• Haberler
  • Güncel
  • Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan belediyelere suda indirim talimatı

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan belediyelere suda indirim talimatı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 'Tüm AK Partili belediyelere, bir kısmının geçtiğimiz günlerde başlattığı bir uygulamayı süratle yaygınlaştırmaları çağrısında bulunmak istiyorum. AK Partili belediyelerin olduğu yerlerde bizler en az yüzde 7 indirim yapmak suretiyle vatandaşlarımızı su parasında aydınlatacağız' dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda konuştu. 2023'ün önemli bir dönüm noktası olduğuna dikkat çeken Erdoğan, ”Unutulmamalıdır ki 2023 AK Parti veya bizim şansımızdan ziyade ülkemiz ve milletimiz için bir dönüm noktası olacaktır. Türkiye bu seçimde demokrasi ve kalkınmasıyla eskinin köhne devirlerine dönüş ile aydınlık geleceğine yürüyüş arasında kritik bir tercih yapacaktır.

Milletimiz bugüne kadar girdiğimiz hiçbir mücadelede hamdolsun bizi yalnız bırakmadı. Bugün ülke olarak dünyanın en büyük on ekonomisinden biri haline gelmemizi sağlayacak tarihi bir atılımın, radikal bir dönüşümün, en üst lige çıkma hamlesinin içindeyiz. Allah'ın izniyle her mücadelemiz gibi bunu da başaracağız. Bu durumun farkında olan sadece biz değiliz, milletimizi iki asırdır demokraside ve kalkınmada geri bırakmak için her yola başvuranlar da bu hakikati görüyor.

Türkiye'nin önünü kesmek için kendi siyasi ve ekonomik güçlerini sonuna kadar kullanıyorlar, hem de içerdeki araçlarını seferber ediyorlar. Bizimle birlikte bunlar içinde 2023 bir kader seçimidir. Sizlerden bu açık ve gerçek fotoğrafı önce kendi arkadaşlarımızla, onlar vasıtasıyla da tüm milletimizde paylaşmanızı istiyorum” açıklamasında bulundu.

Yaşanan ekonomik sürecin takipçisi olduklarını bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Hiç şüphesiz her büyük dönüşüm gibi bu süreçte de sancılar çekiyor, bedeller ödüyoruz. Milletimizin 2018'den beri devam eden ekonomik dalgalanmalar, özellikle de hayat pahalılığı sebebiyle sıkıntılar yaşadığını biliyoruz. Ülkenin ve devletin tüm kaynaklarını seferber ederek çalışanlarımız başta olmak üzere her kesimin gelirlerini artırarak insanlarımızın yanında olduğumuzu göstermeye çalışıyoruz. Dünkü kabine toplantısı sonrasında yaptığımız milleti seslenişte bu yönde aldığımız yeni kanalları kamuoyumuzla paylaştık.

Tarım desteklerinden enerjiye, KDV indirimlerinden gençlerimize yönelik adımlara kadar her alanda toplumumuzun tüm kesimlerini rahatlatacak birçok müjdeler açıkladık. Özellikle son dönemde çokça gündeme gelen elektrik tarifeleri konusunda ilgili kurumlarımıza yeniden bir değerlendirme yapılması talimatını verdik” dedi.

AK Partili belediyelere su faturalarında da indirim talimatı veren Erdoğan şunları kaydetti:

"Bu vesile ile tüm partili belediyelere, bir kısmının geçtiğimiz günlerde başlattığı bir uygulamayı süratle yaygınlaştırmaları çağrısında bulunmak istiyorum. Evet arkadaşlar su tarifelerinde birinci derecede belediye başkanlarıma sesleniyorum. Biz ne ana muhalefetiz ne ne şuyuz ne buyuz. Biz AK Parti'yiz. En az KDV indirimi kadar şartları uygun olanlar, bunun da üzerinde bir oranda indirim yaparak enflasyonla mücadelemize katkıda bulunmalıdır. Şimdi birçok belediyemiz açıkladı.

