Bugün evden çıkmadım,
Telefona bakmadım,
Çok yedim, çok ağladım,
Saçlarımı taradım,
Dudağımı boyadım,
Giydim giydim çıkardım;
Beğenmedim, güzel olmadım.
Depresyondayım,
Unutuldum,
Aldatıldım.
Sevgilimden ayrıldım….
Gökselin şarkısı demiyor sadece, Dünya Sağlık Örgütü, 2020'de depresyondan ölenlerin sayısının fazlasıyla artacağını açıkladı. Depresyon çağın hastalığı oldu. Aslında hepimiz, insan ruh sağlığının giderek bozulduğunun farkındayız. Her ortamda bunu çok açık bir şekilde yaşıyor, görüyor, şahit oluyoruz. Doktora giden her hastaya verilen ilaçların başını antidepresyon ilaçları almaya başladı. Neredeyse her ailede depresyon ilacı kullanan en az bir kişi var. Bu ilaçları doktora danışmadan alanların sayısı da az değil. Durumunu gizlemeye çalışanları ise kayıtlara bile alamıyoruz. İnsan depresyona neden girer diye soramıyorum bile… Çünkü o kadar çok neden var ki… Aslında depresyona girmeden önce beden ve duygularımız pek çok sinyal veriyor.
Sürekli mutsuzluk…
Olumsuz düşünceler…
Hareketsizlik…
Sosyal ortamlardan uzaklaşma…
Monotonluk…
Çok uyumak..
Uykusuz kalmak…
Sürekli bahane üretmek…
Gelecek kaygısı…
Umutsuz konuşmalar…
Vücut ağrılarının artması…
İnsanlardan uzaklaşmak…
İnsanların sizden uzaklaşması…
Gibi gibi birçok neden sayabiliriz.
Bazen bu duyguları yaşarken, içinde bulunduğumuz durumu bir türlü anlamayız. Sonra bu yaşantı bizi ele geçirir. Hortum gibi sarar her yanımız. Olumsuz düşünceler olumsuz her şeyi yaşamamıza neden olur. Bu nedenle depresyona girmeden önce olumlu düşünmeye başlamalıyız. Beynimi programlarken kolay yolu değil zor yolu seçmeliyiz. Mutsuz olmak kolaydır önemli olan mutlu olmayı başarmaktır.
Sevgiyle ilerleyin…