Çavuşoğlu AB'yi kendi silahı ile vurdu

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, 'AB, 'Terörle ilgili yasanızı değiştirin' diyor. Neye göre değiştireceksiniz? Uluslararası ya da Avrupa genelinde ya da özelinde kabul edilmiş bir terör tanımı varsa, bunu bizimle paylaşın, biz de istişare edelim.' dedi

Stratejik Araştırmalar Merkezi tarafından düzenlenen "Dünya İnsani  Zirvesi Akademik Forum"un açılışında konuşan Çavuşoğlu, dünyada insani konuların  olumsuz yönleriyle ön plana çıkmaya başladığını, insanlığın bir çok sınamalarla  karşı karşıya olduğunu, en demokratik, en istikrarlı, en güvenli denilen  kıtalarda ya da o kıta içinde oluşturulan Avrupa Birliği gibi kuruluşlar içinde  bile bu sınamaların görüldüğünü anlattı.

 
 

Gerek uluslararası örgütlerin, gerekse en güçlü ülkelerin bile ayrı  ayrı ya da birlikte bu sınamalarla da baş edemediğinin görüldüğünü söyleyen  Çavuşoğlu, sonuçta insanlığın, karşı karşıya kaldığı bu sınamalardan  etkilendiğini belirterek, şöyle devam etti:

  "Her şeyden önce bunun sebebi ne? Neden bu insani sorunlar, krizler  ortaya çıkıyor? Belki bir çevre felaketidir. Belki bir çevre felaketine, doğaya  karşı her zaman bir çare bulamayabiliriz ama nasıl önlem almamız lazım? Hangi  önlemleri alabiliriz? Örneğin biz Karayip ülkelerinde her felaketten sonra  yıkılan köprü ya da altyapı varsa, bunları tamir ediyoruz veya Meksika ile  işbirliği yaparak, o ülkelere  yangın söndürme araçları, ambulanslar gönderiyoruz  ki afet olduğu zaman en azından hasarı minimize edelim, yaralanan insanlar  tedavisini daha iyi görebilsin. Ama bu köklü bir çözüm değil.  Bu bazen bir zalim  rejimden de kaynaklanıyor. Yaşanan insani dramlara baktığımız zaman,  yönetilemeyen bir ülkeden de kaynaklanıyor. Buna karşı hangi tedbirleri  alabiliriz? Bunu nasıl çözebiliriz? Ama bakıyorsunuz, ekonomik sebeplerden de  insanlar etkileniyor. Demokratik kurumları bile kökten sarsan krizler karşısında  bireylerin ne kadar çaresiz kaldığını Avrupa’nın merkezinde de gördük. Yanı  başımızda Yunanistan’da bunu halen hissediyoruz."

  Bir devletin borcunu ödemesinin kolay olmadığını ama bireylere çare  bulmanın belki daha kolay olabileceğini dile getiren Çavuşoğlu, günümüzde karşı  karşıya kalınan çok ciddi başka sorunlar olduğunu, bunların başında da terörizmin  geldiğini vurguladı.

Terör tanımı

Terörizmin, insanlığa, insan haklarına, demokrasiye ve tüm değerlere  nasıl bir tehdit olduğunun görüldüğünü dile getiren Bakan Çavuşoğlu, "Sadece  bireyleri değil, yine devletleri, kurumları ve uluslararası örgütleri de derinden  sarsan terörist akımların önüne geçme konusunda da ne kadar başarılıyız?  Stratejimiz var mı? Mesela bugün uluslararası tanınmış bir terör tanımı yok.  Şimdi AB diyor ya 'Terörle ilgili yasanızı değiştirin'. Neye göre  değiştireceksiniz? Uluslararası ya da Avrupa genelinde ya da özelinde kabul  edilmiş bir terör tanımı varsa, bunu bizimle paylaşın, biz de istişare edelim. Şu  andaki tablo başka bir şey. Dolayısıyla uluslararası terörün karşısında, çözüm  üretebiliyor muyuz, sonuç odaklı stratejimiz var mı?" diye konuştu.