Ne dediler; yüzde 7 indirim yapacağız, neyde suda. Arkadaşlar yüzde 7 indirim yapmak suretiyle vatandaşımıza su parasından İstanbul yüzde 25'in üzerinde zam talebiyle Meclise geldi ve sonunda geldiği noktaya bakalım. Mecliste tabii ağırlık bizde olduğu için arkadaşlarımız bunların bu zam talebine evet demediler. Biz vatandaşımızın bu noktada huzurunu istiyoruz. Çünkü bunlar seçim öncesinde diyorlardı ‘Suya biz indirim getireceğiz, ekmeğe indirim getireceğiz.' Tabii çıktı ağaları da Şanlıurfa'da 'Şanlıurfa'yı bize verin, biz de bundan böyle elektriği size bedava veririz' dedi. Bir defa elektriğin kimde olduğundan haberi yok. Elektrik şimdi Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığında. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı nerede, AK Parti iktidarında. Dolayısıyla burada şu an itibarıyla bizler elektrikte enerji ile ilgili tüm adımları en ideal şekilde atıyor ve vatandaşımıza zulmetmeyen bir süreci çalıştırıyoruz.”

İstanbul'da su faturaları için önerilen zam talebine ilişkin konuşan Erdoğan, ”Şu anda su tabii ki belediyelerin peki belediye olarak sen seçim öncesi, seçim döneminde söz verdin. Koltuğuna oturunca unutanlardan oldun ve şu an itibari ile de geldin bir zam talebiyle İstanbul'da işi meclise getirdin ve mecliste de arkadaşlarımız bunların bu talebine evet demedi. Şimdi ben buradan diyorum ki Türkiye, AK Partili belediyelerin olduğu yerlerde bizler en az yüzde 7 indirim yapmak suretiyle vatandaşlarımızı su parasında aydınlatacağız. Bizimki lafta kalmaz, bizimki uygulamada ve bu adımı da hemen süratle nasıl Kocaeli, Sakarya Belediyelerimiz bu adımları attıysa şu anda bugünden itibaren de süratte hemen tüm belediyelerimiz irili ufaklı inşallah bu adımı atmak suretiyle ana muhalefete, yavrularına, hepsine buradan sinyali veriyoruz” diye konuştu.

“Seçim döneminde değil seçim döneminin dışında biz bugün bu açıklamayı yapıyoruz ve süratle de arkadaşlarımız hemen meclislerinden bunu geçirmek suretiyle vatandaşımızın inşallah rahatlatacaktır” diyen Erdoğan, fiyatlardaki yükselişlerin de takipçisi olunduğunu belirterek, ”Kurdaki dalgalanmaların önüne geçtiğimiz, istihdamı, üretimi ve ihracatı artırarak büyümeyi sürdürdüğümüz gibi hayat pahalılığının belini de biz kıracağız. Tekrar ediyorum marketler, çarşı pazar eğer vatandaşlarımıza hububatta, meyvede, sebzede, şurada burada hala zulmetmeye devam ediyorsanız tüm dolaşan teftiş ekiplerimizle, denetim ekiplerimizde sizlerin sırtına bineceğiz. Onun için belediyelerimiz çarşıyı, pazarı, marketleri çok sıkı denetime alacaklar” dedi.

"Fırsatçılık ve açgözlülük yaparak halkımızı mağdur edenleri affetmeyecek, hepsinden yaptıklarının hesabını soracağız"

Vatandaşları mağdur edenlere karşı yaptırımlar uygulanacağına dikkat çeken Erdoğan, ”Küresel dengesizliklerden kaynaklanan sorunlara çözüm ararken fırsatçılık ve açgözlülük yaparak halkımızı mağdur edenleri affetmeyecek, hepsinden yaptıklarının hesabını soracağız. Tabii her şey sırasıyla olacak, her şey vakti saati geldiğinde yapılacak. Bugüne kadar nice mücadeleleri beraberce zafere ulaştırdığımız milletimiz müsterih olsun. 20 yıl biz milletimize zulmetmedik, nasıl milletimizi huzurlu kıldıysak bundan sonra da huzurlu kılacağız.

