Değişmeyen ne kaldı ki
Her şey değişmiş tek değişmeyen umutmuş. Taş plaklar, eski pikaplar, arkası yarınlar nerede o radyolar.
Her şey değişmiş tek değişmeyen umutmuş.
Taş plaklar, eski pikaplar, arkası yarınlar nerede o radyolar.
Cızırtılı sesi o eski taş plakların pikapta Münir Nurettin Selçuk, beni kör kuyularda gör şarkısını dinlerken, dalıp gidersin maziye…
Plaklar gomalaka ve mumlu maddelerle yapılan bir disk. Pikap ve gramafondaki iğne ile döner dururdu. İlk plaklar 1880'lerde ortaya çıkmış.
Eskiyi düşünürken yine değişmeyen ne kaldı ki hatıralarında.
Gramafondaki ses Safiye Ayladan plak nostalji tozlanmış yıllara yüz tutmuşluğun gösterisi gibi Atatürk'ün sevdiği şarkıları okur gramafonda.
Merhum sanatçıların o güzel sesleri paslanmış kulakları temizler gibi..
Plaklar,radyolar,yeni çıkan telefonlar ve eski oyunlar yeni teknolojinin getirdiği değişmeyen ne kaldı yaşantıları..
Plakların yerini telefonlardaki kulaklıkların sesi aldı. Eski plaklar tavan arasında tozlandı.