Mevlüt Çavuşoğlu, Suriye topraklarının yüzde 45, Irak topraklarının  yüzde 30’unu işgal eden ve yaklaşık 20-30 bin civarında üyesi bulunan terör  örgütü DAEŞ’e karşı, 65 ülkenin koalisyon oluşturduğunu ancak bugün hala herhangi  etkili bir stratejinin olmadığını ifade etti.

"Peki ne olacak? Nasıl çözeceğiz bunu?" diye soran Çavuşoğlu, bu  zafiyetten dolayı bazı ülkelerin, arazide ideolojisi kendisine yakın olan başka  terör örgütleriyle de işbirliği yapmaya başladığını aktardı.

"Terörle mücadelenin yöntemi bu mu? Başka terör örgütleriyle işbirliği  yapmak mı?" diyen Çavuşoğlu, şöyle devam etti:

"Diğer taraftan bu tüm olumsuz gelişmelerin başka yansımaları oluyor.  Nedir? Yerinden edilmiş insanlar, insani dramlar, göçe zorlanan insanlar, başka  ülkelerde, başka şehirlerde kendisine gelecek aramak için yollara dökülen  insanlar. Bu insanlar, kendi evini neden terk etmek zorunda kaldı?  Evlerini o  sebeple ya da bu sebeple terk etmek zorunda kalan insanların önünde çok daha  zorlu bir yol var.  Türkiye’de 2,7 milyon göçmen var Suriyeli. 200 bin civarında  Iraklı var. Bu insanlara nasıl iyi hizmet verebiliriz? Kampların içinde ve  dışında neleri sağlayabiliriz? Bugün dünyanın her yerinde, yerinden edilmiş  insanlar var."

Ankara’da terör saldırısı olduğunda biraz yankısı olduğunu ama Brüksel  ve Paris’te bir terör saldırısı olduğunda dünyanın ayağa kalktığını anlatan  Çavuşoğlu, buna karşın Nijerya’da ne olup bittiğinin bilinmediğini söyledi.

"Sessizliğin sebebi ne?"

Boko Haram’ın belki günde bine yakın Afrikalı’yı öldürdüğünü,  çocukları kaçırdığını ifade eden Çavuşoğlu, şöyle konuştu:

"Buna karşı sessizliğin sebebi ne? Bu insanlar evlerini o sebepten bu  sebepten dolayı terk ettikten sonra karşı karşıya kaldığı başka sınamalar var.  ‘Daha iyi gelecek bulacağım’ diyerek gittikleri yerlerde her şey öyle gül bahçesi  değil. Orada da zorluklar var, ekonomik zorluklar var, işsizlik var ama daha da  ötesi bunu bir şekilde aşabilirsiniz ama yabancı düşmanlığı, antisemitizm,  ırkçılık, İslamofobi, Hristiyan karşıtlığı var.  Her türlü ayrıştırıcı, öteleyici  akımlar bugün tavan yapıyor. Irkçı partiler giderek güçleniyor. Bazı ülkelerdeki  seçimlerin ilk raundunda,Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ırkçı partilerin  kazandığını görüyorsunuz. Avrupa Parlamentosu’nda bugün ırkçı partilerin toplam  üye sayısı yüzde 10’u geçti. Ulusal parlamentolarda da böyle. Merkez partilerde  de zemin kayması var. Bunları bir kenara bırakalım, geçici trend diye  düşünüyoruz, umut ediyoruz. Bunların yanında başka sorunlar da yaşanıyor. Bu  insanlara, entegrasyonuyla ilgili ne kadar kafa yoruyoruz? Kendi kültürünü, kendi  dilini öğrenmesine, kendi dinini yaşamasına ne kadar saygı duyuyoruz? Bu  imkanların verilmesi için ne kadar imkanlarımızı seferber ediyoruz? Nasıl  stratejilerimiz var? Tüm bunları derleyip topladığınız zaman, bugün maalesef,  olumlu bir tabloyla karşı karşıya değiliz.  Bizlere düşen böylesine sınamalar  karşısında kafa yormak, fikirler üretmek çözümler bulmak ve uygulamak."

