DİJİTAL PLATFORMDA BEN DE VARIM
Mustafa M. Atilla yazdı...
Ben Mustafa Atilla.
1962 yılında Van’ın Çalık Mahallesi’nde doğdum. Anne 1950 İstanbul Çapa Kız Öğretmen Okulu mezunu öğretmen. Baba Kuleli Askeri Lisesinde öğrenimini yaparken rahatsızlığı nedeniyle Van’a dönerek önce öğretmenliğe sonra okul yöneticiliğine daha sonra hava kurumu başkanlığı yapmış. Ben de bu ailenin üç çocuğundan en küçüğüyüm.
Annem Macide Atilla Okulu bitirip İstanbul’dan döndükten sonra öğretmenlik yapmak üzere Derviş Aksoy dedemin yaptırdığı Cumhuriyet İlkokuluna müdüre olarak atanır. Daha sonra babam Cevdet Atilla ile evliliğe karar verir ve bir süre sonra da evlenirler. Bu arada Cumhuriyet İlkokulu yöneticiliği yapmakta olan annem ,babama erkek egemenliğinin zirvede olduğu yıllarda kendisinin, bu egemenliğin kurduğu algıdan dolayı başka bir okula atanmasını sağlamasını söyleyerek Hüsrevpaşa İlkokuluna atanır. Babam da çarşı içindeki ilkokul yöneticiliğini sürdürmektedir.1968 yılında yani okul çağına geldiğimde Hüsrevpaşa İlkokulunda annemin öğrencisi olarak eğitim hayatıma başladım. Daha sonra Tunca Uras İlkokulu ardından Cumhuriyet İlkokuluna devam ettim. Oradan mezun olduktan sonra ortaöğrenimimi Kazım Karabekir Ortaokulunda, liseyi de Atatürk Lisesinde bitirdikten küçükten hayalim olan ticaret hayatıma başladım ve hala devam etmekteyim.
Kısa olarak kendimi tanıttıktan sonra atalarımın yaşadığı yerlerden uzak Anadolu’nun bir başka yerinde tabiatın sufi müzikleri eşliğinde hayatımı Antalya’da yaşamaya çalışırken yazılarımı, makalelerimi ve blog yazılarımı tüm okur ve hemşehrilerimle paylaşmanın tadını çıkaracağıma inanıyorum.
Van Sesi gazetesinin bana büyük bir incelikle ayırdığı sayfamı, köşemi çok akıllıca kullanmayı düşünüyorum. Akıllıcadan kastım, okurlarıma faydalı olacağıma inandığım düşüncelerimi, tecrübelerimi, önerilerimi mahşere bir adım kala hem kendi haneme hem de okurlarımın hanelerine +++++++ lar ekleyeceğime inancımdan dolayıdır.
Okurlarımın zihinlerini berraklaştırıp, yaşamlarını kolaylaştırmayı sağlayacak doğru ve pozitif bilgileri aktaracağım özverili yazılar olacaktır. Bunun yanında kendimce ve okurlarımca da kıymet biçilemeyen yazılarımda elbette olabilecektir ancak ne olursa olsun, nasıl olursa olsun herhangi bir şey, hiçbir şeyden çok daha iyidir mantığıyla hep hayatın sığ sularında ve derin sularında da yazılarımın masumiyeti, doğruluğu öğreticiliği ve samimiyetini elden bırakmadan Rab’bim sağlık verdikçe sürdüreceğim.
İnsanların duygularını, düşüncelerini, zevklerini, hobilerini ve bunlar gibi güzel olan her şeyi birbirleri ile paylaşmayı; paylaştıkça çoğalacağına inananlardanım.
Yalnız olmayacak kadar da kalabalık olduğumuzun farkındayım. Kendimi tanıttıktan sonra kısa bir yazımı eklemek istedim.
TAZİYE EVLERİ
Van’ın yerli ailelerinden Eryılar ailesinin en acı gününde yanlarında olmak, acılarını paylaşmak için geldiğim güzel şehrimizde birkaç günde çok güzel ve özel geleneklerimizden birine şahit oldum. Memleketimizin belli yerlerine yapılan taziye yerlerinin Van insanı için mükemmel bir hizmet olduğunu söyleyebilirim. El birliği yapıldığını düşündüğüm bu yerlere emeği geçen, yardımı dokunan hemşehrilerime memnuniyetimi ve teşekkürümü yazmak istedim.
Ülkemizin hiçbir köşesinde rastlayamayacağım kimisi tanıdık kimisi arkadaş, akraba, komşu, iş arkadaşları kimisi de Allah’ın rızasını umarak akın akın gelip bu mekânlarda cemaat oluşturarak cenaze sahiplerinin acı günlerini bir nebze azaltmak için ziyaret eden, dualarıyla destek veren güzel insanları gözlemledim. Bu davranışları sosyal yaşamın en güzel örneklerinden biri olarak kabul ediyorum.
Hayatı iyi kavrayan insanlar; dostların iyi gününe yavaş yavaş, kötü gününe de koşa koşa giderler.
Temennim bu soğuk, karlı kış günlerini geride bırakarak doğanın uyandığı; leylakların, zeringadeklerin, lalelerin ve çiçeklerin güzelliği, ferahlığı, kokusu ile kuş seslerinin çoğaldığı günlerin eşliğinde baharda birlikteliğimizi yıllara taşırız.