Dilek tuttum…
Acaba gerçekleşecek mi?
Ya da ne zaman gerçekleşir?
tutup ne zaman gerçekleşeceğini beklemek ne kadar güzel.
Bir dilek tutmak bir şeyin gerçekleşmesi istendiğinde, onun olmasını içten dilemektir. Her durumda yapılabilecek olmasına rağmen yine de dilek tutmak için uygun olduğuna inanılan bazı özel durumlar, anlar vardır.
Yıldız kaydığını görünce…
Aynı isme sahip iki kişinin arasında dururken
İskambil kâğıtlarında…
Hıdrellez'de…
Yılbaşı gecesi saat 00.00'da…
Ağaca bir bez parçası bağlarken…
Kahve falına bakılırken fincan açılıp yorumlanmadan hemen önce... gibi… gibi… gibi…
Kime sorarsanız sorun, herkes dileğinde, önce güce sahip olmak istiyor.
Güce sahip olan, en çok değer verilenlere de sahip oluyor.
Güç; iş demek, para demek, statü demek, sağlık demek, her şey demek, herkese göre… İnsanlar neye sahip olmak istemezsin sorusuna ise düşmana, kötülüğe gibi cevaplar veriyor.
Peki, hanginiz sevgi, saygı, özgüven, çalışkanlık, çaba, insanlık, vicdan, insaf, kıymet duygusu, vefa, sabır, yürek, cesaret, duygu, ihlâs, gurur, onur, özveri, yetenek, beceri, iman, denge, akıl, fikir, izan gibi güzel özelliklere sahip olmayı dua ederken ister ya da istemez ya da istemek işimize gelmez.
Zaten onlardan bizde vardır.
Biz sahip olmadıklarımızı isteriz diye mi düşünürüz acaba?
Oysaki sahip olunan gerçek değerlerin değerini bilmeyiz.
Sahip olunanların kıymeti de azalır, hemen tüketilir.
Bütün kavgalara, tartışmalara, sorunlara bakın, tüm bunlar sahiplik üzerinden yapılır. Birileri nedense bir şeyin daha çok sahibi olduğunu düşünür. Ya da olmayı hak ettiği düşünür.
Hep kendini aşka insanlardan üstün görür ya da düşünür.
Köklerine, geçmişine, eskisine, ölüsüne, kültürüne, diline, sanatına, hele ki kendisine gerçek anlamda sahip çıkmak isteyenlere nedense çok kızılır.
Zaten sahipsin, sorun mu var?
Her şey güllük gülistanlık…
Neyin eksik…
Biz her zaman doğruyu bilir doğruyu yaparız, akıl bizde, bilgi bizde, görgü bizde…
Onur, gurur da neymiş…
Enerjini, heyecanını, coşkunu gereksiz değerler için sakın harcama.
Hayal etme, çaba gösterme, riske sakın girme, başkaları için özveri mi boş ver.
Duygu, özgüven, iyilik, insanlık onlar da neymiş?
Hiçbir şeye aldırma.
Günümüzde sahip olduğunuz güç damarlarınızdaki asil kanda değil, kolunuzdaki pozunuz da ya da cebinizdeki cüzdanda ve bunun getirdiği imandadır.
Oysaki "İnsan kendini, yalnızca insanda tanır" ya da "İnsan, insanı kendinde tanır"
Bakar kör, uyurgezer, dondurulmuş et gibi olmadan yaşamı hissetmenin, düşünmenin önemini daha iyi kavramamız gerekiyor.
Herkes, genel anlamda bir şaşkınlık, umutsuzluk içinde.
İnsanlarda, yaşamın neresinden tutsak, nasıl sarılsak, tutunsak kaygıları had safhada…
Dilek tutmak demek: İstemektir, olmasını dilemektir, umut etmektir.
Hadi dilek tutalım…
Dileğimiz de sevgi, saygı, özgüven, çalışkanlık, çaba, insanlık, insaf, kıymet duygusu, vefa, sabır, yürek, cesaret, duygu, ihlâs, gurur, onur, özveri, yetenek, beceri, iman, denge, akıl, fikir, izan, vicdan ve yürekli biri olmak ve böyle insanlarla dolu bir dünya istimek olsun…
Bir kez olsun güç değil insanlık adına bir şey isteyelim.
Bir kez olsun bencillikten uzak dilekler tutalım..
Hadi şimdi bir dilek tut…
Dileriniz kabul olsun…
Sevgiyle İlerleyin…