Uyanık politikacılar vatandaşı koyun gibi gütmek için farklı yöntemleri kullanırlar.
Gündem değiştirmek ülkedeki hayati bir sorun yaşanırken onu çözmek yerine uygulanan en kurnaz yöntemlerden biridir.
"Ben falanca şekilde konuşacağım sen farklı konuş. Ama ortak noktamız şu!" Uyanıklığın adı da danışıklı dövüştür. Danışıklı dövüş sadece ülke sınırları içinde kalmaz.
Örneğin Amerika Devlet Başkanına:
"Siz şöyle konuşun ben farklı konuşayım." Denir ve ABD Başkanı okey derse plan uygulamaya konur ardından da:
"Vay be! Bizimki amma da kafa tuttu dünyanın bir numaralı adamına." Polemiği yaratılarak sözde kimseyi takmadıklarının olmadığı mesajı verilir ve olay medyaya servis edildikten sonra siyasi getirime dönüştürülür.
Arada bir tansiyon düşürme yönetmelerine de yer verilir. Bu yöntemin adı da:
"Ağızlara bir parmak bal çalmaktır."
Örneğin liderin altındaki adamlar kitlelerin çok istediği bir yasayı kabul etmez görünürler. İpler tam kopma noktasına geldiğinde lider ortaya çıkar:
"Bu yasa çıkmalı!" Restini çekerek milyonların beklediği yasanın kabulünü sağlayarak sempati toplar.
Bazen de iktidar lideri, muhalefet liderleriyle de diresek temasına geçerek:
"Çıkıp telefonda verip veriştireceğim. Sen de bir zaman sonra bana verip veriştirirsin." Senaryosunu uygulamaya koyarlar.
Son günlerde ülkemizde özellikle çalışanları ilgilendiren konular var.
Rotasyona tabi olacak memurlara diğer memurlardan daha fazla maaş ödeneceğinden söz ediliyor.
Daha öncede emekli olacaklara müjdeli haberler vardı.
Örneğin yıllardır yılan hikâyesine dönen emeklilik katsayısının artırılması olayı.
"Yasa Başbakanlığa sunuldu." Denen olayla ilgili henüz gerçekleşen tek bir şey yok. Nedeni de Çalışma Bakanlığı uygun gördü ancak Maliye Bakanı bütçede açık yaratır diye teklife sıcak bakmıyor. Yakında yerel seçimler var ya. Topu birbirine atma oyununa devam edilecek. Ve dünyada olduğu gibi ülkemizde de danışıklı dövüşler devam edip gidecek. Final elbette ki altta kalanın canı çıksın olacak ve kısır döngü hep sürüp gidecek.
