Devrimcilik ilkeli insanların işidir
Halkının refah ve mutluluğunu her şeyin üstünde görmek,
Ülkesinin bölünmez bütünlüğünü hiç bir koşulda tartışma konusu dahi yaptırmamak,
Çağdaş ve demokratik normu yakalamak,
Hukukun üstünlüğü anlayışını ilke edinmek,
Vatandaşlarının tümünü birinci sınıf vatandaş olarak kabul etmek,
Kimsenin yaşam biçimi ile ilgilenmemek, giyim ve kuşamına müdahale etmemek,
Sosyo ve ekonomik anlamda, vatandaşın yaşam kalitesini yüksetmek gibi bir hedefi olan ve bu hedefe ulaşmak için, ilkeli, inançlı, kararli bir mücadale yürüten, özel çıkarları bir tarafa iterek, genel çıkarlar doğrultusunda örgütlenerek, tüm araçları bu amaca hizmet doğrultusunda kullanmak işidir DEVRİMCİLİK.
İşte bizim BAKIŞ AÇIMIZ BU…
Geçmişte silahlı ve gizli eylemlerle bir hedef amaçlayan, kimler tarafından yönetildiğini bilmediğimiz bir devrimci örgütlenme içindeydik.
Marksist- Leninist bir ideolojinin adı altında çalışmalar yürütülürdü.
Bu ideoloji Rusya’da hayata geçti.
Daha sonra orta Asya ülkeleri, Polonya, Bulgaristan, Arnavutluk, Çekoslovakya, Küba gibi devletler Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliğini, Sosyalist Bloku oluşturdular.
Çin Sosyalist Cumhuriyeti de farklı bir blok oluşturdu.
Sovyetler Birliği Bloku baskı ve şiddetle 60 yıla yakın bir süre varlığını devam ettirdi. Sonra çöküşe geçerek darmadağın oldu. Bir daha dönmemek üzere tarihin kara sayfaları içindeki yerini aldı. Çin, uydurmasyon bir sosyalist sistemle yönetilmeye devam etti.
Aslında yukarıda tanımını yaptığım Devrimcilik 1968 yılında da benimsediğimiz bir anlayıştı. Belki tanımı böyle değildi. Ancak içerik olarak bu tanıma uygundu. Ülkemizde devrimciyim diye geçinen ne idüğü belirsiz, hangi dış düşmanların denetiminde olduğunu bilemediğim, İnan Albayrak isimli birinin fecebook ta paylaştığı Devrimcilere nasihat içerikli bir yazısını aynen aktarıyorum.
"Devrimcilik ile PKK'lı çok ayrı şeylerdir. Devrimci Emperyalizme karşı durur... Devrimci insan öldürmez...! Devrimci emekçiyi korur...! Devrimci vatanını sevenlere ve halkına siper olur...! Ben devrimciyim diyerek eli kanlı katiller sürüsüne destek vermekten artık vazgeçin...!"
Beynine sağlık kardeşim.
Ne kadar doğru ve güzel bir şekilde tanımlamışsın devrimciliği.
1968 kuşağı denilen Devrimci gurup içinde yerimi almıştım. Emperyalizme karşı savaşıyorduk. Emeği en kutsal değer olarak görüp, emekçiden yana mücadele ediyorduk. Kimseyi öldürmedik. Ülkeyi yöneten emperyalizmin uşakları bizleri öldürttü. Ülkemizi canımız kadar sevdik. Ülkemiz düşmanı İsrailin Baş konsolusunu kaçırdık. Amerikanın Askerlerini kaçırdık. Amerikayı ve İsraili ülkemizde istemiyorduk. Amerikanın altıncı filosunda görevli askerlerini denize döktük.
Şimdi Devrimciyim diye geçinenler, Amerika ve İsrail istihbarat örgütlerinin denetiminde ülkeye ihanet etmektedirler. Tüm şer güçleri birleşerek, emperyalizme ve faşizme karşı aslanlar gibi mücadele eden Devletimi yönetenleri etkisiz hale getirmeye çalışmaktadırlar. Her on yılda ihtilal yapan bir Silahlı Kuvvetlerimiz vardı. MİT teşkilatımız vardı. Amerikanın ve İsrailin istihbarat örgütlerinin emrinde ve denetimindeydi. Biz Devrimciler olarak bunların tamamını biliyorduk. Tüm mücadelemiz bu olumsuzluklara karşıydı. Ancak buna gücümüz yetmedi. Biz onları bitirelim derken onlar bizi bitirdiler.
Ben Devrimci mücadele verirken, devrimcilikle uzaktan yakından ilgisi olmayan bir çok arkadaşlarım vardı. Bizim mücadelemize hiç bir şekilde destek olmadılar. Biz bir çok mağduriyetler yaşadık. İşkencehanelerde günlerce işkence gördük. Zındanlarda yattık. İdamla yargılandık. Siyasi yasaklı olduk. Devlet kapıları yüzümüze kapatıldı. Memuriyet görevimize geri dönemedik. Arkadaşlarımın ve akrabalarımın hiç biri bizimle birlikte olmadılar. İlginçtir, şimdi bunların tamamı Amerika ve İsrailin organize ettiği devrimci mücadele içinde yer almışlardır.
Son on yılda Türk Silahlı Kuvvetlerimizin içinde bulunan olumsuz unsurların tamamı temizlenmiştir.Ordumuz bağımsız ve tamamen milletimizin emrinde görevini şerefle sürdürmektedir. Mükemmel hizmetleri ile milletimizin onuru olmuştur. Bölgemizin en güçlü ordusu olmasından dolayı güven ve huzur içindeyiz. Bir devrimci olarak tam benim istediğim gibi bir ordu oluşturuldu. Emeği geçenlere şükranlarımı sunuyorum. MİT kelimenin tam anlamı ile milli istihbarat örgütü olmuştur. Son on yılda millileşen istihbarat örgütümüz göğsümüzü kabartan ve bizleri onurlandıran bir yapılanmayı gerçekleştirmiştir. Cumhurbaşkanımızın dünyanın süper güçlerinin liderlerine karşı onurlu ve dik duruşu hiç alışık olmadığımız bir manzaradır. İsrailin, Filistinlilere karşı uyguladıkları zülmü eleştiren tek liderdir. Suriyenin Faşist liderine karşı kararlı ve tutarlı politikası mükemmeldir. Dünyadaki zülme karşı çıkarak, Birleşmiş Milletler Teşkilatının anti demokrat bir yapıda oluşunu eleştirerek dünya beşten büyüktür diyen tek liderdir. Daha neler neler. Yazmakla bitiremeyiz.
Şimdi kendi kendime düşünüyorum, biz mi devrimciyiz, Recep Tayyip Erdoğan mı devrimcidir.
Bir yazımın başlığında "Yüz yılın en büyük devrimcisidir" Recep Tayyip Erdoğan demiştim. Devrimcilik lafla olmaz. Devrimcilik eylemle olur. Ülke için yaptığı her şey devrim niteliğinde işlerdir. Büyük Devrimcinin Yüce Allah yar ve yardımcısı olsun.
Saygılarımla.