Hak ve özgürlükleriyle, güvenliğiyle, huzuruyla, zenginliğiyle, büyük ve güçlü Türkiye güneşin doğuşu Allah'ın izniyle çok yakındır. Bizim için bölgemizde ve dünyada kim olduğunu, hangi niyetleri taşıdığını, hangi miktarlara sahip olduğunu bildiğimiz hasımlarımızla, rakiplerimizle mücadele etmek kolaydır. Ne kadar sinsi yöntemler kullanırlarsa kullansınlar, hangi tuzakları kurarlarsa kursunlar, hangi senaryoları devreye alırlarsa alsınlar biz bunları biliyoruz, tanıyoruz. Bizi asıl zorlayan, tarih boyunca hep olduğu gibi bugün de içimizdeki gafiller, içimizdeki muhterisler, içimizdeki mankurtlardır. Türkiye asırlardır ne çektiyse işte bu iç mücadeleden, iç kavgadan, iç çekişmeden, içeriden yediği yumruklardan çekmiştir. Tek parti faşizminden vesayete, darbelerden siyasi istikrarsızlıklara, ekonomik krizlerden sosyal fay hatlarının derinleştirilmesine kadar yaşadığımız her badirede bu tabloyu görebiliriz” diye konuştu.

"Karşımızda siyasette eserlerimizle ve hizmetlerimizde yarışacağımız bir muhalefet görmek isterdik"

Kılıçdaroğlu'nun tutumunu eleştiren Erdoğan, ”Bugün de aynı dertten mustaribiz. CHP ve başındaki zat maalesef ülkemizde demokrasinin kökleşmesine, ekonominin güçlenmesine, bölgesel ve küresel gücünün artmasına karşı oynanan oyunların koçbaşılığına soyunmuştur. Bu zihniyet yalanlarıyla, iftiralarıyla ülkenin zararından, milletin felaketinden, insanımızın sıkıntısından medet uman siyaset anlayışlarıyla Türkiye'nin vaktini ve enerjisini tüketmenin peşindedir. Her ne kadar biz hedeflerimize doğru yürüyüşümüzden taviz vermesek de bu can sıkıcı tablodan üzüntü duymadan edemiyoruz. Halbuki biz karşımızda siyasette eserlerimizle ve hizmetlerimizle yarışacağımız bir muhalefet görmek isterdik. Maalesef bahtımıza Kılıçdaroğlu CHP'si gibi bir muhalefet çıktı. Son günlerde Kılıçdaroğlu, kendi aklınca sık sık bize meydan okuyor, karşıma çık diye yeri göğü inletiyor. Halbuki biz sandıkta Kılıçdaroğlu'nun karşısına çok çıktık. Kemal Kılıçdaroğlu, 2010 yılı mayıs ayında CHP Genel Başkanı oldu, aynı yıl anayasa değişikliği halk oylaması yapıldı.

Kılıçdaroğlu hayır kampanyası yürüttü, biz ‘evet' dedik. Milletimiz yüzde 58'le yanımızda yer alarak daha ilk imtihanında Kılıçdaroğlu'nu sandığa gömdü. 2011 yılında milletvekili genel seçimi yapıldı, biz yüzde 50 ile birinci parti olduk. Milletimiz yüzde 26 ile Kılıçdaroğlu'nu yine sandığa gömdü. 2014 yılında mali seçimler yapıldı, biz yüzde 39'la yine birinci parti olduk. Kılıçdaroğlu yüzde 26 ile bir kez daha sandığa gömüldü. Yine aynı sene içinde cumhurbaşkanlığı seçimi yapıldı, kendisi yüreği yetip karşımıza çıkamadığı için ithal bir adayı karşımıza dikti. Milletimiz bizi yüzde 52 ile bu makama layık görürken, Kılıçdaroğlu tekrar hezimete uğradı.

