Çarşı çocuğu!

‘Van’dan Vaniköy’e’ adlı iki kitabında, doğduğu, çok sevdiği memleketi Van’ı çeşitli yönleriyle özenerek anlatan, uzun yıllar İstanbul Adliyesi’nde Hakim olarak görev yapan, emekli olduktan sonra İstanbul’a yerleşen Vanlılar ve Van ile gönül bağı devam eden, Van Halkevi Başkanı, Van’ın sosyal kimliklerinden merhum Orhan Akşener’in oğlu Haşmet Sırrı Akşener Ağabeyimiz ile sohbet etmek lezzetli ve çok keyifli olur. Onunla sohbet Van'ın geçmişine yolculuk gibidir.

 Van’ın eski hallerini bilmek, anılar, fıkralar  dinlemek isteyenler ve Van’ın hafızası için canlı kaynaktır Haşmet Abi.  Kendisi kitap yazmakla kalmaz. Van ile ilgili anısı, birikimi olan Vanlılara da “ Hatırda değil satırda kalsın” diyerek yazmalarını hep öğütler.

Haşmet Abi bu sıralar yeni bir kitap daha yazma uğraşı veriyor.  Vanlı olsun olmasın. Van üzerine şiiri bulunan yaklaşık  50 ismi şiirleriyle birlikte bir araya getirip kitap halinde yakında yayımlayacak.

Aşık Celali mahlasıyla şiirler yazan Celal Yenitürk’ün bir şiirini kitabında kullanacağını ancak şiirin son dörtlüğünün bazı yayınlarda farklı olduğunu belirterek  doğrusunu yazmak istediğini söyledi.  Aşık Celali ile görüşerek telefon numarasını dostluklarında olduğu gibi kitap yazarken de aynı özeni gösteren Haşmet Ağabeyimize verdim.

Haşmet Abimizle aynı mahallenin yani Tepebaşı (Vali Mithatbey) mahallesinin sakinleri olunca görüşmemiz daha sonra sohbete dönüşerek olaylar ortak tanıdıklar üzerine yoğunlaştı. 

Tepebaşı  mahallesinde oturmak kentin kalp atışını yakından hissetmektir. Tepebaşı’nda oturan çarşıya yakın olan gençler kendilerini  şanslı hissederdi. Bu da türkülere, fıkralar konu olurdu.

 Haşmet Ağabey “Çarşı çocuğu nedir bilir misin” diye sordu.

Bende “Kehrizin suyunu içmenin, eski toprak sahada top oynamanın, 1 Mayıs Bahar Bayramı’nda Toprak Kale’nin 52 merdivenini çıkmanın, kekik toplamanın, kehrizde yıkanmanın, askeri bandonun arkasına takılmanın, milav oynamanın, bayramda fındık toplamanın, Melek Tepesi’nde kızak kaymanın, paytonun arkasına asılmanın, sinema afişlerine dakikalarca bakmanın, Hükümet Konağı önünde askeri bando konserini izlemenin, Geronun kovasına taş atmanın, gaz yağı yağı kuyruğunda beklemenin, köpekleri boğuşturmanın ne demek olduğunu biliyorum. Ama “ Çarşı çocuğu”  deyimini doğrusu bilmiyorum”  dedim.

Kurban Bayramı geliyor. Bayramla ilgisi bulunan  deyimi sana anlatayım dedi.

-“Çarşı çocuğu” deyimi Van’ın eski futbolcularından, uzun yıllar İstanbul Dudullu’da, daha sonra Özlap’ta öğretmenlik yapan Macar Şemo lakaplı Vanlı Yalçın Sümer kardeşimize aittir. Rahmetli Yalçın Tepebaşı mahallesinde oturan Karayolları’nda çalışan  Van'ın en lezzetli cız bızını yapan namı diğer Berbat Süleyman’ın  (Süleyman Kaya’)  kayın biraderiydi.  Okuyan, sosyal yönü geniş olan, arkadaşları arasında sevilen, nüktedan ve futbola düşkün güzel bir arkadaşımızdı. Şemo sevdiği arkadaşlarına takılıarak şakalar yapardı.  1970’li yıllara kadar Van şehir merkezine uzak mahallelerin çocuklarının büyük bir kısmı ulaşım ve aile disiplini nedeniyle çarşıya pek gelemezdi. Ancak bayram arifesi veya özel günlerde çarşıya gelebilirlerdi. Macar Şemo kardeşimiz Erek, Ğaraba, Şamranlatı, Mercimek, Çalık, Hatuniye gibi uzak mahallelerde oturan arkadaşlarımıza sohbet sırasında , “ Oğlum Çarşı çocuğuyuz biz . Siz kenar mahalle çocuğusunuz. Siz çarşıyı ancak bayramdan bayrama görebilirsiniz. Bizimle konuşurken kendinize çeki düzen verin.Aramızda fark var  ” diye takılırdı.

Haşmet Abimizden dinlediğim “Çarşı çocuğu” deyimi  şaka olsa da içi dolu bir tanımdır.

Çünkü;

Çarşı çocuğu olmak hayatın içinde yer almaktır. 

Çarşı çocuğu olmak merak etmek, sorgulamaktır.

Çarşı çocuğu olmak olaylara tanıklık etmektir.

Çarşı çocuğu olmak bakmak değil görmektir.

Çarşı çocuğu olmak kenti ve kentin rengini bilmek, kokusunu solumaktır.

Çarşı çocuğu olmak  kentte yaşanan bayramları,  toplantıları ve toplumsal olayları özümseyerek yaşamaktır.

Çarşı çocuğu olmak dünü bugünü bağlamaktır.

Çarşı çocuğu olmak Van’a karşılıksız sevdalanmaktır.

Bugün Kurban Bayramı arifesi.

Dün olduğu gibi bugünde çarşıda bayram tıraşı olan çocuklar, gençler var. Lakin her yerin çarşıya döndüğü günümüz Van’ında “Çarşı çocuğu” olma esprisi yok.

 

Macar Şemo

Yalçın Sümer 1960’lı yıllarda Erekespor’da sol açık mevkide uzun yıllar top oynamış. Oyun sitili, mücadele hırsı ve top tekniği o yıllar Macaristan Milli Futbol Takımı’nın ünlü futbolcusu Simo’ya benzetildiği için Vanlı futbolseverler Yalçın Sümer’e Macar Şemo ismini vermiş. Vanlılar arasında Yalçın Sümer “Macar Şemo” olarak hafızlara kazınmış.
Macar Şemo, Füze Uçun, Fırtına Celo aynı kuşak futbolculardır.

 

Bayramınız kutlu olsun

Arife günü aslen hicrî kâmerî Zilhicce ayının 9. günüdür ve bu gün Kurban Bayramı'ndan önceki, terviye gününden sonraki gündür. Yarın bayramdır. Ölümler, acılar, gözyaşları artık son bulsun. Herkesin bayramı kutu olsun.

Bakmadan Geçme