Bu mükemmel yeryüzü geçmiş ve gelecek nesillere bahşedilen nimettir. Allah-ü Teâlâ’nın sonsuz bir lutfudur. Bizden öncekiler nasıl koruyup kolladılarsa, bizde aynısını yapmak zorundayız. Çevrenin korunması için bütün insanlar biri birlerini uyarmalıdırlar. Müslüman, dünya nimetlerinden faydalanırken sınırsız ve sorumsuz tüketim anlayışıyla kesinlikle hareket edemez, etmemelidir!
Temizlik, tarih boyunca Müslümanların en dikkat çekici özelliklerinden biri olmuştur. Günümüzdeyse yurtdışından gelenlerin ilk söyledikleri “Çevreniz çok kirli!”
Peygamberimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) ” Temizlik imandandır! ” buyurarak bu konuya ilgimizi çekmiştir. Günde beş vakit kılınan namazın ilk şartı temizliktir, mekânın ve giyilen elbiselerin temiz olması gerekmektedir.
İnsan: Ağacı, bitkileri ve ormanı talan eder mi? Hayvanları avlayıp neslini tüketir mi? Şamran Kanalı’na çöp döker mi? Vangölü kıyılarını kirletir mi? Fabrika ve büyük kuruluşlar göle veya akarsuya kirli atık bırakır mı? Daha açıkçası çevreyi kirletir mi?
Unutmayın ki bu kul hakkına girer!
Müslüman temiz olmak zorundadır! Çevreci olmak zorundadır!
Su olmadan temizlik olmaz!
Dünyaya geldiğimizde bizi karşılayan, sarıp sarmalayıp ve temizleyen sudur! Bu âlemi terk ederken yine yıkayıp yola salan su. Bizler pek kıymetini bilmesek de, su hayatımızın her safhasında yer alan en büyük nimettir! İçerken ferahlatan, şırıl şırıl akarken dinlendiren, banyo yaparken rahatlatıp temizleyen, yüzerken serinletendir…
Su hayattır!
Su: şifa kaynağı, en güzel ikram ve medeniyetimizde aziz olarak kabul edilmiştir.
Bu kadar önemli bir nimetin şükrünü eda edebilmek için israftan şiddetle kaçınmalıyız!
Dünyamızın yaklaşık olarak dörtte üçü sularla kaplıdır. Dünyadaki suların % 3’ü tatlı, kalanı ise tuzlu sudur. Bununda büyük kısmı dağ doruklarında kar veyahut kutuplarda buz halindedir! Dünyadaki su miktarı yaklaşık olarak 1,4 milyar kilometre küptür. Bunun azalması veya çoğalması söz konusu değildir. Bu miktar dünya üzerinde yaşayan canlılar için yeterli miktardadır ve biz hızla kirletiyoruz. Bu şekilde devam edersek susuz kalacağız!
Türkiye’ de yıllık olarak kişi başı 1500 metre küp su kullanan ve “su azlığı” çeken ülkeyiz. Eğer tedbir almazsak “su kıtlığı” yaşamaya başlayacağız. 2050’li yıllarda dünyada “su savaşları” çıkacağı tahmin edilmektedir.
Türkiye üzerine her yıl ortalama olarak 501 milyar metre küp yağmur, kar ve dolu olarak yağış düşmektedir. En fazla yağış alan bölgemiz Doğu Karadeniz, en az yağış alan Güney Doğu Anadolu Bölgemizdir…(Recai Kutan-Su Raporu)
Saniyede 1 damla su akıtan bir musluk yılda 6 ton su israfına sebep olur. Abdest alırken, el yıkarken, bulaşık ve ev temizliği yaparken, arabamızı yıkarken veya diş fırçalarken suyu boşa akıtıyoruz! Yapılan araştırmalar yılda tonlarca suyun heba olduğunu gösteriyor. Bunun sonucunda kıtlık ve kuraklık kaçınılmaz olur. Bu nimeti çok iktisatlı kullanmak zorundayız…(Prof.Dr.Y.Bağdatlı)
Barajlarımızdaki su oranları ile kapımıza dayanan kuraklık tehlikesi varken suyu çok itinalı kullanmak zorundayız. Nehirde abdest alırken bile suyu israf etmememizi isteyen bir Peygamber’in -Sallallahu aleyhi ve sellem- ümmetiyiz.
Yapılan yanlışlıklar günün birinde dağdaki hayvanların bile susuz kalmasına sebep olacaktır! Durum bu kadar vahim…
Müslüman kardeşim; Abdest alırken lütfen suyu boşa akıtma!
Saygıdeğer anneler; makinelerinizin ayarlarını ekonomik duruma getirin ve mümkün olduğunca kimyasal temizleyicileri kullanmayınız!
Sevgili genç kardeşim; Peygamber Efendimiz -Sallallahu aleyhi ve sellem- 5 litre suyla boy abdesti alıyordu!
Ya sen?
Sayın Belediye Başkanlarımız ve kurum amirlerimiz; Suyun kullanımı ve tasarruf konusunu tekrardan gözden geçirebilir misiniz? Diye hatırlatmak istedim…
Bu konuda ilmi çalışmalar yapan 100. Yıl Üniversitesi’nin değerli hocalarına, Van’daki çevre derneklerine, etkinlikler düzenleyen bayan kardeşlerimize, konuyla ilgili güncel ve duyarlı haberleri için gazetemiz Vansesi’ne sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum…
Daha çok değil 45 yıl önce, bizim çocukluğumuzda kaynak ve nehir suları birkaç kilometrede kendi kendini temizleyerek kirlilik sorununu kendi çözüyordu. Bugün ise nehirler kaynağından denize döküldüğü koylara gidinceye kadar sürekli kirlenmekte ve kendi kendini doğal olarak temizlemesi mümkün olamamaktadır
İnsanlık olarak israftan kaçınmalıyız. Yeryüzündeki hiçbir şeyi gereğinden fazla kullanmamalıyız. Kuran ve sünnette israf, bencillik ve savurganlık yasaklanmıştır. Özellikle mevcut su kaynaklarını en iyi şekilde korumalıyız. Su kaynaklarını düzenli şekilde kullanmakla mükellefiz. Çevremizi geçmişle kıyaslayacak olursak; dere, çay ve akarsuların her geçen gün azaldığını müşahede ediyoruz.
Canlıların yaşaması için henüz başka bir gezegen keşfedilmedi. Dünyamızın kıymetini bilelim ve kirletmeyelim!
En kolay ve masrafsız temizlik kirletmemektir…
Şamran Kanalı ile Vangölü sahilleri çöplük değildir!
Sıhke Gölü’nü koruyalım!
Vangölü kirlenmesin!