Dışişleri Bakanı 'IŞİD'e kara harekatı' mı ima etti?
Dışişleri Bakanı Feridun Sinirlioğlu, Türkiye'nin IŞİD'le mücadelede askeri olarak harekete geçme planları olduğunu söyleyince 'kara harekatı mı' sorusu gündeme geldi. Dışişleri ise böyle bir seçeneği ne teyit ediyor ne de yalanlıyor.
Dışişleri Bakanı Feridun Sinirlioğlu, önceki gün Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’nin başkenti Erbil’de katıldığı ‘Ortadoğu’nun Geleceği Konferansı’nda IŞİD’le mücadeleyle ilgili bir soru üzerine, "Türkiye’nin IŞİD’le mücadelede askeri olarak harekete geçme planları olduğunu"söylemişti. AA’ya göre, soruyu yanıtlarken IŞİD’in Türkiye sınırlarında da terör saldırıları düzenlediğini hatırlatan Sinirlioğlu, “Onlara (IŞİD) karşı önümüzdeki günlerde askeri olarak harekete geçme planlarımız var. Göreceksiniz. Hepimiz birlikte bu tehlikeye karşı durmalıyız. Fakat aynı zamanda Suriye’deki krizin çözülmesi gerekiyor. Demokratik bir temelde Suriye sorunu çözülmelidir” dedi.
YAŞAM TARZIMIZI TEHDİT EDİYOR
Irak ve Suriye’deki IŞİD’in Türkiye için de tehdit olduğuna dikkat çeken Sinirlioğlu, Türkiye’nin de dahil olduğu koalisyon güçlerinin daha etkin mücadele etmesi gerektiğini vurguladı. Sinirlioğlu, “DAEŞ (IŞİD), yaşam tarzımızı ve güvenliğimizi tehdit etmektedir. Türkiye, DAEŞ’e karşı mücadelede Irak ve Kürdistan bölgesine yardım etmeye devam edecek. Tüm terör örgütlerinin ortadan kaldırılması için çabalarımızı sürdüreceğiz. Kürdistan bölgesi ve Irak’ın terörle mücadelede başarılı olabilmesi için sorumluluk bilinciyle hareket edeceğiz” dedi.
Hürriyet gazetesinden Uğur Ergan, Dışişleri Sözcüsü Tanju Bilgiç'e “Sinirlioğlu, bu sözleriyle bir kara harekâtını mı kastetti” sorusunu yöneltti. Bilgiç, “Ben kara harekâtı diye bir şey duymadım. AA’da yer alan metinde de kara harekâtı diye bir ifade yok. DAEŞ terör örgütüdür. Bu örgüte karşı her türlü tedbiri almaktayız ve alıyoruz” dedi.
ÇÖZÜM SÜRECİ ÖLMEDİ
Çözüm sürecine de değinen Sinirlioğlu, 'sürecin ölmediğini, duraklama devrine girdiğini' belirterek şöyle devam etti:
“Demokratik siyaset önem taşıyorsa, silahların bırakılması gerekiyor. Terörist bir örgütün, çözüm sürecindeki varlığı kabul edilemez. PKK Türkiye’ye karşı terör eylemlerine başvurdu. Saldırıların olduğu bir yerde siz siyasetle cevap veremezsiniz. Bir terör örgütü olan PKK, Türkiye’de Kürtleri temsil etmiyor. PKK farklı görüşlere izin vermiyor. Özellikle Suriye’nin kuzeyinde. Diktatör, nerede olursa olsun diktatördür. Bunun Kürt, Türk ya da Arap olması fark etmiyor.”