- Haberler
- Politika
- DEVA Partisi Van İl Başkanı Av. Erkan İrven: İktidarın 2023 yılı hedefleri tutmadı
DEVA Partisi Van İl Başkanı Av. Erkan İrven: İktidarın 2023 yılı hedefleri tutmadı
Van'ın ve ülkenin sorunlarını gündeme getiren DEVA Partisi Van İl Başkanı Av. Erkan İrven, 'Ülkemiz adalet, ekonomi, sağlık, eğitim, insan hakları gibi her alanda gün geçtikçe geriye gitmektedir. İktidarın 2023 yılı için belirlemiş olduğu hiçbir hedef tutmadı. Bugün insanlarımız her alanda ciddi sıkıntılar yaşamaktadır. Ancak gelin görün ki kimse insanlarımızın sorunlarını çözemiyor. İktidarın 2023 yılı hedefleri fiyaskoyla sonuçlandı' dedi.
Ülkede ve Van’da yaşanan sorunları haftalık düzenlenen basın toplantısında gündeme taşıyan DEVA Partisi Van İl Başkanı Av. Erkan İrven, “Bilindiği üzere geçen günlerde 2023 yılını geride bırakarak 2024 yılana girmiş bulunuyoruz. Öncelikle yeni yılın; sizlere ve tüm insanlığa hayırlı olmasını diliyor, adil, huzurlu, sağlıklı ve sıkıntıları geride bırakan bir yıl olmasını temenni ediyoruz. Bugün gelinen noktada, hafızaları tazelemekte yarar var. Malum iktidar 2023 yılı için bir takım hedefler koyup bu hedefleri gerçekleştireceği yönünde taahhütlerde bulunup iktidarını sürdürdü. Bu hedeflerin, sadece birkaçına değinip bu husustaki gelişmeleri masaya yatıralım. İktidarın o çok propagandasını yaptığı ve her platformda dilinden düşürmediği 2023 yılı hedefleri, aslında geride bıraktığımız günlerde fiyasko ile sonuçlandı. Zira hedeflerden hiçbiri gerçekleşmedi” ifadelerini kullandı.
“AYM’nin kararı uygulanmadı”
İrven açıklamasında, “Bu hedeflerden sadece bir kaçına değinelim. Şöyle ki; mevcut iktidar, Türkiye’nin ihtiyaçları doğrultusunda çok daha özgür, demokratik ve şeffaf bir anayasa hazırlanacağı hedefini koymuş fakat bu hususta bir çalışma yapmamış halkın beklentisini boşa çıkarmıştır. Aslında bırakın yeni anayasayı, iktidar mevcut anayasanın bile uygulanmasına tahammül edememektedir. Ülkemizin aslında bütün sorunlarının sebebi, mevcut yasaların adil bir şekilde uygulanmamasıdır. Şahit olduğunuz üzere, ülkemizde, iktidar eliyle aslında uygulanmak zorunda olan AİHM kararları ve Anayasa mahkemesi kararları uygulama alanı bulamamaktadır. Bu husus başlıca ülkeyi yönetenlerin, aslında toplumun değil de kendi menfaatleri doğrultusunda hukuku bir araç olarak gördükleri ve bu doğrultuda kullandıkları açık bir gerçektir. Bizler adil yönetenler ve adil bir toplum olmadığımız sürece, ülkemiz huzur ve güven içinde olmayacaktır. Yakın süreçte Anayasa mahkemesi TİP Hatay Milletvekili Can Atalay hakkında iki kez ihlal kararı verdi. Ve gereği ivedilikle yapılmak üzere ilk derece mahkemesine gönderildiyse de ilk derce mahkemesi iki defa hukuka aykırı ve hukuk garabeti olacak şekilde davranarak AYM kararının gereğini yapmadı. İktidar bununla da yetinmedi iktidar cephesinden insanların zihnini bulandıracak şekilde iki yüksek mahkeme kararı arasındaki çelişkilerin normalliğinden bahsederek tabanına zehirli bilgiler sundu. Bakınız! anayasamızın Madde 153 şöyle der: “Anayasa Mahkemesi kararları yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlar”. Bu kadar açık ve kesin bir hüküm karsısında fazla söze de gerek yok. Zira Mahkeme kararlarına uyulmayan bir yerde hukuk devleti ilkesinden söz edilemez. Anayasa mahkemesi kararlarını ister beğenin ister beğenmeyin veya Can Atalay'ı ister sevin ister sevmeyin anayasamızın amir hükmü çok açık ve nettir. Anayasa mahkemesinin kararının uygulanmamasının tek bir izahı var o da iktidar ve ortakları, Türkiye’nin bir hukuk devleti olmasının işlerine gelmemesi. Kurmuş oldukları düzenin bozulmaması... Bir dönem Cumhurbaşkanı bile hakkı zarar gördüğünde bu müesseselerden faydalanmadı mı? Unutulmamalıdır ki adalet herkese lazım. Düşünebiliyor musunuz bugün iktidar kimlerle kol kola. Bir yanında Bahçeli bir yanında Perinçek. Sayın Bahçeli hiçbir zaman tek başına iktidar olmamış ve hep iktidar ortağı olmuş ve olduğunda da ülke her geçen gün kötüye gitmiş çıkan ağır faturayı da halk ödemiştir. Bugün AYM kapatılmalıdır deyip adeta kötülük tohumu saçmaktadır. Bir diğer görünmeyen ve gerek cumhurbaşkanını gerek AK Parti’ye destek açıklamaları yapan Perinçek ise hukuk siyasetin etkisindedir, AK Parti tamda bizim çizgimizdedir minvalinde cüretkâr açıklamalar yapmaktadır. Tam da bu noktada soruyoruz bu işbirliklerinden ve her geçen gün kötüleşen Türkiye’nin durumundan rahatsız değil misiniz? Dolayısı ile mevcut anayasayı bile uygulatmayan bir iktidarın yeni anayasa özgürlükçü anayasadan da bahsetmesi çok trajikomiktir. Bu hedefi de tutturamamıştır. Bu hususlara dikkat edilmesi ve yaklaşan yerel seçimlerde mevcut iktidara sarı kart göstermesi gerektiğini bir kez daha hatırlatıyoruz” diye konuştu.
