Daha daha nasılsınız?

Çocukluğumun Van'ında birbirlerini tanıyan insanlar bir aradan sonra yüz yüze geldiklerinde hemen el sıkışır, birbirlerinin gözünün içine bakarak sıcak temas kurar, hal hatır sorarlardı. Sadece 'nasılsınız?' demekle yetinmez, bir de 'daha daha nasılsınız?' derlerdi.

Çocukluğumun Van'ında birbirlerini tanıyan insanlar bir aradan sonra yüz yüze geldiklerinde hemen el sıkışır, birbirlerinin gözünün içine bakarak sıcak temas kurar, hal hatır sorarlardı. Sadece "nasılsınız?" demekle yetinmez, bir de "daha daha nasılsınız?" derlerdi.

 

Birbirlerini sormakla da yetinmez aile bireyleri, yakın ve uzak akrabalar, yakın ve uzak komşuları ve ortak tanıdıkları da sorup sual ederlerdi.

 

Yeni tanışılan insanlardan hangi mahalleli, hangi köylü oldukları öğrenilir; o bölgede tanıdık birileri varsa (ki genellikle olurdu) onlardan da söz edilirdi.

 

O günlerin çok kullanılan deyimiyle sılayı rahim de yapılırdı. Babam haftalarca kaldığı Karayolları şantiyelerinden üç-dört günlüğüne geldiğinde mutlaka kız kardeşlerini, erkek kardeşlerini ziyaret eder, hal hatırlarını sorardı. Elbette bütün bu görüşmeler sanal ortamda değil doğal ortamda olurdu ve insanlar yüz yüze gelirlerdi.

 

Bayramlarda seyranlarda, düğünlerde cenazelerde daha büyük kalabalıklar toplanır, dil, ırk, bölge farkı gözetilmeksizin komşu, tanıdık, akraba daha çok insan bir araya gelirdi.

 

YAZININ DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ...

Bakmadan Geçme