Dişli değilsen, güçlü değilsen canavarlar yutar seni…

Son yazım "Evrensellik üzerine..."de dünyanın içinde bulunduğu ekonomik, sosyal, siyasal ve diğer yönlerini incelemiş, kendime göre yorumlamaya çalışmıştım.

Bölgemizde 100 yıl önce çizilen sınırlar bu gün değiştirilmeye çalışılıyor. Buna karşı koyacak hiç bir güç de ne yazık ki görünmüyor… " Her ulus, gücü oranında kendi kaderini kendisi tayin eder" sözünden hareketle; ya emperyalist güçlerin istemleri doğrultusunda boyun eğeceksin ya da bağımsızlığın için canın pahasına mücadele edeceksin…

Dişli değilsen, güçlü değilsen canavarlar, yutar seni.

Bu cümle tam da bizim ülkemizin içinde bulunduğu şartlara uygun bir cümledir.

Irak parçalandı. Petrol ve diğer kaynaklarına el konuldu.

Libya parçalandı. Petrol ve diğer kaynaklarına el konuldu.

Suriye parçalandı. Petrol ve diğer kaynaklarına el konuldu.

Mısır Cumhurbaşkanı tutuklandı. Bir Amerikan uşağı Devlet başkanı olarak atandı.

Suudi ve BAE'likleri ABD uşakları tarafından yönetiliyorlar.

Filistin işgal edildi. Milyonlarca insan katledildi.

Doymadılar. Türkiye'ye göz koydular. Parçalamak, bölmek istediler. Başaramadılar.

Sınır hattında terör Devleti kurmak istediler. Başaramadılar.

Türkiye, oldubittilere meydan vermemek, sınırlarında olası terör tehdidini yok edebilmek ve göç akımını durdurabilmek için 30 km.'lik bir tampon bölge oluşturulması yönünde çok ciddi ve kararlı bir tavır aldı.

Bu tavrına başta ABD ve Rusya karşı çıktı.

Avrupa Devletlerini ve ortadoğudaki ABD uşağı olan Devletleri saymıyorum.

Türkiye tüm karşı koymalara rağmen Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı ve Afrin operasyonlarını gerçekleştirerek, bölgenin en güçlü, en ciddi ve en dişli ülkesi olduğunu sahada ispat etti...

Ancak, ne yazık ki Soci ve Astana süreçlerini de yok sayan bir anlayışla rejim güçleri, İran ve Rusya adete Türkiye'nin sabrını test edercesine, saldırılarına devam ettiler…

Her türlü provokasyonu yaptılar.

Türk Silahlı Kuvvetlerinin gözlem noktalarının olduğu bölge Rusların desteğinde Esat güçlerince işgal edildi.

İki gözlem noktamıza yapılan saldırı sonucu 13 şehit verilmiş, Türkiye'nin girişimlerine olumlu cevap bugüne kadar verilmemiştir.

"Dişli değilsen, güçlü değilsen canavarlar yutar seni" anlayışı çerçevesinde, güçlü ve dişli olduğumuzu sahada göstermeye başlayınca, hem Rusya'dan hem de ABD'den "ikili görüşmeler" adı altında,  birlikte hareket edilmesi noktasına kadar geldik…

Ne Rusya'nın ne de ABD'nin "kendi çıkarlarından başka bir düşüncelerinin olmadığını" biz çok iyi bilmekteyiz.

Türkiye İDLİP’te kendi güvenliğini sağlayabilecek tüm şartları hazır hale getirmiştir. İstediği tavizleri de alacaktır. Bundan sonrasını onlar düşünsün...

Yoksa, ne Rusya'nın, ne ABD'nin, ne de İran'ın, tek başlarına çözüm noktasında yapabilecekleri bir şey yok…

Olsa, olsa "ölüm yağdırırlar, mazlumlara"…

Zulümlerini katlayarak, yürek yakarlar…

Biz bu zalimlerin zülüm yapmalarına izin vermeyeceğiz.

Şu asla unutulmamalıdır:

Bu mesele ülkemizin milli meselesidir.

Varlık ve yokluk meselesidir.

Bağımsız Türkiye meselesidir.

Bu ülke insanlarının namus meselesidir.

Bu mesele Erdoğan'ın, şunun bunun şahsi meselesi değildir.

Vatan hainlerinin söylemlerini bir anımsayalım.

"Türkiye ile Suriye savaşırsa, biz Suriye’den yana oluruz" diyen birçok alçak hainler halen ülkemizde istedikleri gibi yaşamaktadırlar.

Erdoğan düşmanları, İdlip'de TSK'nın mağlup olmasını can-ı gönülden istemektedirler… Gazeteci kılığında alçak bir hain, sosyal medyada bir video yayınlayarak Erdoğan düşmanlığını şehitler üzerinden yaymaya çalışıyor. Bu ülkenin tüm Vatanseverleri ülkesinin beka'sı için şehit olmaya hazırdır. Bu böyle biline.

Allahın izniyle hem içerideki ihanetçileri hem de dış düşmanlarımızı yok edebilecek güç ve kabiliyetteyiz.

Allah ordumuzu her daim muzaffer etsin.

Bu alçak ihanet şebekelerinin peşinden giden, sağlıklı düşünemeyen, yalan ve yanlış algılarla beslenen bu zavallı zevatın da bir an önce aklıselimle buluşmalarını Yüce Allahtan niyaz ederim.

Bu ülke için, bu vatan için, bu bayrak için, bu devlet için yüreklerini ortaya koyanlara, SELAM OLSUN.

Saygılarımla…