Çaldıran'da Zorlu Yaşam

Türkiye’nin en soğuk ilçesi Çaldıran'da kış aylarında eksi 35 ile 40 dereceye düşen hava sıcaklığında hayvanlarını doyurmak için ilkel salları kullanarak buzlu sulardaki otları yediren vatandaşlar ilginç görüntüler sergiliyor. İstanbul’dan gelen fotoğrafçılar, bu zorlu yaşam şartlarını heyecanlı bir şekilde görüntülemeye çalıştılar. Bazı yerleşim yerlerinde ise eşeklerin yardımıyla ot taşıyarak hayvanlarını doyuran vatandaşlar, 6 ay boyunca bu zorlukları yaşadıklarını belirtti.
Kaz Gölü’nde otlanan mandaların fotoğrafını çeken Bilgisayar Mühendisi Tülay Haparı; “İki yıldır fotoğrafla ilgileniyorum. İlk defa böyle bir manzarayla karşılaştım. Buradaki hayvanların nasıl ve hangi şartlarda beslendiğini gördüm. Buradaki fotoğrafçı arkadaşların söylediğine göre yaz kış hayat şartlarının bu şekilde işlendiği bir yer olduğunu öğrendim. Çok güzel, hakikaten bizim için çok verimli geçti. Çaldıran Savaşı’nın da burada geçtiğini öğrendim. Bu da benim için ayrı bir bilgi oldu. Tarih derslerinde okumakla edindiğimiz bilgiler dışında başka bir bilgimiz yoktu, ancak Çaldıran Ovası denilen o yeri görmek ayrı bir heyecan ve güzellik oldu. Yaşam koşulları gerçekten o kadar zor, ama insanları da o denli sıcakkanlı ve o kadar iyi ki bizi çok sevgiyle karşıladılar. Bu bizim için çok önemlidir. Evlerine misafir ediyorlar. Mandaları bu karlı havada buzlu sulara getirmeleri, yem vermeleri, doğal yaşamları, bu bizim için çok iyi oldu” dedi.
Bazı fotoğrafçılar, hayvanlarını doyuran çocuklara kendi fotoğraf makinelerini vererek onlara fotoğraf çekmesini öğretti. 
Mandaları Kaz Gölü’ne getiren vatandaşlar da, “Biz mandaları evde bıraktığımız zaman kendileri buraya kadar gelip suların içine giriyor akşama doğru biz gelmeden kendileri tekrar eve geri dönüyor. Biz sadece uluslar arası yolda kazaya kurban gitmesinler diye yolda bekliyoruz. Araçların altında kalmalarını veya araçların kendilerine çarpmamalarını sağlıyoruz” dediler.
Hayrullah Demir isimli hayvan sahibi de, ilkel sallarla gölden çıkardığı yeşil otları ineklere vererek, “Buradaki otlar bize 6 ay yetiyor. Kış boyunca mandaları buraya getirip göle bırakıyoruz. Zaten mandalar kendiliğinden gölün içine girip otları yiyor. İnekler ise göle giremediği için biz suyun içinden çıkarttığımız otları kıyıda onlara yediriyoruz. Ayrıca, gölde balık avlıyoruz. O günkü nasibimiz neyse onları eve götürerek pişirip ailemizle birlikte yiyoruz. Bizim burada yapacak başka da bir işimiz ve gelirimiz yoktur. İlkel salların üzerinde buzlu sulara düşmemek için büyük gayret gösteriyoruz” diye konuştu.