Bugün 23 Ekim 2012 Van-Erciş odaklı 7.2 - 5.6'lık yıkımlarının ve binlerce sarsıntının birinci yıldönümü daha öncede depremi defalarca yazdım ama yüce Mevlanın dediği gibi (Dün dünde kaldı cancağızım, bugün yeni şeyler söylemek lazım.) diye düşünerek söze 30 Ekim 1918'de Mondros Antlaşması ile görev yaptığı cepheden dönen Vanlı Kayaçelebizade Vehbi Bey'in Rus kıyımına uğramış Van'ı gördüğünde yazdığı ağıtla başlamak istedim. Çünkü görüntü depremin yarattığı görüntüyle eş gibi.
Van'a avdet ettim binbir şevk ile
Döndü gözyaşlarım sanki bir sele
Bağrımı basmaya evlat ayalim
Zehri perişan oldu ahvalim
Ana yavrusunu, bacı kardeşi
Yitirmiş arıyor gözleri yaşlı
Ne can kalmış, ne mal virana dönmüş
Yıkılmış her taraf ocaklar sönmüş
Baykuş yuva yapmış gül dallarına
Bülbüller perişan ağlar halıma
Çeşmeler dönüşmüş kan pınarına
Ne ana, ne baba, ne de yar kalmış
Depremden sonraki görüntü aynen böyleydi herkes şuursuzca sağa, sola koşuyor, kimse ne yaptığını ne yapacağını bilmiyordu. Aynı gece Van'a gelen Sayın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan görüntüleri gördü ve onunla birlikte Van'a Akut ekipleri, sağlık ve Türkiye'nin her tarafından yardımlar adeta yağmaya başladı.
Bütün Türk halkı her şeye sünger çekerek doğulu kardeşlerine kucak açtı. Onları bağrına bastı Tüm Dünyaya insanlık, kardeşlik nasıl olurmuş gösterdi birçok oyunu bozdu.
Başbakanımız işin takipçisi oldu Van'ın peşini hiç bırakmadı bir yıl gibi kısa sürede Van-Erciş küllerinden yeniden doğdu.
Van'ın dört bir yanında her biri bir şehir olan siteler yükseldi.
Van'dan gidenler yuvaya döndü. Şehir yine cıvıl, cıvıl oldu.
Depremden sonra iki türlü insan gördüm bir tarafta enkazdan bir canlı daha çıkarmak için canını ortaya koyan günlerce aç, susuz, uykusuz çabalayan Akut ve sağlık ekipleri, bir tarafta boş evleri soymak için koşan insan demeye utandığımız yaratıklar.
Bir yanda ekmeğini, malını bizlerle paylaşan Vanlı olmayın insanı kamiller bir yanda Van'da yaşayan depremi yaşayan ama bir metre naylonu, ekmeği, suyu on katı fiyata satan kimi insan bir çadır alamazken on tanesini alana gelen yardım kamyonlarını yağmalayan hiç bir zaman insan olamamış ve olamayacak yaratıklar.
Ben şahsım ve Van adına kim insanlık için Van için ne yaptıysa sonsuz kalbi şükranlarımı sunuyorum. Başta Akut ve Sağlık ekipleri olmak üzere katkı sunan herkese saygı ve sevgilerimi gönderiyorum.
Sayın Başkana bu ilk yıldönümümüzde yine bizlerle ben biliyorum ki sıkı takipçisi olmasaydı Van'da kısa sürede bu işler yapılamazdı. Bu konuda kendilerine ayrıca teşekkür ediyoruz.
Van'a defalarca gelen ve sorunları köşelerine taşıyan önce insan sonra gazeteci Sayın Yavuz Donat'a Sayın Fatlih Altaylı'ya Sayın Rahşan Gülşan'a ve ekranlarında sık, sık yer veren tüm medya kuruşlarına çok çok teşekkür ediyoruz.
Ayrıca Van'ın zor şartlarında görev yapmaya çalışan başta Sayın Valimiz olmak üzeri tüm kurum amirleri ve çalışanlarına şükranlarımızı sunuyoruz.
Peki halk olarak ders aldık mı, zor günlerden, pek sanmıyorum. Ekmek bulamıyorduk şimdi çöpler yine ekmek ve yemek dolu. Çadır bulamıyorduk. Konteynır beğenmedik, arabalarda yatıyorduk şimdi TOKİ evlerinin küçüklüğünden, bazı dairelerin manzarasının güzel olmadığından yakınıyoruz. Bir musibet bin nasihatten daha iyidir derler ama maalesef musibetlerden de ders almaz olduk. Her şeyi çabuk unutuyoruz. Umarım artık demirden, çimentodan çalmadan düzgün binalar yapılır ve Yaradanın insana zulmetmediğini, insanın kendi yaptığı yanlışlarla kendine zulüm ettiğini anlarız.
Yıl dönümü nedeniyle çeşitli etkinlikler oldu Türkiye'ye teşekkür mesajları yollandı benim bu konuda bir önerim olacak.
Valilik ve belediye ortak yön oluştursun. Halk da katkı sağlasın Ankara'da büyük bir Van misafirhanesi yapılsın. Türkiye'nin her tarafından sağlık sorunları için gelen bütçesi zayıf insanlar burada ücretsiz konaklasın, Van mutfağının lezzetli yemekleriyle karnını doyursun. Van halkı da tüm Türkiye'ye vefa borcunu bir nebzede olsa yerine getirmiş olsun.
Rabbim hiç bir canlıya böyle acılar yaşatmasın dileğiyle hoş çakalın.