ÇOK ÇOK, SOSYAL MEDYA!
-Gelişen ve büyük değişimler gösteren yeni dünyanın iletişim araçları, şüphesiz ki sosyal medyanın arenadaki yeridir.
-Kodlama sistemlerinden, Google izleme haritalarına, küresel emperyalizmin geniş sahasından, STEM uygulamaları sonucunda oluşan gökyüzü işgalleri dahil olmak üzere; sosyal medya üzerinden olumlu olduğu kadar, olumsuzluk gösteren ve yeni dünyayı işgal edecek paylaşımlar gerçekleşmektedir.
— Ülkeler yaşam standartlarını üst seviyelere çıkarmak için, kendilerini profesyonel davranmak zorunda görürler.
— Tüm sosyal medya arenalarında, dünyada veya ülkemizde yapılan şifreli ve beyin tıkayıcı paylaşımlara yer verilmektedir.
-Sosyal sorumluluk taşıyan aktivistler, çevreciler, şairler, yazarlar, televizyonlar, radyolar, dergiler, gazeteler, şehir sorumluluğu taşıyanlar, ülkesini severek paylaştıklarında mesajlar vermeye çalışanlar olduğu gibi, ülkelerin gerçek meselelerini ilgilendiren konuları, resimleri, resimlerle verilen mesajları bertaraf etmek için alternatif paylaşımlarla geleceğimizi ilgilendiren konuları görmemizi ve okumamızı engellemektedirler.
— Dilimizdeki kuralları bozarak, din üzerinden siyaset yaparak, mezhep, ırk, cinsiyet, etnik köken gibi mahrem alanlarını devreye sokarak kavga yaratmaya, fotoğraflar yerine özellikle kadınları küçük düşürücü resimler, uygun olmayan kadın kıyafeti resimler ile uygunsuz yorumlar, tartışmalar ve yüksek beğeniler kazanarak sosyal medya üzerinde hakimiyet kurulmaktadır.
— Durum böyle olunca, bilge kişilerin bilgiye dayalı, geleceğe yönelik uyarılarını içeren yazılar okunmuyor, gerçekle alakası ve kaynağı olmayan bilgiler, resimler, fotoğraflar, videolar ve farklı paylaşımlarla zaman geçiren sosyal medya kullanıcıları, maalesef tehlikenin farkında olmadan bilinçlenmeyi reddederek sadece “ARIZALI FOTOĞRAF&VİDEO&RESİM” beğenileri yaparak, beyin reaksiyonu yaşama ihtiyacı bile duymamaktadırlar.
— Durum vahim ötesinde, içinden çıkılamayacak düzeylere varmakta olup; ebeveynlerin sosyal medya kullanma düzeyini izleyen çocuklar ve gençlerin kazanacağı davranışlar, kanser vakasından daha zor günler yaratacağı gibi travmalı bir gelecek hepimizi mutsuz ve umutsuz yarınlara götürecektir. Özelikle, örgün (davranış ve sorumluluk) eğitim yerine, internetten öğretme eğitimi gibi saçmalıklar ile yüzyılların eğitim olgularının gerçekleri alt üst edilmektedir.
Yazarlar ile yazanlar ölüp giderler. Nedense, söyledikleri yıllar ve yüz yıllar sonra anlaşılır. Ahlar çekilir, vahlar ile dize vurulur ve pişmanlık duyulur. Eski zamanlarda, haberleşme yılları aldığı İçin insanlar bilgilere yüzlerce, onlarca yıl sonra ulaştıklarından “vahlamakta” ve geç kalmakta haklıydılar diyebiliyoruz. Oysa şimdi öyle değil. İletişim Kaynakları, bilgiye ulaşması üç saniyeye indirmiştir.
Üç saniyede ulaşılan bilgilere, ulaşmakta hala geç kalıyor ve önemsemiyorsak; yaşarken kendimizi ve “canımızı veririm, onlar İçin yaşıyorum” dediğimiz yavrularımızın da, yarınlarını öldürüyoruz.
Bahri Müdür Amca Yıldızbaş