Deprem gerçeği ve biz

Şahbettin Uluat yazdı...

Ülkemizi vuran yüzyılın felaketi deprem yıktığı alanın büyüklüğü, neden olduğu devasa kayıplar, çeşitli anlamlarda ortaya çıkardığı hikâyeler, il, bölge, ülke anlamında neden olduğu çeşitli değişmeler bakımından düşünüldüğünde kolay kolay gündemden düşmeyecek. Doğrudan ya da dolaylı olarak dokunduğu insanları da, ilgili kurum ve kuruluşları da daha uzun bir süre meşgul edecek.

Saniyeler içinde ciddi yıkımlara ve kayıplara neden olan deprem, üzerinde yaşadığımız dünyanın kaçınılmaz bir gerçeği. Geçmişte defalarca yaşandı, gelecekte de yaşanacak. Her deprem şiddetine göre irili ufaklı çatlaklardan enerjisini açığa çıkaracak, yer sarsıntıları doğuracak ve o sarsıntılar etki alanındaki binalar başta olmak üzere güçleri yeten her şeyi devirip, yıkıp geçecek.

Depremin yıkımı domino etkisiyle başka ve bir kısmı ilgisiz görünen yıkımları da tetikleyecek. Büyüklüğüne göre genel ekonomiyi sarsacak. Depremde can kayıpları olan aileler yeniden ve eksikleriyle toparlanıp yeni düzenler kuracak. Kimi geçim kaynaklarının yeniden oluşturulması için zeminler, destekler aranacak. O felaketi yaşamış olanlarda ve benzer depremleri yaşama olasılığı bulunan insanlarda kaygı sorunları doğuracak.

Elbette bütün bu olumsuzlukların yanında bir o kadar da olumlu şey de yaşandı, yaşanıyor ve yaşanacak.  Devletimiz ve milletimiz her zaman olduğu gibi yaraları sarmak için tek yürek oldu, olacak var gücüyle çalıştı, çalışacak, yurdumuzun her köşesinden ve dünyanın çeşitli ülkelerinden her türlü yardımlar devreye girdi, girecek. Birileri sözleriyle, eylemleriyle, her tür yol ve yöntemle “ yalnız değilsiniz” mesajı verirken, depremden olumsuz etkilenen yurttaşlarımız yalnız olmadıklarını görecek.

*

Bu felaketten kısa bir süre sonra oğlumu ararken Zaferler İlk ve Orta Okullarının olduğu alana gelmiş, oradaki yardım seferberliğini gördüğümde gözlerim yaşarmıştı. Ortalık mahşer gibiydi.  Yüzlerce pırıl pırıl genç organize olmuş, yardım faaliyetleri için alanda toplanmıştı. Araçlarla ya da ellerde taşınarak depo olarak belirlenmiş alanlara getirilen yardım malzemeleri süratle teslim alınıyor ve aynı hızla tasnif edilip gençlerin yan yana durarak oluşturdukları insan köprüsünde elden ele aktarılarak üzeri branda ile kaplı tır kamyonuna yükleniyordu.

Akşama doğru oğlumu evde buldum. “Sana iş buldum” dedim ve gördüklerimi anlattım.

“Oooo, baba sen benim nerede olduğumu sanıyordun, biz de sabahtan beri arkadaşlarla yardım topluyorduk” karşılığını alınca memnun oldum.

*

Memleketimiz Van da deprem kuşağında bulunduğu için olanları ve olacakları en iyi bilenlerdeniz. 2011 Van depremini yaşadıktan sonra bugünkü depremzede kardeşlerimiz gibi ülkenin dört bir yanındaki kamu ve özel tesislerde misafir edildik. O arada devlet eliyle depreme dayanıklı ve donanımlı çok sayıda yeni konut inşa edildi.

*

Bulunduğumuz şehirlerden evlerimize döndükten sonra, o depremde zarar görmüş ve güçlendirme yapılmış orta hasarlı binalardan birinde, yaşanmış felakete rağmen kalitesiz malzeme kullanıldığına da bizzat tanık oldum. Araştırdım, işi yapan firma iflas etmişti.  

Benzer şeylerin sıkı denetim uygulanarak şimdiki deprem bölgesinde de yaşanmasına izin verilmemesi için bir uyarı notu olarak buraya yazmayı gerekli gördüm.

*

Şimdi artık ilgili, ilgisiz herkes biliyor ki “öldüren deprem değil, depreme uygun yapılmayan binalardır.”

Bu yüzden konu ile ilgili konuştuğum ve vaktiyle inşaat işlerinde çalışmış olan bir tanıdığımın anlattıkları tüylerimi diken diken etti.

O “çürük binaların esas sorumlusu yüklenici firmadır ama duruma göre o yüklenicinin sipariş ettiği düşük vasıflı betonu üreten beton üreticileri de, denetim görevini hakkıyla yapmayan resmi yetkililer de her anlamda sorumlu sayılmalı ve ceza görmelidir” diyordu.

Yapı denetimin beton taşıyan araçların bir ikisinden örnek alıp denetlediğini, denetimin uygulanmadığı kamyonlarda düşük vasıflı beton getirilebildiğini iddia ediyordu.

Demir konusunda da başka iddiaları vardı.

Kamu denetimi ve ceza sistemi güçlendirilerek sorunlar büyük ölçüde giderilebilirdi.

*

Vaktiyle babamın yerel ustalara yaptırdığı iki bütün bir yarım kerpiç kalınlığında duvarları olan toprak evimizde defalarca sallanmış bir yıkım görmemiştik. Ancak şimdi aynı o alanda beton binada ve beşinci katta otururken kendimi tam olarak güvende hissetmiyorum.

Mevcut bütün binaların bir şekilde yeniden denetlenmesi gerektiğini düşünüyorum.

 

Bakmadan Geçme