Türkiye 2015 yılında iki milletvekili seçimi yaşadı. Haziran ayındaki seçimde AK Parti yüzde 41 ile birinci parti olurken, Kılıçdaroğlu'nun CHP'si yüzde 25'te kaldı. Kasım 2015 tekrar seçiminde AK Parti yüzde 50'ye yükseldi. Kılıçdaroğlu yine yüzde 25 oyla sandığa gömüldü. Yeni yönetim sistemine geçmek için milletimizin huzuruna çıktığımız 2017 halkoylamasında bizim evetimiz yüzde 52'yi bulan oy oranına ulaşarak, Kılıçdaroğlu'nun başını çektiği hayırları geçti. Bu sisteme göre yapılan 2018 seçiminde Cumhurbaşkanlığı'nda biz yüzde 53'e yaklaşan bir oy oranıyla milletimizden onay aldık. Kılıçdaroğlu yine kendisi yüreği yetip karşımıza çıkamadığı için ortaya sürdüğü adayla ancak yüzde 30'a çıkabildi. Aynı gün yapılan milletvekili seçiminde AK Parti yüzde 43 oy alırken, Kılıçdaroğlu partisinin oylarını sağa sola peşkeş çektiği için yüzde 23'te kaldı. Tabii bu seçimde Cumhur İttifakı'nın oy oranı da yüzde 54'ü aştı. 2019 mahalli idareler seçimlerinde AK Parti yüzde 45'e, Cumhur İttifakı yüzde 50'ye yaklaşırken, CHP ise başta HDP olmak üzere diğer partilerden aldığı tüm desteğe rağmen yüzde 30'u ancak bulabildi.

Kılıçdaroğlu ile doğrudan veya dolaylı olarak milletin huzurunda on defa karşı karşıya geldik. Onun da kendisini sandığa gömdük. Bay Kemal senin kıratın buna yetmez. Senin daha çok çalışman lazım ve biz sana oturduğun koltukta meşruiyet sağlamayız. Bizim işimiz var, bizim işimiz milletle” açıklamasında bulundu.

Erdoğan, geçtiğimiz günlerde 6 parti genel başkanının bir araya geldiği toplantıya yönelik, ”Biz milletimizle beraber yola devam ediyoruz. Bizim öyle yuvarlak masalarda filanda işimiz yok. Bu yuvarlak masalarda neler görüşüyorsunuz, neler konuşuyorsunuz hepsi ortada. Paylaşın bakalım nereye kadar paylaşacaksınız. O masadan bir şey çıkmaz. Unutkanlığınıza geldi galiba HDP'yi neden almadınız. Onu da yanınıza alın. Arkadaşlarımız güzel söylüyor, herhalde masanın altında mı kaldı ne oldu. Herhalde şimdi de bir ziyarete gidersin ve ziyarete git ki unutulduklarını anlamasınlar. Bizim böyle bir derdimiz yok. Bizim AK Parti, Milliyetçi Hareket Partisi, Büyük Birlik Partisi birlikte biz bu yola devam ediyoruz. Bunlar her seçim hezimetinden sonra gereğini yapacağını, yani CHP Genel Başkanlığı koltuğunu ve siyaseti bırakıp gideceğini taahhüt etmişse de tüm sözleri gibi bu da yalan çıktı. Kılıçdaroğlu'nun CHP'nin başına getirilmesi hangi projenin ürünüydü bilmiyoruz ama uğradığı onca seçim hezimetine rağmen orada tutulması henüz kendisine verilen misyonu tamamlamadığının işaretidir. İnşallah 2023'te milletimiz bu zatı da, temsilcisi olduğu projeyi de siyaset arşivinin tozlu raflarına kaldıracaktır” dedi.

"Biz oynanan oyunun farkındayız"

Türkiye'nin bugüne kadar farklı yöntemlerle önüne engeller çıkarıldığını ifade eden Erdoğan şunları söyledi:

