Dikensiz gül sevdalanmaları ve korku...
Karar vermek için önce karar verilecek konuda o kişinin bilgi birikimi olması gerekir, değil mi? Bu bakımdan, bilginin sihirli gücünün açamayacağı kilit/kapı olamayacağını bilmesi gerekiyor her kişinin.
Karar vermek için önce karar verilecek konuda; o kişinin bilgi birikimi olması gerekir, değil mi? Bu bakımdan, bilginin sihirli gücünün açamayacağı kilit/kapı olamayacağını bilmesi gerekiyor her kişinin.
Ama her konuda mı?
Yerine, zamanına ve duruma göre her kişinin genel bir bilgi birikimi olması gerekiyor yaşamda... Bunun yanında her kişinin yaşam tarzından kazandığı kendine özgü bilgiler vardır ki, bu durum o kişilerin bir tür sigortası, bir tür güvencesidir ayrıca.
Örneğin, hiç taşıt kullanma bilgisi olmayanla, şoför olan kişinin sürücülük konusundaki durumlarını karşılaştırır mısınız?
Hangisine sürücü/şoför olarak taşıtınızı teslim edersiniz?
Bilgi, kişinin özel hazinesi olması bakımından yaşamsal önem taşır, kişiliğini oluşturur herkesin.
Bu olgu, her yerde, her kişide aynı olgunlukta yaşanmaz tabii ki...
Her konuda bilgilendirilmiş/eğitilmiş toplumlar çağdaşlıkta en önde olmanın huzurunu/mutluluğunu yaşarlar bu dünyada.
Diğerleri ise "çağdaşlaşma yarışı"nda sıra kapmak için çırpınır dururlar.
Ekonomik, hukuksal, eğitim, sanatsal, bilim/teknoloji vb. daha nice alanlardaki bilgi, deneyim eksikliklerini giderme amacına yönelik çabaları sürer gider böylelerinin.
Çünkü; çağdaş toplumların, bulundukları yerden daha ileri noktalara ulaşma çabaları devam eder/sürer gider. Geri kalmış toplumlar da; onların ayak izlerini takiple ulaştıkları noktalarda yenileşmenin/çağdaşlaşmanın sevincini kendi bilgi birikimleri ölçüsünde yaşarlar.
***
Yönetimsel anlamda çağdaşlaşma hamlelerine Osmanlı döneminde başladık ana, örnek alınan Avrupa yerinde durmuyor ki, yetişelim/yakalayalım.
Hala bu yarışta koşuyor, kimi zaman tökezleyip düşüyoruz.