Değişiyoruz!

Tüm değerlerimizi, birikimlerimizi insanlığımızı kaybederek hızla değişiyoruz.

Baş döndürücü bir hızla değişiyoruz. Talandan mal kaçırır gibi acayip bir hızla değişiyoruz.

 

Önceleri temiz, bakımlı, şirin yaşanılır kentlilik bilinci olan bir şehirdi Van. Şimdi sahipsiz, bakımsız, düzensiz, herkesin kendine göre kural koyduğu hormonlu koca köy-kente dönüştü.

 

Önceleri çıkarılan perek (soda) ile Van Gölü bizleri temizlerdi.  Şimdi biz kirlettiğimiz Van Gölü'nü temizlemeye çalışıyoruz.

 

Önceleri şehrimizin dört bir köşesinden billur gibi akan yok ettiğimiz kehriz ve zernabat sularımız vardı. Şimdi parayla bilmediğimiz suları içiyoruz.

 

Önceleri meyve ağaçlarıyla bezeli, iğde, leylak ağaçlarının kokusunun sokağa taştığı  kerpiçten yapılan mutluluk saçan evlerimiz vardı.  Şimdi yerlerinde soğuk, itici, ruhsuz, yeşilden yoksun bir o kadar da zevksiz mimariyle yapılan yüklenicilerin zenginleşme aracına dönen beton yığını binalar dikiliyor.

 

Önceleri mahalle, sokak, dükkân komşuluğu vardı. Düğün, nişan, asker uğurlama, cenaze taziye, acı ve tatlı günlerde komşular arasında dayanışma olurdu. Şimdi komşular var o komşuluklar yok.

 

Önceleri evler dar, gönüller genişti. Şimdi evler genişledi gönüller daraldı.

 

Önceleri kimse kimsenin etnik kökenini, dini inancını merak ederek araştırmaz ve bilmezdi. Esas olan saygın, güvenilir insan olmaktı.  Şimdi emperyalist senaryonun parçası olan ırkçı yaklaşımlarla insanlar arasında  "sen şusun- ben buyum" fitne fesat tohumları ile toplum bölünmeye çalışılıyor.

 

YAZININ DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ...

Bakmadan Geçme