“Ülkemizde ciddi bir ekonomik kriz var”
İrvek açıklamasının devamında, “Mevcut iktidarın bir diğer 2023 yılı hedefi ise daha güvenli bir Türkiye idi. Ama bu da olmadı! Şuan dünya çapında ne kadar çete ve çete lideri varsa basından öğrendiğimiz kadarı ile ülkemizde yakalanıyorlar. Hatta bu çete liderleri ülkemizde iç hesaplaşmaya gidiyor silahlı çatışmalar şehir merkezlerinde gerçekleşiyor. Aynı şekilde kara para ülkemizde almış başını gidiyor. Her geçen gün yeni fenomenler kullanılarak bu kara paralar aklanmaya çalışılıyor. Şimdiki İçişleri Bakanı bu hususta takdire şayan çalışmalar yapıyor. Fakat bir önceki İçişleri Bakanı nasıl oluyor da bu hususları göremiyor. Sanki bir önceki İçişleri Bakanı başka iktidarın bakanıydı şimdiki başka bir iktidarın. Hayır her iki bakan da tek iktidarın aynı iktidarın bakanıydı. Bunun bir siyasi ve hukuki sorumluluğu yok mu? hesap vermeyen bir yönetim anlayışı olunca durum maalesef bu oluyor. Mevcut iktidar, 2023 hedefleri arasına, ülkemizi GSYH açısından dünyanın 10. Büyük ekonomisi yapacağını koymuştu. Bu husus da hüsranla sonuçlandı. Ülkemiz 17. Sırada kendisini buldu! uygulamada asgari ücretin açlık sınırı ile aynı seviyede olduğu yoksulluk sınırının 50.000 TL’ye dayandığı ülkemizde insanlarımız barınmadan ısınmaya beslenmeden eğitime bir çok alanda can çekişmekte. Bu iktidar dünyanın en iyi ekonomistlerini de getirip maliyenin başına koysa yine de ülkemizin bu kötü gidişatını toparlayamaz zira ülkeyi yönetenler hukuka bağlı değiller. Ülkemizin kurtuluşu, ilgili makamlarda ancak ve ancak hukuka bağlı adalete bağlı ehil ve layık yöneticilerin olmasına bağlıdır. Maalesef bu iktidar ve ortaklarının böyle bir dertleri yok. Şöyle bir geçmişe dönüp baktığımızda en son genel seçimlerde 6+1 ile helal olmayan şekilde iktidar koltuğunu tutan cumhur ittifakı seçimden önce ekonomik verileri bastırıp seçimden sora kontrolü bırakmadı mı? mazot seçimden önce 20 TL iken seçimden sonra 40 tl olmadı mı?, yine seçimden hemen önce TCMB faizi 8,5 iken seçimden hemen sonra 25 olmadı mı? seçimden önce 20 TL olan dolar kuru 30 TL’ye dayanmadı mı? maalesef bunların hepsi gerçekleşti. Ve bu gidişle yaklaşan yerel seçim sonrası mevcut iktidar potansiyelini koruma teveccühü gösterilirse maalesef bu veriler katmerli olarak artacaktır. Vatandaşımız mevcut durum karşısında daha da ezilecektir. 2024 yılı bütçesinde 1 trilyon 254 milyar lira faiz lobilerine ayrılmış durumda, bu tutar 2023 yılı için ayrılan tutarın yaklaşık 2 katıdır. Tarıma ise 2024 bütçesinde ayrılan destek 91 milyar liradır. İktidarın bu politikaları hem ekonomimizi bitirmekte hem insanımızı açlığa mahkum etmektedir. Hal böyle olunca marketlerde satılan bakliyatları da Latin Amerika ülkelerinden getirip ne olduğu belirsiz gıda türevlerini insanlarımıza reva görürsünüz. 