Çok duygulu, coşkulu bir geceydi. Çok keyifliydi. Çocuklar, gençler, ebeveynler ve ülkemiz insanın çoğunluğu; 100. yılın heyecanını, varlığını, coşkusunu kutladık. Çocuklarımız ile zaman geçirmenin, birlikte başarılı çalışmalardaki ürünlerimizi sergilemenin, Türk Bayrak’ları ve Atatürk posterlerini balkonlarımıza asarak; İstiklal Marşı’mızı, demokrasinin, özgürlüğün, bağımsızlığın başladığı ve dünyaya “Biz varız” mesajı vererek canla okuduk.
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı Şenliklerini; korona virüsüne, iç ve dış virüslerle rağmen kutladık ve kutlayacağız. Çoğulcu bir meclisin açılışı olan 23 Nisan 1920 yılı, sadece bir açılış veya o günkü bir bayram değildir. Öyle tarihi bir gün ve 100 yıldır ki; tüm emperyalistlere, siyonistlere, içteki ortaklarına, provokatörlere, açlığa, yokluğa, silahsızlığa ve tükenmiş bir enerjiye rağmen “VAR OLUŞ DESTANIDIR.”
Askerin, bürokratın, hariciyecinin, dahiliyecinin, yazarların, doktorların, eğitimcilerin, din adamlarının, aşiret liderleri ve her kesimden insanın bir araya toplanması ile; bir başkaldırıdır 23 Nisan. Yüce bir buluşmadır; güçlü, istikrarlı, asker, dahi, kararlı, demokrat, bilge bir halk çocuğunun, Anadolu’yu buluşturduğu, barıştırdığı ve Vatan olacağız dedikleri gündür 23 Nisan.
O günlere ve TBMM’nin açılışına, davul zurna çalınarak gelinmedi. Savaşların, şehitlerin, sakatların kıtlıkların olduğu bir dönemde; cesur, yiğit ve özgürlüğü isteyenlerin kanlarıyla, demokrasinin temellerinin atıldığı oturumlarla, güvenilir bir liderin, sulh ve savunma için yapılacak savaşlarına verilen onaylarla gelindi.
Engeller, çengeller, hainler, çeteler, işbirlikçiler, din elden gidiyor diyenlere rağmen; “Sakarya Meydan Muharebesinin, Zafer ışıklarını yakan bu çoğulcu Meclis ile ile verildi bu karar.” Çocuk Bayramı ve ardından Cumhuriyet.
Şimdide, engeller olacaktır ve vardır.