Geçen günlerde YKS sınavlarının sonucu açıklandı, şimdide gençler için -27 Temmuz 5 Ağustos tarihleri arasında- üniversite tercih maratonu başladı. Geleceğimiz olan yüz binlerce gencimiz şimdi üniversiteli olmanın hayallerini kuruyor.
Evet, bu günlerde gençlerimiz büyük ve tatlı bir heyecan içerisindedirler.
Nasıl heyecanlı olmasınlar ki? Heyecanlı olmamak ellerinde değil.
Zira ömürlerinin en güzel yıllarını peşinde geçirdikleri bir hedefin zorlu ve emek dolu bir maratonun son virajı olan karar verme bir tercihte bulunma aşamasındadırlar şimdi.
Bu aşamada bundan sonraki yaşamlarını etkileyebileceğini düşündüğümüz, maalesef toplumumuzda baskın olan bir konuya dikkatleri çekmek gerek.
Gençlerimiz on iki on üç yıllık eğitim süreçlerinin ardından şimdide hedefledikleri, hayalini kurdukları bir bölümün bir üniversiteyi okumanın tatlı telaşı içerisindedirler.
Bu yüzden nihai karar ve tercih kesinlikle onların olmalı, onlar sevdikleri gönüllerine yatkın olan ve yarın sahip olduklarında mutlu olabilecekleri bir bölümü bir mesleği seçmekle özgür olmalılar.
Elbette ebeveynler olarak bu konuda bizlerde en az onlar kadar bir heyecan içerisindeyiz. Ancak bazen birçoğumuz bu heyecanımızı doğru kontrol etmeyip onların kararları üzerinde baskın ve belirleyici bir tutum ve davranış içerisine girebiliyoruz.
Bizler bu konularda aşırı realist ve idealist bir tutum takınabiliyoruz. Onların gönlünde yatan bölümü mesleği bizler önemsemeyip gönlümüzde yatan aklımızda olan belki prestijli belki maddi bir karşılığı daha çok olan bir tercihe onları zorlayabiliyoruz. Yani onlar üzerinden hedeflediğimiz bir sonuca, bir emele ulaşmak için onların duygularını rahatça bir tarafa bırakabiliyoruz. Evet, bu anlamda belki niyetimiz kötü değil, ancak böylesi bir tavır ve tutumumuz da hiç doğru değil. Kesinlikle bundan kaçınmalıyız, zira bu tavrımız onlar için yarın telafisi mümkün olmayan birçok duruma, soruna neden olabilir. Elbette büyükleri olarak birçok konuda tecrübe sahibi olduğumuz için onlara doğru bir rehberlikte bulunabiliriz. Ancak ifade ettiğimiz gibi onların kararları üzerinde mutlak anlamada belirleyici bir konumda bir tavır içerisinde olmamalıyız. Son karar vericiler olarak onlara söz vermeliyiz.
Bu çerçevede en doğru tercih nedir diye sorduğumuzda, onlar için en doğru tercih bizim istediğimiz yâda maddi karşılığı çok olan ve prestijli bir mesleğe sahip olacakları bir bölüm bir üniversite tercihi değil, onların kendilerini mutlu ve huzurlu his edebilecekleri ve gönül huzuruyla icra edebilecekleri yarınki yaşamlarında bununla mutlu olabilecekleri bir mesleğin bölümü ve tercihidir diyebiliriz.
Hepinize hayırlı ve doğru tercihler sevgili gençler.