"Milletimizin çelikten iradesini terörle, vesayetle, darbeyle, tehditle kıramayanlar son çare olarak ekonomi kozunu piyasaya sürmüştür. Biz oynanan oyunun farkındayız. Bu oyunun unsurlarından biri de ülkemizi yaşanmaz bir yer gibi göstererek, gençlerimiz başta olmak üzere insanlarımızın moralini bozmaktır. Halbuki sıkıntılarımız var ama hamdolsun elimizdeki imkanlarımız, sahip olduğumuz avantajlar çok daha fazla, çok daha kıymetli. Allah'a şükür Türkiye vatandaşları can ve mal güvenliği endişesi taşımayan, huzur özlemi ve gelecek kaygısı ile yanıp tutuşmayan bir ülkedir. Allah'a şükür Türkiye artık 30 milyona dayanan istihdamıyla insanlarının çalışacak iş sıkıntısı çekmediği, günü kurtarma tasasıyla kıvranmadığı bir ülkedir. Allah'a şükür Türkiye gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin kendi içlerine kapandığı bir dönemde krizi fırsata dönüştürerek sürekli hedef büyüten, vites yükselten bir ülkedir. Allah'a şükür, Türkiye sınırları içindeki hiç kimseyi aç, açıkta, sahipsiz bırakmayacak sosyal destek, sağlık, eğitim sistemi ile kimsesizlerin kimsesi olmayı ilk önceliği olarak belirlemiş bir ülkedir.”

Türkiye'nin bugünkü konumuna kolay ulaşmadığını ifade eden Erdoğan, ”Osmanlı'dan devralınan mirasın üzerinde Cumhuriyetin kuruluşuyla yeni bir safhaya geçen rahmetli Menderes ve Özal'la yeniden harlanan uzun demokrasi ve kalkınma yolculuğumuzda nice acılar çekmiş, nice sorunlar göğüslenmiş, nice bedeller ödenmiştir. AK Parti olarak son dönemde de Cumhur İttifakı'yla birlikte işte bu asırlara sarih demokrasi ve kalkınma mücadelesini tarihimizin en üst seviyesine çıkarmayı biz başardık. Ülkemizi hazırlık sorularını çözerek nasıl çağ atlattıysak inşallah bugünkü sıkıntıların üstesinden de yine biz geleceğiz, AK Parti gelecek. Ülkemizi dünyanın en büyük on ekonomisinden biri haline getirmeden bu mücadeleyi bırakmayacağız. Milletimizin hayallerini gerçeğe dönüştürene kadar bu çabayı, bu gayreti göstereceğiz. Bizim sözümüz öyle kifayetsiz, muhteris üfürmesi değildir. Biz milletimize ne söz verdiysek yaptık, bu sözümüzü de yerine getireceğiz.

Evlatlarımıza 2053 vizyonlarını hayata geçirebilecekleri büyük ve güçlü Türkiye'yi emanet edene kadar durmayacağız, duraksamayacağız. Bu böyle biline. Biz hiçbir zaman zihinleri de, kalpleri de, gözleri de başka yerlere bakanlar gibi çareyi dışarda aramadık. Allah‘ın yardımına güvendik, milletimizin desteğine güvendik, tarihimizi ve medeniyetimizin birikimine güvendik ve işte ülkemizi bu seviyeye getirdik. Bugün de milletimizden aldığımız güçle diplomasiden güvenliğe ve ekonomiye kadar her alanda gerektiğinde yedi düvele meydan okuma pahasına ülkemizin haklarını ve çıkarlarını savunuyoruz. Dün Türkiye'yi küçümseyerek ve bu şekilde bakanlar, müstemleke muamelesi yapanlar, bugün aynı masada eşit şartlarda oturarak müzakere yürütüyor. Gözümüze bakıyor, tavrımızı merak ediyor” değerlendirmesinde bulundu.

Erdoğan, ”Dün bu ülkeyi sadece soğuk savaş kamplaşmasının sınır muhafızı, insan gücü ihtiyacının deposu, üretiminin pazarı olarak görenler bugün savunmadan sanayiye her konuda bizimle ortaklık arayışına girmişlerdir. Dün bu milleti geçmişinde inanç, kültür ve medeniyet birikiminden koparmak için her yolu deneyenler, bugün yeniden özünü keşfeden bir toparlanışı, bir yükselişi, bir şahlanışı seyrediyor. Emin olun büyük ve güçlü Türkiye'nin inşasına bugün engel olamayanlar yarın bu inkişafın ışığından yararlanmak için hepsi sıraya gireceklerdir. Çünkü dünya yeni ve köklü bir değişimin sancılarını yaşıyor. Küresel finans krizi ile başlayıp, küresel salgında süren ekonomik ve sosyal boyutlarıyla giderek genişleyen bu değişimin yükselen yıldızı Türkiye'dir. Türkiye'yi kendi ülkelerinin yükselişi için paçasından sarılıp dibe çekmeye çalışanlara aldırmayın, onların hayalindeki siyaset tek parti faşizmi siyasetidir. Onların hayalindeki yönetim darbe yönetimidir. Onların hayalindeki Türkiye, siyasi ve ekonomik krizlerin pençesinde kıvranan eski Türkiye dönemidir” dedi.

