DAVUTOĞLU: YENİ BİR ZİHNİYETE İHTİYAÇ VAR
Van'da düzenlenen Demokratik Geleceğimizin İnşaası Kürt Meselesi Bölge Toplantısında konuşan Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, 'Kürt meselesi başta olmak üzere Türkiye'nin bütün meseleleri için yeni bir zihniyete ihtiyaç var. Geçmişin bütün hatalarını gerektiğinde görerek ve kabullenerek kim yapmış olursa olsun yeni bir sürece ve zihniyete ihtiyacımız var. Hiçbir acıyı dışlamadan, hiçkimsenin acısını yok saymadan bunlarla yüzleşerek gelecek nesillere acıları değil yeni bir vizyonu yansıtmamız lazım' dedi.
Burhan Ergin
Elite World Otelde düzenlenen toplantıya Davutoğlu’nun yanı sıra Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Bilici, Kurucular Kurulu Üyesi ve Teşkilat Başkan Yardımcısı Fevzi Donat, Van İl Başkanı Abdulhekim Karabıyık, parti üyeleri, akademisyenler, siyasi parti temsilcileri, meslek odaları ve dernek temsilcileri katıldı.
Toplantıda konuşan Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Van ziyaretine değinerek, “Üç gün Ağrı’da ve Van’da çok güzel ziyaretlerde bulunduk. Vatandaşlarımızla, esnaflarımızla bir araya gelerek sorunları dinledik. Ziyaretimizin son gününde bölgemizin değişik illerinden gelen kanaat önderleri, düşünürler, siyasi parti temsilcileri, meslek odası temsilcileriyle bir araya geldik. Parti olarak Demokratik Geleceğimizin İnşaası Kürt Meselesi Bölge Toplantılarını başlattık. Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yılına doğru giderken, temel sorunlar hakkında görüş alışverişinde bulunmak ve bu görüş alışverişi çerçevesinde 100 yılın tecrübeleri üzerinden gelecek 100 yılı demokratik bir zeminde tekrar inşaat etmek için çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Ar-Ge’den sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Bilici’ye, Van İl Başkanımız Abdulhekim Karabıyık’a, katılımcılara ve halkımıza teşekkür ediyorum. Van’da 3 gün çok güzel ziyaretlerde bulundum” dedi.
“Düşünce özgürlüğü ortamı sağlamadan gelecek 100 yıla hazırlanamayız”
Düşünce özgürlüğü hakkında konuşan Davutoğlu, “Kürt meselesi, Kürt sorunu bağlamında geçmiş tecrübeler itibariyle çok farklı kesimleri, çok farklı kanatları, çok farklı yaklaşımları temsil eden bir heyetle ele aldığımız ortak akıl faaliyeti yürüttük. Türkiye son 100 yıllık tecrübelerini doğru değerlendirirse uluslararası konjonktürde ve bölgesel konjonktürdesadece kendi bölgesine değil insanlığa da örnek teşkil edebilecek bir tecrübeyi yeni bir dönemi başlatabilecek birikime, tarihe, tecrübeye sahip olur amageçmiş korkulara, tehdit algılarına dayalı bir şekilde Cumhuriyetin 100. yılına otoriter bir anlayışla girecek olursa bu sefer kendi içimizde ciddi gerilimleri, ciddi çatışmaları yaşama riskimiz var. Türkiye'de etnik ve mezhebi kökeni ne olursa olsun, inancı, düşüncesi, felsefesi ne olursa olsun benimsediğimiz en temel ilke eşit vatandaşlık ilişkisidir. Hepimiz Türkiye Cumhuriyeti'nin onurlu, eşit vatandaşlarıyız.Anadilde eğitim, anadilin kullanımı, anadili öğrenme hakkı doğal bir haktır. Kimse anadilini seçemeyeceği gibi, hiçkimse de başka birinin anadiline yasaklama getiremez. Bu doğuştan herkesin kullandığı en temel insan hakkıdır. Kürtçe üzerinde değişik dönemlerde getirilen bütün kısıtlamaların kaldırılması ve Kürtçe'nin sosyal hayatın her aşamasında ve her yerinde özgürce kullanılması, özgürce eğitimde kullanılması konusunda partimizce bunun insan hakkı olduğunu ifade ettik. Herkesin herkesle konuşabildiği, herkesin kendi mahallesinden çıkarak görüşlerini ifade edebildiği, karşılıklı saygı ve nezaket kuralları içerisinde her türlü eleştirinin yapılabildiği bir düşünce özgürlüğü ortamı sağlamadan gelecek 100 yıla hazırlanamayız” diye konuştu.
