Osmanlıda ilginç vergiler vardı. Bu vergilerden biri de canavar vergisi idi. ‘Canavar vergisi mi olurmuş?’ diye söylendiğinizi duyar gibi oluyorum. Hemen izah edeyim efendim;
Evet, Osmanlıda vergiye konu olan hayvanlardan biri de canavardır. Yalnız bu canavar, masallara konu olan hayal ürünü canavar olmayıp bildiğimiz domuzdur. Osmanlılar domuza ‘canavar’ diyorlardı.
Önceleri yalnız Rumeli’de beslenmekte olan canavarlardan tımar sahibine ait olmak üzere her canavardan 4 para vergi alınıyordu. Bu vergi 1780 yılında kaldırılmış ancak ekonomi çöküşte olduğundan birkaç sene sonra tekrar vergiye devam edilmiştir…
**
Kadınları Çalıştırma Cemiyeti
Tarih kitaplarında yararlı ve zararlı cemiyetler anlatılır da bir cemiyet var ki pek bahsedilmez; ‘Kadınları Çalıştırma Cemiyeti’.
Birinci Dünya Savaşı’na giden binlerce erkek geri dönemeyince çocukları babasız, eşleri de dul kalır. Sığınacak bir yeri olanlar sığınır da ya diğerleri?.. Dul kadınların hem kendilerine hem de çocuklarına bakabilmeleri için Enver Paşa ve eşi Naciye Sultan bir cemiyet kurmaya karar verirler. Cemiyet amacına ulaşır ve kısa zamanda 8194 kadın istihdam edilir.
Tabi kadınların çalıştığı sektörde erkekler de vardı. Laf söz olmasın diye evlilik şartı da getirilir. Yani cemiyet işe aldığı kızların, 20 yaşını geçirmeden evlenmesini şart koşar. Dulların da evlenmesi de arzu edilir hatta onlar için gazetelere ilan dahi verilir. 1916 yılında kurulan cemiyet, 1923 yılına kadar varlığını sürdürür.
**
Helalleşme Vakfı
Fatihin hocası Molla Gürani, ‘Helalleşme Vakfı’ diye bir vakıf kurmuştu. Nasıl mı?..
İslam inanışına göre, kul hakkı günahını yüce Allah affetmezmiş. Bu yüzden öbür tarafa bırakmadan burada helalleşmek en iyisi fakat çoğu kez buna imkân olmuyor. Molla Gürani de kul hakkı endişesi ile bir okul yaptırıp çocukları ücretsiz okutur ve hâsıl olan sevabı, hakkına girdiği insanlara adar.
Böyle yaparak kul hakkı ödenir mi, bilinmez ama Molla Gürani vakfiyesine aynen şöyle yazdırır: “Okulun öğretmeni, çocukları ücretsiz okutup sevabını vakfedenin üzerinde hakkı olup da eda edemediği ve gıybetini yapıp şerefine dokunduğu ve helalleşmek istediği kimselere bağışlamak üzere Cenabı Hakk’ın bunu vakfedenin günahlarına kefaret kılması ümidi ile her gün üç dirhem tayin edilmiştir.”