4- İktidarın bir diğer 2023 hedefleri arasında kent içi ulaşımda sorun kalmayacağı, herkese, her yerde, tam zamanında ve hızlı, seçenekli, güvenli, konforlu, dünyayla entegre ulaşım çözümleri sunacağını, hedeflerinin başına koymuştu. Bunun için nüfusu 100 binin üzerindeki bütün kentlerde Ulaşım Ana Planları tamamlayacağını Kent İçi Erişim Bilgilendirme Sistemleri kurularak, tüm ulaşım bilgileri elektronik ortamda vatandaşın erişimine sunulacaktı. Bu hedef tuttu mu? Maalesef bu da tutmadı. Bu hedefi Van özelinde konuşacak olursak bugün memleketimizin bir çilesine dönüşmüş kent içi ulaşım sorunu bulunmaktadır. Henüz ne bir çevre yolumuz var ne de trafik çilesinin çözümü yönünde bir çalışma var. Gelinen noktada ülkemiz ayrı bir çıkmaza sürüklenmektedir. Açıklamalarımız doğrultusunda; iktidarın çokça propagandasını yapmış olduğu 2023 hedeflerinin fiyasko olduğu aslında hukuka ve adalete aykırı eylemleri ile geleceğe de umut vermediği anlaşılmaktadır. İktidar hedeflerinde sınıfta kalmış ve başarısız olmuştur. Önümüzde yaklaşan bir yerel seçim vardır. Genel Başkanımız Sayın Ali Babacan'ın ifadesi ile bu iktidara bu yerel seçimde sarı kartı gösterelim, bir sonraki genel seçimlerde de kırmızı kartı gösterelim. Aksi takdirde hep fakirlik hep mutsuzlukla yüz yüze kalacağız. DEVA Partisi, Sayın Ali Babacan liderliğinde, insanı önceleyen, hukuka ve adalete bağlı siyaset tarzı ile ülkemizin dertlerine DEVA olacaktır” diye konuştu.
“İşbirliğine kapımız her zaman açıktır”
Daha sonra gazetecilerin sorularını yanıtlayan İrven, “Yerel seçimler için çalışmalarımız devam ediyor. Bildiğiniz üzere iki ilçede adayımızı açıkladık. Büyükşehir Belediyesi ve diğer ilçeler içinde adaylarımızı çıkarma yönünde çalışmalarımız sürüyor. Biz hiçbir zaman için işbirliğine kapımızı kapatmadık. Biz gerçekçi ve sahici çözümler olması durumunda işbirliğine açık olduğumuzu ifade ettik. Bu aşamada şu an diğer partilerle ittifak yapma gibi bir durum olur mu olmaz mı belli değil. İttifak konusunu belli olunca kamuoyuyla paylaşacağız” dedi.
“Yılmaz Kılıç’a başarılar diliyoruz”
Aday belirleme çalışmalarının sürdüğünü belirten İrven, “Şu an bütün ilçelerde partimize aday adaylık başvuruları yapılmaya devam ediyor. Partimiz ikinci tanıtım toplantısını yaptı, üçüncüsüne hazırlanıyor. İttifak ihtimalini göz önünde bulundurarak adaylarımızı lansman toplantılarına göndermiyoruz. Süreci takip ediyoruz. Saadet Partisi ve Gelecek Partisi tarafından kurulan şehir ittifakı İpekyolu Belediye Başkan Adayı Yılmaz Kılıç’a başarılar diliyoruz. Bu demokratik bir yarıştır. Her siyasi partinin kendi adayıyla yerel seçimlere girmesi hakkıdır. Şehir ittifakıyla işbirliği yapıp yapmayacağımızı süreç gösterecek. Biz kendi adaylarımızı çıkarmak için bazı isimler üzerinde çalışıyoruz” diye konuştu.
“Alımların torpille yapıldığını biliyorduk”
İrven, “Adalet Bakan Yardımcısının bu şekilde davranması hukuka da, hakkaniyete de aykırıdır. Mehmet Ali Çelebi’nin savunması da hukuka aykırıdır. Mevzuatımızda şehit aileleriyle ilgili zaten bir sürü kolaylık, imkan tanınmıştır. İktidarın bu tür torpilleri yaptığını biliyorduk. Bu da belge oldu, bunlar riyakar insanlar, çizgisi net değil. Görüntüleri izleyen ilgili kişi hemen temel, hak ve hürriyet demeye başladı. Sıkışınca hemen böyle de diyebiliyorlar. İktidarın iyi işler yapmadığını herkes biliyor. İyi işler yapsaydılar ülke her alanda geriye gider miydi? Mümkün değil, torpil gibi davranışları doğru bulmuyoruz. Haksızlığa uğrayan insanlar siyasilerden destek isteyebilir ama torpil isteyemezler. Maalesef iktidarın siyasileri yüzünden insanlar artık siyasete güvenmiyor. Torpil olayını kınıyoruz. Biz zaten bunları biliyorduk, bundan sonra toplumda bilmiş oldu” dedi. HABER: BURHAN ERGİN