Türkiye'nin 2023 hedeflerine kararlılıkla ilerlediğini ifade eden Erdoğan, ”Dikkat ederseniz kendilerini ne kadar tutmaya çalışırlarsa çalışsınlar oynadıkları tiyatro oyununda mutlaka bir açık veriyorlar. Ya milletin inancına, ibadetine, kıyafetine, değerlerine hakaret ediyorlar ya insanların alın terlerini, emeklerini kendileri ve aileleri için gösterdikleri gayreti alaya alıyorlar. Ya terör örgütü yandaşları ile kol kola giriyor darbecilere göz kırpıyor, Türkiye düşmanlarına selam çakıyorlar. Üstelik bunlarla da kalmıyor, hırsızlık, taciz, tecavüz, arsızlık yapan mensuplarını koruyup kollayarak kimseyi umursamadıklarını açıkça gösteriyorlar. Çünkü bunların derdi ülke, millete hizmet değildir. Eğer öyle olsaydı bunca yıldır ülkenin ve milletin hayrına bir projelerini, bir tekliflerini, samimi bir üzüntülerini, azıcık da olsa gayretini görürdük. Hiçbiri yok. Tek vaatleri eski Türkiye'yi geri getirmek. Kimsenin Türkiye'nin o karanlık siyasi ve ekonomik iklimini geri getirmesine izin vermeyeceğiz. Bugünlerde yaşanan sıkıntılar gelip geçicidir. Yitik bulununca emek zayi olunmazmış. İnşallah bu sıkıntıları atlatıp ülkemizi 2023 hedeflerine ulaştırdığımızda verdiğimiz tüm emeklerin, yaptığımız tüm fedakarlıkların, döktüğümüz tüm alın terinin karşılığını almış olacağız. Sahip olduğumuz tüm imkanlar gibi yaşanan sıkıntıları da farkındayız” dedi.

Eğitimi önceleyen projelere her zaman ayrıcalıklar tanındığını söyleyen Erdoğan şunları kaydetti:

“Biz çalışacağız, milletimiz sabredecek, inşallah güzel günlere hep beraber kavuşacağız. Hükümete geldiğimiz günden veri önceliklerin en başına eğitimi koymamızın bir sebebi vardı. Salgın döneminde bu önceliğimizden taviz vermedik. Bu yılın ilk dönemini yüz yüze eğitimle tamamladık. Aynı kararlılıkla ve tüm önlemlere uyarak yüz yüze eğitime devam ediyoruz. Öğretmenlerimizi de ihmal etmiyoruz. İki ay gibi kısa sürede kütüphanesi olmayan 16 bin 361 okula kütüphane yaptık, kütüphanelerimizdeki kitap sayısını da 28 milyondan 50 milyona çıkardık. Yıllardan beri şikayet edilen yardımcı kaynak sorununu da çözdük. Bakanlığımız yardımcı kaynak kitapları da tüm öğrencilerimize ücretsiz ulaştırıyor.

Son üç ayda yaklaşık 24 milyon yardımcı kaynak kitabı öğrencilerimize dağıtarak ailelerimiz üzerindeki bir maddi külfeti da kaldırmış oldu. Yakında temel eğitimde 10 bin okul projesini başlatacağız. Bütçesi 3 milyar lira olan bu proje kendi kapsamında 10 bin ilkokul ve ortaokulun alt yapısını laboratuvarlarıyla, atölyeleri ile baştan sona güncelleyeceğiz. Amacımız çocuklarımızın Teknofest gençliği yolculuğuna çok daha donanımlı bir şekilde çıkmalarını sağlamaktır.”

 

Bakmadan Geçme