sendikaları" olarak yeni bir isim koymalıdırlar.
İnan Albayrak isimli bir vatandaşın facebook'ta yayınlanan bir yazısını aynen aktarıyorum.
"Devrimcilik ile PKK’lı olmak çok ayrı şeylerdir… Devrimci, emperyalizme karşı durur..! Devrimci, insan öldürmez..! Devrimci, emekçiyi korur..! Devrimci, vatanını sevenlere ve halkına siper olur..! Ben devrimciyim diyerek eli kanlı katiller sürüsüne destek vermekten artık vaz geçin..!"
Ne kadar doğru bir tesbit….
Umarım kandırılmış vatan evlatları bu kıssadan bir hisse alırlar.
Çok kritik bir dönemden geçiyoruz. Herkesin devletimize ve devletimizi yönetenlere sahip olmaları gerekmektedir. Mesele Erdoğan’ı sevip sevmeme meselesi değildir. Bu ülke ne Erdoğan'lar gördü… Erdoğan bu gün var yarın yok. Ancak Türkiye Cumhuriyeti ilelebet var olacaktır. Her şeyi ülkemiz için yapmalıyız.
Birlik ve beraberliğe en çok muhtaç olduğumuz bir süreci yaşıyoruz.
Varlığımıza kastetmiş alçaklar sürüsü yani haçlı birlikteliğine karşı tek yürek, tek yumruk olmak zorundayız.
Bu şer güçlerin bir çok operasyonlarını tesirsiz hale getirdik. Yaşadığımız olaylar son operasyonları olacak Allahın izniyle, bu beladan da kurtulacağız. Çok güçlü bir ülkeyiz. Herkes böyle bilmeli… Bizi bölüp parçalamadıkları sürece hevesleri kursaklarında kalacaktır.
Allah ülkemizi bu şer güçlerinin şerrinden korusun…
Saygılarımla…