“Çok acı tecrübeler yaşandı”
Geçmişte çok acı tecrübelerin yaşandığını ifade eden Davutoğlu, “Bugün burada ilk toplantıda Kürt meselesini ele aldık. Türkiye’de bugün iktidar birçok meseleyi görmezden geldiği gibi Kürt vatandaşlarımızın meselelerini de görmezden geliyor. Kürt sorunu yoktur hükmü verilirken kendi yargısını vatandaşlarımızla istişare etmeden bir sonuç gibi ortaya koymaya çalışıyor. Biz Gelecek Partisi olarak bugün bu masa etrafında yarın başka masalarda, başka toplantılarla bu meseleleri detaylı bir şekilde ele almaya kararlıyız. Geçmişte iki paradikmabize zorlu bir 100 yıl kıldı. Paradikmanın bir tarafında Cumhuriyeti jakobenbir anlayışlaresmi ideoloji etrafında tanımlayarak, devleti bu resmi ideolojik çerçevenin aygıtı olarak görüp bunun dışında düşünen herkesi hain, terörist veya düşman algısı içinde değerlendiren güvenlikçi bir anlayış, yaşadığımız tecrübeler gösterdi ki Kürt meselesinin çözümü bu anlayışla nihai bir sonuca ulaşamayacak. Tek parti döneminde, 12 Eylül’de, 1990’lı yıllarda çok acı tecrübeler yaşandı. Bütün bu tecrübe birikimi üzerinden bizim bugün saf güvenlikçi bir anlayışa dayalı bir paradigmanınçözüm üreteceğini bekleyemeyiz. İkinci paradigma ise bu ülkenin asli vatandaşı olan Kürtlerin insan hak ve özgürlükleri davasını bütün yanlış politikaları da istismar ederek terör ve şiddet üzerinden elde edileceği varsayımına dayalı bir yaklaşım ki bu da son 50 yıl içinde ülkemizde ve bölgemizde çok ciddi yaraların açılmasına sebebiyet verdi. Bu iki çöken paradigma karşısında herkes sınırlarını görerek herkes bütün bu yaşananlardan ders çıkararak yeni bir insiyatif geliştirmek zorundadır. Kimseyi dışlamayan, kimseyi ötekileştirmeyen kimsenin bir diğeri üzerine dikta etmediği bir dönemi, yeni bir insiyatifi, yeni bir süreci başlatmalıyız. Geçmiş dönemde yaşanan bütün tecrübeleri, çözüm bulma çabaları çerçevesinde demokratik açılım süreçleri veya çok zorlu 12 Eylül, 28 Şubatsüreçlerini göz önüne alarak yeni bir sürecin önünü açmalıyız” şeklinde konuştu.
“Dışarıdan gelecek hiçbir çözüm çözüm değildir”
Sorunlarımızı içimizde çözmemiz gerektiğini söyleyen Davutoğlu, “Kürt meselesi başta olmak üzere Türkiye’nin bütün meseleleri için yeni bir zihniyete ihtiyaç var. Geçmiş bütün hataları gerektiğinde görerek ve kabullenerek kim yapmış olursa olsun yeni bir sürece ve zihniyete ihtiyacımız var. Çok değerli akademisyenlerimiz, Kürtler üzerinde çalışmış dostlarımız çok sağlam temellere dayanan tarihi analizler yaptılar. Bugün Türkiye’de tarih bilgisi sadece tarih bilgisi olarak önemli değil. Aidiyet bilinci oluşturma konusunda da önemlidir. Ortak tarihimiz, ortak hafızamızın bu anlamda yeniden çalışılması, sağlam bir zemine oturtulması gerekiyor. Gerek bölgenin geçmiş tarihi gerekse 1071’den başlayan ortak tarihimiz konusunda bütün boyutlarıyla yeni bir tarihi bilinç uyandırmak lazım. Birçok dostumuz gayet güzel mizahlarla bunu atıfta bulundular. Asırlar süren dostluk veya birlikte tarih yazma tecrübesi yanında yaşadığımız acılar oldu. Acılarımızla da yüzleşmek zorundayız. Ortak tarihi bilinci oluştururken, bunlarla da yüzleşmek zorundayız. Hiçbir acıyı dışlamadan, hiçkimseninacısını yok saymadan bunlarla yüzleşerek gelecek nesillere acıları değil yeni bir vizyonuyansıtmamız lazım. Ülkemizde mutlak anlamda düşünce özgürlüğüne ihtiyaç var. Düşünce özgürlüğü olmadan hiçbir mesele, hiçbir sorun görüşülemez. Düşünce özgürlüğünün olmadığı bir ortamda insanların birbirini anlaması, empati yapması mümkün değildir. Düşünce özgürlüğü söz konusuysa en aykırı fikirler bile her yerde konuşulabilmeli, paylaşılabilmelidir. Bu topraklarda ne yaparsak yapalım bu yerli olmalıdır. Bu topraklara ait olmalıdır. Türkler, Kürtler, Aleviler, Sünnilerle bizim meselemiz olmalıdır. Dışarıdan gelecek hiçbir çözüm çözüm değildir. Dışarıdan üretilen haritaların bölgeyi nasıl böldüğünü hepimiz biliyoruz. Önümüzdeki dönemde bu haritaların daha da fazla bölünmemesi ve hatta birleştirilebilmesi, birlikte olunabilmesi için bu topraklara ve bize ait bir zeminde bunun inşa edilmesi gerekir” dedi.
“Parti kapatma dönemi bitmelidir”
Ülkemizde parti kapatma döneminin bitmesi gerektiğini belirten Davutoğlu, “Kürt meselesinin muhatabı bağlamında tekbir harekete, tek bir kesime değil yine çoğulcu bir muhatap anlayışı olmalıdır. Meşru bütün aktörler, sivil toplum kuruluşlarıyla kanaat önderleriyle, geleneksel aile yapılarıyla aydınlarla, düşünürlerle, hiçbir siyasiyi dışlamadan hep beraber bunu çözebiliriz. Türkiye’de Kürt meselesi tek bir partinin uhdesinde değil. Bu çerçevede Türkiye’de parti kapatma veya siyasi tutuklamalara karşı tavrımız bellidir. Ülkemizde siyasi özgürlüklere sınır konulmamalıdır. Parti kapatma dönemi bir daha açılmamak üzere kapatılmalıdır” ifadelerini kullandı.