Türkiye olarak dış politikanın en önemli unsurlarından birinin insani  diplomasi olduğunu, Türkiye'nin kalkınmaya yönelik diplomasisinin de doğrudan  insani konularla bağlantılı olduğuna dikkati çeken Çavuşoğlu, bu yöndeki  projelere verilen her desteğin birçok insanın yaşam kalitesini artırdığını ya da  bir yerlere göç etmesini engellediğini, eğitime verilen desteğin de bir ülkenin,  neslin geleceğini yok edilmesinin, kaybolmasının önüne koyulmuş bir set olduğunun  altını çizdi.

Yine sağlık, altyapı, su gibi diğer alanlardaki desteklerin geleceğe  yönelik umutların kararmasının en azından önüne geçtiğini dile getiren Çavuşoğlu,  bu nedenle insani ve kalkınma yardımlarına çok önem verildiğini anlattı.

Çavuşoğlu, Türkiye'nin, "15 yıl önce IMF'den borç almak için kapısında  bekleyen bir ülke olunduğunu" ama bugün yılda 1,7 milyar dolarlık sadece insani  yardım yapan, yaklaşık 3,5 milyar dolarlık da kalkınma yardımları yapan bir ülke  olduğunu kaydetti.

Türkiye'nin toplamda 5,2 milyar dolarlık insani ve kalkınma yardımı  yapan bir ülke olduğunu bildiren Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, milli gelire göre  insani yardım yapan ülkeler arasında Türkiye'nin ilk sırada yer aldığını, bunun  artırılarak devam edeceğini, bu konulara duyarsız kalınmayacağını, dünyanın  neresinde yardım ve mazlum varsa destek verilmeye devam edileceğini anlattı.

Çavuşoğlu, Somali'deki insani dramı görünce insanlık için ne kadar geç  kalındığını ama ne kadar çok şey yapılması gerektiğini bir kez daha gördüklerini  dile getirerek, Mogadişu'da inşaatı tamamlanan büyükelçiliğe değinerek, "80  dönümlük bir arazide şu anda dünyadaki en büyük misyonumuzu gerçekleştiriyoruz.  En büyük diplomatik misyonun gelişmiş bir ülkeye değil de Somali'ye yapılmasının  nedeni büyükelçiliğimizi, hizmet binalarını açmazsak, biz oraya gitmezsek hiç  kimse gelmez." dedi.

Çavuşoğlu, birçok gelişmiş ülkenin bile büyükelçilik hizmetlerini  havaalanındaki konteynerden verirken Türkiye'nin Mogadişu'nun merkezindeki  büyükelçilikte zorluklara rağmen hizmet verdiğini,  bu anlayışın yayılmaması  durumunda zor durumda kalan ülkeler ve insanların her zaman yalnızlığa terk  edileceğini söyledi.

"İnsani diplomasimizin bir yansıması"

  Forumda yer alan akademisyenlerin bu konuların araştırmalarını  yaptığını, her zaman bu fikirlere açık olduklarını ifade eden Çavuşoğlu, "Umarım  bu forumda ortaya koyduğunuz fikirler zirveye de yansır. Bu zirvede insani  konularda arayışlarımızı devam ettireceğiz. İlk defa düzenlenecek insani zirvenin  bizler için büyük bir anlamı var. Yıllardır yürütülen insani diplomasimizin de  bir yansıması olarak görüyoruz." dedi.

Mevlüt Çavuşoğlu, Antalya'da da en az gelişmiş ülkeler toplantısının  yapılacağını anımsatarak, en gelişmiş ülkelerin G20 zirvesinin de bu ilde  yapıldığını belirtti.

Az gelişmiş ülkelerin ve gelişmekte olan ülkelerin sorunlarının da  zirvenin gündemine getirilmesi gibi bir çok ilklerin yaşandığını belirten  Çavuşoğlu, 4 yıl önce de İstanbul'da en az gelişmiş ülkeler zirvesinin  yapıldığını söyledi.

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Antalya'da yapılacak olan zirvede en az  gelişmiş ülkelerin sorunlarının ele alınacağını, 4 yıldır neler yapıldığını  değerlendirileceğini sözlerine ekledi.

Bakmadan Geçme