Ülkesinin bir bölümünü işgal eden ve yüzlerce insanı katleden Ermenistan’a karşı hiç bir şekilde umudunu kaybetmeyen can Azerbaycan, şartların oluşması için sabır ve kararlılıkla beklemiştir.
Zamanı geldiğinde de gereğini yapmıştır.
Bu acı yalnızca Azerbaycan’a ait değildi.
Aynı zamanda bizler de bu acının muhatabıydık.
Şükürler olsun ortak acımız son bulmuştur.
Birleşmiş Milletler kararı, evrensel hukuk ihlalleri, insan hakları evrensel beyannamesi, sınırların ihlalı, ülkelerin güçlü ülkelerce işgali, şu sözleşmeler, bu sözleşmeler hepsi hikaye…
Güçlüler her zaman haklıdır.
Bizim için de derler ki Lozan Antlaşması Türkiye’nin tapusudur.
Kim takar senin tapunu.
Cesursan, yürekliysen, güçlüysen kimse senin tavuğuna kış diyemez.
Eğer güçlü ve yürekli değilsen, sana ait ülkeyi bile elinden alırlar.
Mesele bu kadar açıktır görmek isteyenler için…
Gelelim can Azerbaycan’a…
28 yıl önce yaptığı katliamlarla, Dağlık Karabağ topraklarını işgal eden Ermeniler, daha fazlasını istemeye başladılar.
Birleşmiş Milletler kararını kimse takmadı, bu aşamada…
Meselenin çözümü için oluşturulan Minsk gurubu 28 yılda bir arpa boyu ilerleme kaydetmediği gibi Nikol Paşinyan’ı da pof poflayarak Azerbaycan’a saldırttılar.
Aldıkları ile yetinmediler.